Yolda söyleniyordu hala, kızıyordu Semi. Bu kadar aşağılanmaya katlanamıyordu. Arkadaşı onu sakinleştirmeye çalışsa da arada o da payını alıyordu istemsiz. Kasabanın merkezine kadar gelmişlerdi. Semi arabadan inip yürümek istedi. Arkadaşı ile yolda hem yürüyüp hemde konuşuyorlardı. Sakinleşti Semi, aslında siniri saman alevi gibiydi bu yapısı annesine benziyordu. Ailesinden konu açıldı. Arkadaşı ile dertleşiyordu. Onun hakkında çok bilinmeyen vardı. Herkese her şeyinden asla bahsetmezdi ama şu anda içinden dertleşmek geçiyordu.
Kendisi daha 15 yaşlarında babasının terk ettiğinden bahsediyordu. Aslında terk etmemişti annesi evden kovmuştu. Nerede olduğunu bilmiyordu. Annesinin cenazesine bile gelmemişti. Arkadaşı dayanamadı merakından sordu;
-Ne hata yaptı ki annen onu kovdu?
-Kötü bir hikaye ama hayatında birisi varmış, annem gururlu kadındır asla anlayış göstermeden tek kalemde sildi. Hem kendi hayatından hemde bizim hayatımızdan.
Başka bir kadını bize tercih etmiş işte.
-Kötü bir hikaye dostum, canını sıkmak istemezdim peki ya kardeşin hala beraber kalıyorsunuz değimli?
Bu sorunun karşısında arkadaşına baktı hüzünlü gözpınarlarının düşmekte ısrar eden damlalarını içine akıttı sanki. Bu soruya cevap vermek istemedi sustu öyle etrafına bakmaya başladı. Kısa dertleşmeleri iyi gelmişti aslında Semi'ye. Arabaya tam binerken orada pazarcıların tezgah toplaması dikkatini çekti. Tam elindeki uzun sopa ile bir elbise indirirken koşarak adama durmasını istedi.
-Bir dakika bu elbiseyi almak istiyorum.
-Tabi beyim hemen, toparlanıyorduk ama kısmeti varmış sahibine gitmesi için bu elbisenin.
Arkadaşı uzaktan bakıyordu. Semi ise pazarcının elbiseyi özensiz attığı poşetle arabaya bindi.
Üçüncü gün herkesten erken uyanmıştı Semi, daha gün yeni ağırıyordu neredeyse. Rüyalarına hep kabuslar ev sahipliği yapardı yaşadıklarından dolayı fakat bugün ilk kez gülümseyerek uyandı çünkü kabusun yerini o gizemli kız almıştı rüyalarında. Çantasını alıp yola koyuldu. Onca yolu yürüyerek gitmek istedi. Bu sessiz manzara onu nedense huzurla kavuşturuyordu. Her adımında dertlerini geri adımlarda bırakıyordu sanki.
Ekip uyanınca Semi'nin gittiğini öğrenmeleri karşısında büyük şaşkınlık yaşadı. Dilşad sinir küpü olmuştu. Dün geceki karmaşadan uzaklaşmasını sağlayan arkadaşı Dilşad'a öyle bir şey söyledi ki, günün akışını tersine çevirir cinsten oldu.
-Elbiseyi giymemişsin?
-Ne elbisesi?
-Dün Semi sana elbise aldı özür mahiyetinde diye düşündüm hatta derken kelimelerin dizilişinde tonları düşüyordu.
-Ne saçmalıyorsun sen? Bana bir şey filan almadı dedi ve başını sağa çevirdi. Herkesin yüzüne sert bir ifade ile bakıp;
-Bu adam ne yapıyor bilen var mı?
Herkes cevapsız bıraktı bu soruyu çünkü bildikleri bir şey yoktu. Erkenden uyanıp tek başına gitmeler, aldığı elbiseyi kime verdiği hakkında askıdaki sorular cevapsızlığını koruyordu. Bitiremediği işin altında gerçekten bir şey olduğu anlaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZDEN BİRİ
RomanceRüyalar serisinin 2. kitabı olan Bizden Birini okurken bambaşka duyguları ile içinizde merak uyandıracak kadar farklı bir hikayesi var. Semi'nin başına gelen olaylar ile aşkı bulması bir tesadüf olamazdı.