Sabah şafak sökmeden tek başına gitmeyi düşündü bu kez, gittikleri her yolu düşünerek tek bir yere bakmadıklarını bulmuştu. Aslında o evin çok yakınlarında ama arka tarafına düşen bir yol kalmıştı. Bacaklarında artık derman yoktu yorgundu neredeyse bir haftadır bir bilinmeyenin peşinde koşuyordu. Tahminlerinde yanılmadı o uçurumu sonunda bulmuştu. İçindeki sevinç ile geri döndü Lena'ya haber vermek için sabırsızlanıyordu.
Kapıyı yumrukluyordu adeta;
-Lenaaaa aç hadi Lenaaaa nerdesin?
Neden bu kız kapıyı açmıyordu, korktu bir şey olmasından. Bahçenin arka tarafına doğru dolandı, oradaydı. Ama neden mutsuzdu bu kız? Beraber ektikleri çiçekleri söküyordu acımasızca. Bu kadar vicdansızca ve gözyaşları içerisinde ne sebep olabilirdi anısı olan o çiçekleri sökmesinde. Yanına gitti çenesinden hafifçe kaldırdı başını, gözlerini kaçırıyordu.
Semi;
-Neden o çiçekleri öldürdün?
Lena;
-Zamansız açan çiçekler bunlar dedi gözleri hayata küskün bakıyordu o gün. Halbuki beraber ekmişlerdi o çiçekleri kökleri toprağa kavuşurken aşkları can suyu olmuştu.
Semi;
-Sana çok güzel bir haberim var! Gelecek misin benimle? Buldum! Diye umutla neşesini yerine getirmeye çalışıyordu. Lena söktüğü çiçekleri oraya bıraktı. Yavaşça ayağa kalktı sanki hiç sevinmemişti en çok istediği yerin bulunmasına.
Lena;
-Gidelim artık çok vakit geçti dedi. Bulmaca gibi konuşsa da az sonra sır perdesi aralanacağından emindi Semi. Bisikletine bindiler ve onu uçuruma götürdü.
Lena uçurumun en ucuna kadar gitti, Semi onu uzaktan izliyordu. Bu sıcak yaz gününde gözyaşları yağmur olmuştu sanki, birden bulutlar kapladı gökyüzünü ve yağmur damlaları gözyaşlarına eşlik etmeye başladı. Lena uçurumda uzun bir süre öyle boş gözlerle bakarak duruyordu. Islanmıştı, sırılsıklamdı. Semi de öyle ama ne yaptığını hala anlayamadı, bekliyordu onu birkaç adım uzakta.
Lena aşağı baktı sonra Semi' nin gözlerine. Koşarak sarıldı... Yapamadı yapması gerekeni... Semi yağmur altındaki bekleyişinde bu sarılmayı beklemiyordu. Kokusu yağmurun toprak kokusunu bile bastırıyordu. Tüm gün hatta bir ömür böyle kalabilirdi. Lena'nın hıçkırarak ağlamasından başka bir ses yoktu. Yağmurun şiddeti bile gözyaşlarını gizleyemiyordu.
Eve tekrar geri döndüler, uzun bir zaman orada kaldıktan sonra. Islandıkları için Lena üzerini değiştirdi. Yine o yırtık kıyafetlerini giydi. Semi olanları anlatması için yüzüne bakıyordu. Ama bugün yaşadığı anların büyüsünden kurtulamamıştı anlaşılan. Anlatacak dermanı yoktu kızın. Soru bile soramadı kendisine. Sarıldı koltukta, o halde tüm geceyi sessizlikle geçirdiler. Sarılarak uyudu Semi.
O gece daha büyülüydü sanki teninin hissi için günlerce uyuyabilirdi onun yanında. Rüzgar insiyatifini kullanıyordu arada, estiğinde o büyülü koku daha yoğun geliyordu. Bazı aşklar dilsiz olur sözler bile yanında basit kalır fakat gözlerde yaşanan aşk bir başkadır, bambaşkadır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZDEN BİRİ
RomanceRüyalar serisinin 2. kitabı olan Bizden Birini okurken bambaşka duyguları ile içinizde merak uyandıracak kadar farklı bir hikayesi var. Semi'nin başına gelen olaylar ile aşkı bulması bir tesadüf olamazdı.