13●

4K 387 97
                                    

Yoongi yerinden fırlayıp "Büyük bir yanlış olmalı birincinin Mi Na olmasi gerekirdi" diyor. Kolundan tutup

"Tamam Yoongi lütfen sorun çıkarma" diyorum.

"Ama Mi Na"

"Demek ki sonuç böyle olucakmış" deyip surat asarken. Hoca sınıftan çıkıyor ve Joo hemen karşımda bitiyor.

"Gitme vaktin geldi Mi Na" deyip gülüyor. Yoongi ona doğru dönüp

"Kesin bu işte bir parmağın var" diyor bağırarak. Ayağa kalkıp

"Eğer ben kazansaydım gitmeyeceğine fazlasıyla emindim. Ama senin aksine daha cesaretli bir insanım. Gidiyorum artık rahat edersin"

"Ya saçmalama Mi Na bir yere gittiğin yok" diyor Yoongi.

Kendime oldukça berbat hissediyorum böyle bir şeyin olmasına hala anlam veremiyorum. Ama elimden bir şeyinde gelmediğini biliyorum. Ben gitmesem Joo kesin gitmem için uğraşlar verirdi bu da rezillik olurdu.

Bütün gün ben sınıfta otururken Yoongi beni neşelendirmek için türlü uğraşlara girmişti.

"Yoongi! Sensiz nasıl gün geçireceğim ben şimdi.."

"Joo'nun nasıl biri olduğunu çok iyi bilen biri olarak bu iddaya girmemeni tercih ederdim. Ama senin ne kadar inatçı ve gururlu biri olduğunu da biliyorum. Elden bir şey gelmez ama beni düşüneceğine elindeki üniversiteyi de kaybettiğine üzül. Sonuçta ben her zaman yanına geleceğim"

"Haklısın" deyip başımı sıraya koyuyorum. Sende karşıma başını koyup

"Üzülme , bu kadar kolay bitmesine izin vermem"

"Ne yapabiliriz ki? Yarın gelemeyeceğim"

"Bilmiyorum ama ben düşüneceğim. Yiyecek bir şeyler almaya gidiyorum" diyerek yanımdan ayrılan Yoongi ile. Gözlerimi kapatıyorum.

***

Okul çıkışı ona veda edeceğim için kendimi berbat hissediyorum ben hala surat asarken.

"Neden okul yöneticisiyle konuşmuyoruz? " diye soruyorsun.

" Joo'nun babası buranın müdürü ve Joo kesinlikle sözünü babasına sözünü geçirir. Yani Joo'nun zoruyla gitmektense kendi isteğimle gitmeyi tercih ederim." Diyorum.

"Her neyse ben bir yolunu bulurum" deyip göz kırpıyorsun.

"O halde bugünlük beni eve bırakırsın değil mi? Çünkü yarın görüşemeyeceğiz"

"Olur. Sen de bana güzel bir yemek hazırlarsın çok açım" deyip beni kolunun altına alıyorsun. Bense yeniden sırıtmaya başlıyorum.

***

Eve geldiğimiz de sen koltuğa kurtulmaya yeltenirken

"Hey! Benimle geliyorsun bayım" deyip mutfağa ilerliyorum. Ufladıktan sonra

"Ama ben anlamam ki " diyerek peşimden geliyorsun.

"Bana yardımcı olman yeterli" deyip önlüklerimizi çıkarıyorum. Elimde duran pembe ve mavi önlükten pembeyi sana uzatıp

"Lütfen benim için " deyip kedi misali yalvararak bakıyorum.

"Hayatta olmaz! Benim gibi bir adama"

"Ama Yoongi ! lütfen lütfen" deyip yerimde zıplıyorum.

"Peki ama gülmek yok. Gülersen çıkarırım "

"Tamam söz" deyip kendimi tutuyorum. Her gün genellikle siyah ve beyazlardan yana olan Yoongi'de pembeyi merak ederek bakıyorum. Üzerine önlüğü geçirdiğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastıyorum.

"Biraz aegyo yapsan?" diye sorduğumda. Suratın ciddileşiyor.

"Ya! amacın ne kızım" diye çıkışıyorsun .

yi be! Bir şey demedik" deyip Arkamı dönüp işime bakıyorum.

Çok geçmiyor beni belimden saran ellerinle şaşırıyorum.

"Bana leşşetli yimekler yap Mi Na!" Bu aegyolu sesinle gülme krizlerine giriyorum. Ardından geri çekildiğinde bende arkamı dönüyorum ama beni kandırıyorsun ve bir anda kollarının arasına hapsedip bana yaklaşıyorsun. Yüzlerimiz gereğinden fazla yakınken. Elini yüzüme koyup

"Hayatım boyunca kimseye göstermem dediğim hangi duygum varsa. Ben bunları sadece sana açtım Mi Na! Yanımda olduğun için teşekkürler ve Seni Seviyorum Mi Na"

Dudakların dudaklarıma doğru yol alıyor. Kalbin hızla çarparken ellerim terlemeye başlıyor. Dizlerim ise beni adeta zorla ayakta tutuyor. Dudakların dudaklarımla buluştuğunda gözlerimi kapatıyorum aynı anda utanırken bu oldukça hoşuma gidiyor.

IMPOSSIBLE ✔ [MIN YOONGI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin