16●

3.4K 365 103
                                    


Yoongiden

Eve geldiğimde aklıma gelmişti Mi Na'ya vereceğim parfüm şişesi , bana kokumu çok beğendiğini söylemişti. Yani aslında annemin kokusuydu , şimdi o kokuyu ona armağan etmek istemiştim ve yarını beklemek istemiyordum.

Geldiğim onca yolu geri döndüm. Onun için herşeye değerdi çünkü.

O benim yeniden bu hayata dönmeme neden oldu. Ben onda kendimi buldum o benim için sevgiliden çok asla dinlemekten bıkmayacağım bir melodiydi. Sadece onu dinlemek, onu yanımda hissetmek, ona dokunmak istiyordum.

Onun dışında herşey yapmacık ve samimiyetsizdi.

Onda her şey fazlasıyla orjinal ve tapılasıydı.

Bağımlılık yapan bir sakız gibiydi ama patlatıp kaybolmasına izin vermezdim.

Özgürce uçmasını istediğim bir uçurtmaydı ama ipi hep elimdeydi.

Sevdiğim bir kıyafet gibiydi belki solacaktı, yıpranacaktı ama ben onu hiç atmayacaktım.

Her yönden ben de garipti işte çünkü ben pekte normal sayılmazdım.

**

Evin önüne geldiğimde kapıyı ardına kadar açık gördüm. Garip! Neden böyle açmışlar ki? hem de bu saatte. Yavaşça kapıya doğru ilerledim. Kapıya yaklaştığımda tıklatıp

"Mi Na!" diye seslendim. Ama evden tek bir ses dahi çıkmıyordu. Adımımı içeri atıp ilerlemeye başladım. Bakışlarımı ilk olarak salonla birleşik mutfağa ardından sol tarafa doğru gezdirdim.

Gördüğüm manzara karşısında dona kalırken. Bu görüntünün rüya olduğunu düşündüm. Anlam veremiyordum beynim kilitlenmişti sanki düşünme yetimi ve neredeyse aklımı kaybetmek üzereydim. Akan gözyaşlarıma mani olmadım

"Mi Na" diye seslendim. Sesim tüm korkularımı ortaya koymuştu. Yavaş adamlarla ona doğru her yaklaştığımda


"Lütfen lütfen" diye fısıldadım.

Daha fazla kendimde güç bulamamıştım. Dizlerimin üzerine düştüm ve hızla Mi Na'ya ulaştım. Onu kollarımın arasına çekip aldım. Gözlerim kana bulanmış karnına giderken, ben yüzüne bakmak için kendimi zorladım. Elimi o yumuşacık tenine koyup

"Mi Na!" Dedim tekrar. Artık bir cevap duymalıydım.

Dudakları kurumuş ve solmuştu. Teni her zaman ki sıcaklığında değildi. Hareketsizce yatıyordu sadece, hiçbir belirti yoktu. Deli gibi korkuyordum ama öğrenmek zorundaydım. Kalbine doğru eğildim benim için atan ritimleri duymak için ama çoktan sessizliğe gömülmüştü.

İnanmak istemiyordum bu gerçeğe. Kötü bir şakaydı ya da rüyaydı evet, evet! Kesinlikle bir rüya

"Tamam Mı Na! Hadi uyanalım artık. Bu rüya fazla can sıkıcı olmaya başladı. Hadi! yanağıma bir öpücük koy ve huzurla uyanayım.
Hadi Mi Na!! (Sesim titriyordu )
Hadi Mi Na! ( gerçek ortadaydı )
Hadi Mi Na! (Umudumu kaybediyordum)
Hadi Mi Na! ( artık gerçekten inanmıştım) . Onu kollarımın arasında daha çok sardım.

Ardından elimdeki parfüm kutusuna bakarken daha çok ağlamaya başladım.

"Ben bu kokuyu şimdi de sen de sevmek istemiyorum "

IMPOSSIBLE ✔ [MIN YOONGI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin