on

125 18 14
                                    

Temmuz, 2012

Sabah uyandığında yine huzursuzdu Sonbahar. Gün ile yaşanan olaydan sonra üç gün ne Gün'ü görmüştü, ne de kardeşinin yüzüne bakabilmişti. Yaşananlardan dolayı tek bir pişmanlık bile duymuyordu. Fakat yine de, duyduğu tek şey vicdanının o acımasız sesiydi. Duyguları değişim içerisindeydi. Bazen, Gün'ü hakedenin kendisi olduğunu düşünmüyor değildi. Onun sevgisi Sonbahar'a aitti ve başkasını sevgisinin kolları arasına alması o kişiye yapılan en büyük kandırmacaydı. Ve bu sıradan bir kişi değildi, Yaprak'tı. Yine de, Yaprak mutluydu ve bu Sonbahar'ın amaçladığı şeydi.

Yataktan kalktı ve aşağıya indi. Saat on bir buçuğu biraz geçmişti.

"Günaydın, Katherine." dedi mutfakta kahvaltılıkları toparlayan kadına. "Günaydın, Sonbahar. Ben kahvaltılıkları geri koyayım, haşlanmış yumurta?" dedi kadın gülümseyerek. "Kahvaltı etmeyeceğim, teşekkür ederim."dedi ve sonra ekledi. "Annem nerede?"

"Yaprak'la beraber Yasemin Hanım'lara gittiler."

Yaprak ve Gün beraberlerdi. Kızın cümleden algıladığı tek şey buydu. Sıkıntıyla ofladı ve "Tamam." dedi. Çalışması gereken bir oyun vardı ve repliklerinin olduğu kağıdı eline alarak bahçeye çıktı. Karşı eve baktı önce, bu kafayla nasıl çalışırdı bilmiyordu. Kulaklıklarını taktı ve seslendirmeye başladı. Mimiklerde biraz zorlanıyordu fakat bunu başarması lazımdı.

"Seni sevmeyi sevdim ben. Seninle ilgili olan her şeyi sevdim. Şimdi sen gittin ve ben gidişini bile sevdim."

"Hayır! Ölemezsin, ne olur bana geri dön!" Ağlamaya çalıştı. Oyun on gün sonra oynanacaktı ve çoğu yerler bitmişti. Fakat şu ağlama kısmını bir türlü yapamıyordu. Karşı eve baktı, bahçede o ikisini görmeyi beklemiyordu. Annesi ve Gün'ün annesi de dışarıdaydı ve beraber oturup gülüyorlardı. Yaprak gülümseyerek bir şey söyledi ve Gün de içten bir gülümseme yaptı. Sonra annelerinin önünde elini tuttu kız çocuğun. Onlara söylemişlerdi. Gün böyle bir şeyi nasıl kabul ederdi? Ciddi olmadığı bir ilişkiyi onlara söyleyecek kadar nasıl düşüncesiz olabilmişti? İçindeki okyanuslar taştı, ne var ne yoksa parçaladı ve yıktı. Deli gibi ağlamaya başladı birden. Öylesine sesli ve içli ağlıyordu ki, rol değildi bu. Düşünceler beynini kemirmeye başlamıştı yine. Bahçede biraz ilerleyip onları göremeyeceği konuma gelip çimlere çöktü. Sinirle kulaklıklarını çıkardı ve kağıdı fırlattı. Çığlık atmaya başladı. Çimleri yoldu. Katherine içeriden koşarak ve endişeyle çıktı fakat Sonbahar bunu görmüyordu. Deli gibi çimleri yoluyor, ayaklarını yere vuruyor ve bağırarak ağlıyordu. Hatta öylesine bir krizin eşiğindeydi ki, kadının karşı evdekileri çağırdığını duymadı. Evdekiler zaten çığlıkları duyup bu tarafa bakmışlardı bile.

Her şey bitmişti. Gün, Yaprak'ı kabullenmişti. Artık onu sevmeyecekti!

"Bahar Hanım!" diye bağırdı Katherine. "Bahar Hanım, koşun!" Herkes endişeyle bahçeye koştular ve "Ne oldu?" diye bağırdı endişeyle Yasemin Hanım. O sırada Bahar Hanım, Gün ve Yaprak yerde ağlayan kıza doğru koştular. "B-ben bilmiyorum. Onun bağırışlarına çıktım ben de."

Gün kızı yerden kaldırmaya çalıştı. Yaprak ise ağlamaya başladı. Bahar Hanım, endişeyle karışık korkuyla "Su getir!" diye bağırdı. Çocuğun elleri titrerken Sonbahar'ı oturtturdu ve "Buradayım, Sonbahar. Bana bak!" dedi. "Bana bak, buradayım." diye fısıldadı kulağına ve kendinden geçmiş olan Sonbahar ona hızla sarıldı. Gün onun saçlarını okşadı ve Sonbahar onun göğsünde ağlamaya devam etti. Ona vurdu, vurdu, vurdu. Ta ki, sakinleşene kadar. Kafasını onun göğsünden çekti ve sarılmayı kesti. Ondan uzaklaşıp gözyaşlarını sildi. Tamamen hissizleşmişti. "İyi misin?" diye sordu Gün, dolu gözleriyle. Cevap vermedi. Dağılmış saçlarını düzeltip, verilen suyu içti. "Sonbahar, ne oldu?" diye sordu annesi sakin olmaya çalışarak. "Uyumak istiyorum." diye bir cevap alınca kadın sinirlendi. "Zaten günlerdir tuhaf tuhaf davranıyorsun! Ölü gibisin. Yemek yemiyorsun, içmiyorsun. Sürekli evdesin. Eskiden dışarı çıkardın. Gün ve Yaprak ile de konuşmuyorsun, ki sen en çok onlarla vakit geçirmeyi seversin. Odanda ağlayıp duruyorsun ve şimdi de bu! Neler oluyor?" diye bağırdı Bahar Hanım. " Uyumak istiyorum." dedi Sonbahar bastırarak. Hiç kimseyi görmek istemiyordu. "Seni psikologa götüreceğim." dedi annesi. "Evet!" dedi bağırarak kız. "İyi olur! Şimdi beni rahat bırakın anne!"

Sonbaharın Yapraksız GünüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin