Aşkın Pençesi

9.Bölüm:

     Ertesi gün okula gittiğimde Lisa'yı göremedim. Meraklandım tabi ki. İlk ders bittiğinde kendimi tutamaz hale gelmiştim. Skyler'a Lisa'nın ortalıkta olmadığını söyledim. Beraber Lisa'yı aramaya çıktık. Bahçeye, kantine, yemekhaneye baktık. Spor salonuna indiğimizde de bir şey yoktu fakat soyunma odasının önünde biri yatıyordu. Gözlerime inanamıyordum, yerde yatan Lisaydı. Boynundan ısırılmıştı. Skyler onu kucağına aldı ve hastaneye götürdük.  

     Odanın dışındaki koridorda sandalyelerde bekliyorduk. Uzun bekleyişimizin ardından doktor Lisayla görüşebilirsiniz dedi. İçeri girdik. Lisa onu Dylan'ın ısırdığını söyleyince Skyler çok sinirlendi. Onu zor tuttum. Skyler hemen müdahale edilmeseydi dolunayda Lisa'nın da vampire dönüşeceğini söyledi. İyi ki erken gelmişiz diye düşündüm. En yakın arkadaşımın kan içen bir yaratığa dönüşmesini istemem. Zaten yeterince fantastik şeylerle uğraşıyordum.  

     Tabi okula gitmek zorunda olduğumuz için gergindim. Skyler,  Dylan'ı kesin dövecekti. Hala çok sinirliydi ve onu hiç bu kadar sinirli görmemiştim. Sadece bana baktığında suratı yumuşuyordu.

   Okula geldik ve sınıfa girdik. Dylan ortada yoktu, şükürler olsun dedim içimden. Ders Tarihti. Skyler hocaya önde üşüdüğünü ve arkaya geçmek istediğini söyledi. Lisa olmadığı için yanıma oturdu. 5 dk sonra sınıfça uyuduğumuzu farkettim. Skyler da benim omzuma yatmıştı. Bazen o kadar tatlı oluyor ki. Bu da o anlardan biri.  

    Tarih dersi bitti ve zilin çalmasıyla herkes ayaklandı. Korktuğum şey başıma geldi. Dylan okula gelmişti. Yanıma doğru yürüdü. Kulağıma eğildi :

"Bir gün onu bu halde ölü bulacaksın" deyince Skyler uyandı ve:

"Bir daha Scarlett'e yaklaşırsan birileri de seni ölü bulabilir" dedi.

Dylan ayrıldıktan sonra birbirimize baktık.

Bir Kate eksikti o da geldi zaten.

-Skyler proje ödevini beraber yapalım mı canım?

-Hayır sağol, ben almayayım. Ayrıca canım demessen sevinirim.

-Niye Scarlett mi kıskanıyormuş bizi?

-Hoşlanmıyorum, o yüzden. Kate artık benimle uğraşmaktan vazgeç.

-Aman sanki pek meraklıydık.  

   İnsanlar böyle bizimle uğraşırken günler geçiyordu işte. Pazar günü Skylerla proje ödevi yapmak üzere onun evine gittim. Annemin toplantısı olmasaydı gidemiyordum zaten. Lisa da gelecekti ama gelmedi. Bilerek yaptığını düşünüyorum. Bizi yanlız bırakmak için.  

Kapıyı çaldım, beni içeri aldı. Lisa yok mu demedi hiç. Demek ki o da böyle tahmin etmiş. Mutfağın önündeki kocaman masaya oturduk. Düşünmeye başladık. Ben aklıma gelen fikri anlatırken o sadece gözlerime bakıyordu.

-Çok dalgınsın.

-Karşımda sen olunca dinleyemiyorum. Çok güzelsin.

-Skyler teşekkür ederim ama bunu bitirelim, sonra istediğini yap. Ne diyordum ben. Sonra beraber ödevi yapmaya başladık. 1 saat sonra nihayet ödev bitmişti. Skyler'a gitmem gerektiğini söyledim. Az daha kalmamı istedi.  

    Telefonunu getirdi koltuğa oturduk ve müzik dinledik. Onun omzuna yaslanmıştım, saçımla oynadığını görünce ona döndüm. Gülümsedi. Gittikçe kendimi kaybediyordum. Şarkıyı içimde hissettikçe gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu.    

   Kalktığımda sabah olmuştu. İnanmıyorum, annem gerçekten çok kızacaktı. Bütün gece onunla uyumuştum. O ise daha uyanmamıştı. Kapıyı çektim ve bizim eve gittim. Tabi ki de annem ayaktaydı. Kahvaltıyı hazırlamıştı. Yokluğumu farketmiş, "nerelerdeydin?" ifadesiyle bana bakıyordu. Yalan söylemek zorunda kalmıştım. Anneme Lisalarda kaldığımı anlattım.  

    Çantama eşyalarımı doldurup okula gittim. Lisa'ya söylediğim yalanı anneme çaktırmamasını tembihledim. 3. Ders Skyler geldi. Bu kadar uyuduğuna göre derin hayallere dalmış olmalıydı. Bana özür dilediğini söyledi,  uyuya kaldığı için. Bu konularda benim de hassas olduğumu biliyordu ve beni düşunmesi hoşuma gidiyordu.