Gırnata Zindanları

752 114 7
                                    

             Kaptan Kara Cristina'nın yanına gelmişti ama onunla arasına mesafe koymayı unutmamıştı.

''Çok güzel kokuyorsunuz gerçekten uzun zamandır böyle bir kokuyu tatmamıştım'' dedi ve devam etti. ''Lütfen bir şey söylemeyin! prenses size ve bedeninize en ufak bir zararım olmayacaktır. Size yakınlaşmayı aklımın ucundan beri geçirmiyorum sadece bu güzel kokunuzu bir nefes daha içime çekmek istiyorum.''

        Her şeye rağmen Cristina ona güvenmiyordu sonuçta o bir kürekçiydi, aylardan beri kadın görmediğini tahmin edebiliyordu. Onun bu tutkulu davranışı kendisi için oldukça kötüydü. Kara bir nefes daha çektikten sonra tekrar yerine geçti.

''Teşekkür ederim aylardan beri böyle bir koku koklamamıştım sanki denizin ortasında insanlığa lütfedilmiş bir çiçek gibisiniz'' dediğinde Cristina bacağının arasında bıçağı yere düşürmüş sesi oda da yankılanmıştı. Kara geriye yaslanıp

            Ayağı ile hızlı bir hamle gerçekleştirip yerdeki bıçağı iki bacağının önüne çekmişti. Cristina ise oldukça tedirginli terlemeye başlamıştı, Ne yapacaktı şimdi? Onu öldürmek istediği artık biliyordu? Bu genç yaşında ölecek miydi? Kara aşağıya eğilerek yerde ki bıçağı alıp masanın üzerine koydu. Bir süre birbirlerine bakıştılar Cristine her seferinde ondan gözlerini kaçırmaya çalışsa da yeniden ona bakmaktan kendini alamıyordu içinde hem korku hem tarif edilemeyecek kadar garip bir his vardı. Kara bıçağı onun önüne sürdü. Cristina onunla tekrar göz göze gelmişti, bu adamın ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlayamıyordu. Bıçağı almak için elini uzattığında Kara ondan önce davranıp onun önünden hızlıca almıştı. Kara gülümseyerek. Parmakları ile hayır işareti yaparak

''Temiz Prenses beni öldürerek kendisini kirletmesine izin veremem'' dedikten sonra bıçağı hızla masada çevirip göğüs boşluğuna dayadı ''Bunu ben kendim yapacağım'' dedikten sonra Kara bıçağı yavaşça göğsüne batırmak için ileri ittiğinde Cristina aniden

''Hayır, yapma ölmeni istemiyorum'' demişti.

            Ağzından saçılan sözler beyninde birkaç defa yankılanmıştı. Neden böyle bir şey yapmıştı? Basit bir kürekçi değil miydi o? Onun ölmesini neden istediğini bir türlü anlayamamıştı. Kara elinde bıçağı bırakıp masanın üzerine koydu.

''Gördünüz mü? O kadar iyisiniz ki benim gibi basit bir kürekçinin dahi ölmesini istemiyorsunuz. Size en kısa zamanda Gırnata'ya ulaştıracağım bundan emin olabilirsin'' dedikten sonra dışarıda ki adamları çağırdı. İki adam içeriye girerek Kara'ya selam verdi. Kara gözlerini prenses'e dikerek

''Onu odasına götürün her türlü ihtiyacı karşılansın ve bana gemide ki hasarı tespit edebilecek birisi gönderin'' dedikten sonra kollarını masaya dayadı, kısa sürede dalmıştı. Cristina ayağa kalkıp ona saygı için ayaklarını büküp eteğini yanlara doğru gerdirip saygı gösterdi fakat Kara bunu fark etmedi. Cristina küstah bir şekilde arkasına döndü önünde ki iki kürekçisi elleri ile yarıp önlerine geçip odadan dışarıya çıktı.

13 Mayıs 1655

            O gün güverteye çıktığımda etrafımda tayfamı topladım. Bu emri dün vermiştim fakat sonradan vazgeçtim onlar ölürken başlarında olmalıydım. O gün benim emrim ile birlikte 25 Portekizli Mürettebat kılıç darbeleri ile öldürüldü. Tayfam kendisine acı çektirenlerin sorumlusu eski Kaptan Eloy'un canını da istiyordu fakat buna izin veremezdim, zaten vermedim de. Bu olaydan sonra Prenses Cristina benimle hiç konuşma hayatında ilk kez böyle bir vahşet ile karşılaştığına eminim zamanla onun bana olan kızgınlığı geçeceğine inanıyorum.

Kaptan Kara'nın Yeni Dünya Macerası[Bitti]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin