Demircideki Harita

450 97 4
                                    

8 bölüm

      Kara çenesini bir süre kaşıdıktan sonra cevap verdi.

‘’Adını daha önce hiç duymadım ama John Rackham karşıma aldığıma sevindim. Ölsem bile bir kral ile kapışarak öleceğim.’’ Dedi.

‘’Öylece saldırmayacaksın değil mi o adaya?’’

‘’Bir planım var Hasan Reis en kısa sürede kendine bir korsan filosu kur sonra İstanbul’a yola çık. Atlas okyanusunda başarıya ulaşırsak Osmanlı devletini için yapacağımızı söyle eğer başaramazsın ne Osmanlı bizi ne de biz Osmanlıyı tanımadık bilmiyoruz de’’ dediğinde Hasa Reis biraz düşünmeye başladı sonra meraktan

‘’Ne yapmayı planlıyorsun?’’

‘’Osmanlının gücünü arkama alacağım sonra Portekizlerden koruma talebinde bulunacağım. İngiliz gemilerini vurup elde ettiğim ganimeti İspanyollar ile paylaşacağım. Denizlerde İngilizler zayıfladığında oluşan yeni dengeler içinde kendi sistemimizi kuracağız’’ dedi. Hasan Reis ona gülümsedi.

‘’Plan yapmada babandan aşağıya kalır yanın yok yarın denize açılacağım ve dediğini yapmak için Osmanlı devletine gideceğim ama okyanus için bir sorum var haritaları nereden bulacaksın?’’ dediğinde. Bu sefer gülümseyen Kara idi.

‘’Rotalarına Portekizlerden alacağım.’’

‘’Portekizler ya sana güvenmezlerse’’

‘’Ellerinde başka bir şans yok İngilizler tarafından yok edilmek istemiyorlarsa tabii ki.’’

10 Ağustos 1655

         Hasan Reis bu sabah yola çıktı. Ben ise kutlamaların devam etmesine bir gün daha izin vermiştim. Geçen her zaman bizim aleyhimize işliyordu. Sonbahar ve ardından kışın yaklaşması okyanus yolculuğu oldukça kötü etkiyecekti.

11 Ağustos 1655

     Bu sabah itibari ile denize tekrar açıldık. Tuzlu deniz kokusunu içime olabildiğince çekmeye çalıştım. Sardunya’dan elimize birkaç bin şilinden başka bir şey kalmamıştı. Rotamız Cebelitarık boğazını geçip Kanarya adalarına ulaşmaktı.

12 Ağustos 1655

      Gece Osmanlı bayrağını tekrar göndere çektik bir sorun olsun istemiyordum. Cebelitarik boğanızı ay ışığına geçmek oldukça eğlenceliydi. Ölüm Kalyonu okyanus’un sert ve acımasızları henüz görmemişti.

13 Ağustos 1655

Kanarya Adaları

        Kara ve tayfası nihayet kanarya adalarına varmayı başarmıştı. Limanda epey bir gemi vardı. İspanyol, Portekiz ve Fas emirliğine ait gemilerdi bunlar. Aralarında tek tük korsan gemisi mevcuttu. Kara bunu gördüğünde buraya bir Osmanlı bayrağı ile girmesinin doğru olmayacağını anlayıp göndere tekrar kendi korsan bayrağını çektirmişti. Gemi diğer korsan gemileri gibi limanın biraz uzağında demirlemişti. Kara ve birkaç adamı filikalara binip iskeleye çıktılar. Kara etrafında ki adamlara serbest dolaşma izni vermişti. Kaya iskele amirinin karşısına çıkıp selam verdi.

‘’Merhaba ne kadar kalacaksınız burada?’’ dedi ve ardından Kara’yı baştan aşağıya süzdü. Korsan olduğu her halinden belli idi. Gemisi ile limana girdiğinden beri birçok kişi gemiye bakakalmıştı. Daha önce görülmemiş büyüklükte bir kalyondu.

‘’Sadece birkaç saat kalacağım’’ dedi. O sırada Amirin gözü yine arkadaki gemide kalmıştı. Kara söylediği sert bir dille tekrar edince şaşkın bir ifade ile Kara’ya baktı.

‘’Tamam, anladım geminiz oldukça büyük’’ derken Kara yanından çoktan ayrılmıştı. Adam hala geminin heybetine bakmaya devam ediyordu. Eskiden denizin krallarının gemilerinin normalinden çok büyük olduğunu insanlar arasında söylenirmiş. Bu düşünceyi aklına getirince arkasına dönüp Kara’yı bir kez de arkasından süzdü.

‘’Acaba kralların yardımcısı olabilir mi?’’ dedi ve kendi ile dalga geçecek devam etti. ‘’O gibi adamların bu denizlerde ne işi olabilir ki? Saçmalık’’

     Kara şehre giriş yaptığında sokaklarda dolaşan insanlara demircinin yerini sormaya başladı fakat insanlar korsanlardan korktukları için bilmedikleri söylüyorlar veya cevap vermiyorlardı. Kara en sonunda demircinin yerini böyle öğrenemeyeceğini anladığında arka sokaklarda dolaşmaya başladı. Arka sokaklara geçer geçmez insanlar hal ve hareketleri değişmişti sanki bir başka dünya’ya adım atmış gibi hissediyordu kendini. Şarhoşlar, kavgacılar, iki kişi kadını paylaşamayanlar ve dahası. Kara kendini herhangi bir meyhaneden içeriye attı. Oldukça kalabalıktı onun içeriye girişiyle herkes ona bakmıştı. İçeride onun gibi korsanlarda vardı. Kara etrafına kısa bir göz attıktan sonra hancının karşısına geçip oturmadan;

‘’Sofyalı bir demirci arıyorum’’ dedi. Hancı gülümsedi.

‘’Rom içmeyecek misin?’’ dedi. Kara sert bakışlarını hancının üzerine doğrulttu.

‘’Yerini söylersen sana 100 şilin veririm.’’ Dedi. Hancı bir anda gözleri açılmış ama gülümsemesini sürdürmüştü.

‘’200 şilin’’ dediğinde. Kara kuşağında iki keseyi hancının çalıştığı masanın üzerine koydu.

‘’Söyle’’ dedi. Hancı

‘’Sokağın girişince eski bir ahır var orada kalıyor’’ dedi. Kara arkasına dönüp yürümeye başladı. Bu kadar kısa süre kalması olası bir kavgadan kurtulmasına vesile olmuştu. Sokağın başına yürürken etrafına bakmamayı tercih ediyordu. Bu adadan hiçbir belayı bulaşmadan uzaklaşmak istiyordu. Eski dünyayı terk etmeden önce demirciye ulaşmalı. Yeni rotası, yeni hedefi ve yenidünya’ya ilk adımları atmalıydı. Ahır’ı yumrukladıktan sonra kapıyı araladı ve içeriye girdi. Ağırda demiri döven demirci Kara’nın geldiğini görünce elinde ki kızgın demiri suya batırdı.

‘’Uzun zaman oldu Kara en Portekizlilerin eline geçtiğini duymuştum.’’ Dedi. İkisi birbirine yaklaştıktan sonra birbirlerini sımsıkı kucakladılar Kara ellerini onun iki omzunu tutup;

‘’Senden haritaları almaya geldim.’’ Dediğinde adam oturağı gösterdi.

‘’dur! Otur bir hele dertleşelim’’ dediğinde Kara

‘’Oturacak vaktim yok hemen adayı terk edip Portekiz ülkesine yelken açmalıyım’’

‘’Anlıyorum başını yine belaya sokacaksın tamam vereceğim haritaları’’ dedikten sonra Ahır’ın arka tarafına doğru yürümeye başladı. Kara ise bu zamanda içeriyi göz gezdirme fırsatına sahip olmuştu.

Kaptan Kara ve tayfası

Kaptan Kara: Henüz 14 yaşında iken denizlere açıldı. Oldukça tehlikeli ve zeki bir korsan babasının izinden gidiliyor. Babasının hazinesini alma peşinde.

Aişe Subayı Ali: Kara’nın tayfasında ondan sonra en yetkili kişi. Birçok konuda deneyimli ve yetenekli

Barutçu Ömer Ağa: Gemide ki cephanelerden sorumlu. Birçok farklı çeşit bombalar yapabiliyor.

Nişancı Rüstem: Top atışlarında usta

Nişancı Ferik: Top atışlarında usta

Silahtar Hikmet: Gemide ki bozulmuş silahları tamir ediyor kılıçları yeniden bileme yapıyor. Tabanca ve kılıç kullanımında usta

Rotacı Bilal: Geminin tek rotacısı

Doktor Ziya: Zamanında Hasan Reis’in için çalışmış şimdi ise Kara ile yeni macera’ya atılan uzman doktor.

Kılıç Ustası Nizam: Birçok savaş görmüş ve hayatta kalabilmeyi başarabilmiş bir kılıç ustası.

Kaptan Kara'nın Yeni Dünya Macerası[Bitti]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin