Keyifli okumalar^.^
Yerde yatıp bir yandan da acıyla inleyen genç kızın yanına vakit kaybetmeden gelmişti. Gördüğü şey karşısında dudakları titriyordu.
"B-Bunu ben mi yaptım?" diye fısıldadı.
Yerde gördüğü koyu sıvı şey yüzünden Min Jae'ye dokunamıyordu bile. Duyduğu pişmanlık yüzünden gözleri sulanıyordu. İçinden tek şey geçiyordu;
"Lütfen bunu ben yapmış olmayayım!"
Min Jae, aldığı darbe yüzünden sımsıkı kapattığı gözlerini aralamıştı. Başının ucunda ağlayan Joshua'ya anlam veremiyordu bir türlü.. Kafasını kaldırarak poposunun üzerine oturdu. Elleriyle yüzünü kapatmış olan gence seslendi.
"Joshua, iyi misin?" diye sordu.
Min Jae'nin sesini duyunca irkilerek, etrafına bakınmıştı. Genç kızın kafasına dikkatlice baktıktan sonra sulu gözleriyle yerdeki sıvıya bakıyordu. Gözlerini kocamn açarak yerdeki sıvıyı elledi. Bu sandığı şey değildi!
"Kan değil miymiş yani?" diyerek gözlerini sildi.
Kafası ağrıdığı halde Joshua'nın şuanki haline katıla katıla gülmüştü. Min Jae, meyvesuyu kutusunu çöpe atacağı sırada kendini yerde bulmuştu. Ve bu da kutunun dibinde kalan, vişne suyunun dökülmesine sebep olmuştu.
"Öldün sandım. Ne diye gülüyorsun?" diye çıkıştı Joshua.
Yerden kalkarak pijamasına sürülmüş meyvesuyunu temizlemek için banyoya girmişti. Tişörtünü çıkartıp, iz kalmaması için lavaboda yıkıyordu.
Min Jae, saçlarına sürülen vişne suyunu temizlemesi lazımdı. Joshua'nın banyoda olduğunu bildiği için, saçlarını şimdilik toplamıştı. Yerdeki pisliği temizlemek için kattaki temizlik odasına gidip, sessizce bir kaç bez almıştı.
Yerdeki pisliği temizledikten sonra kokusu kalmaması için sprey sıkıp tekrar silmişti. Hala kafasının ağrıdığını hissedebiliyordu. Şimdilik bezleri ve spreyi banyo kapısının önüne koyup, içeride olan Joshua'ya seslenmişti.
"Ne zaman çıkacaksın? Saçlarımı yıkamam lazım." dedi.
Kapının açılmasıyla karşı karşıya geldiler. Joshua'nın üzeri çıplaktı. Kendisi çıkarken, genç kız, kafası eğik bir şekilde büzüşüp banyoya girmişti. Joshua, yanından geçen kıza baktı. Dolabına yönelerek başka bir pijama çıkardı.
"Düşmene sebep olduğum için özür dilerim." diyerek banyodaki genç kıza seslendi.
Min Jae, onu duyabiliyordum çünkü banyo kapısı açıktı. Cevap verme gereği duymamıştı. Saçlarını şampuanlayıp lavaboda duruluyordu. Joshua, kıyafetlerini giyip, Min Jae'nin yanına doğru gitti.
Saçlarını yıkarken onu izliyordu. Genç kız, yıkadığı saçlarının suyunu akıtarak, etrafında havlu arıyordu. Joshua, ona yardım etmek amaçlı banyonun dolabından havlu çıkarmıştı.
Havluyu açarak, Min Jae'nin saçlarına doladı.
"Ben yapabilirim!" diyerek el atmaya çalışıyordu Min Jae.
"Yapmama izin ver lütfen." diyerek onun dokunmasına bile izin vermeden, birkaç hareketle başarmıştı.
Kafasını kaldırmasına yardım etmişti, Joshua. Nazikçe yapmaya çaba sarfediyordu. Düştüğü yerin nasıl göründüne bakıyordu. Sol kulağının o tarafa kafasını eğerek görünürde bir şey var mı diye göz gezdiriyordu.
Bu süre zarfında Min Jae, karşısındaki genci doyasıya seyrediyordu. İçi kıpır kıpırdı. Nefes aldığında sorunsuz ciğerlerinde dolaştığının farkındaydı. Hissettiği duygular yüzündendi sanırım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Welcome My Girl
FanfictionHiçbir şeyden habersiz Seventeen'e bir kız katılırsa neler olur? Caratlar sizce neler olur? ~İşte cevabı bu hikayede~ Annesi için hayallerinden ve hayatından vazgeçmek zorunda kalan bir genç kızın hikayesi.. Bir gün, her şey tersine d...