Keyifli okumalar~
OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI EKSİK ETMEZSENİZ MUTLU OLURUM..Anlık bir tepkiyle, içindekileri söylüyordu Min Jae. "Joshua ile aynı odada kalabiliriz. Benim için sorun olmaz!" Orada olan bütün üyeler şaşkınlık geçirmişti. Joshua ağrıyan belini tutmayı bırakmış, utançtan kıpkırmızı olmuştu. S. Coups, genç kızın söylediklerine cevap arıyordu.
"Bak Min Jae, sen bir kızsın ve bu istediğin şey olamaz. Artık büyüksün, erkeklerin nasıl düşündüğünü az buçuk bilebilirsin."
Bu sözlere karşı üyeler utanmıştı. Bazıları ortamı terketmişti. Genç kız, olayın buraya kadar geleceğini bilmiyordu.
"Bu konu açıldığı için üzgünüm ama ben bunu kastetmemiştim."Üyeler ne yapacağını bilmiyordu. O an üst kattan bir ses geldi. Min Jae gelen sesle kafasını merdivenlere çevirdi. Genç kızın telefonu çalıyordu. Konuşmayı kesip merdivenlerden yukarı çıktı. Telefon durmadan çalıyordu. Min Jae odaya girdi. Kapının önündeki masanın üstünden telefonunu aldı. Arayan, annesinin bakıcısıydı. Çok telaşlanmıştı genç kız.
"Efendim Soo Hyun?"
Bakıcının sesi iyi gelmiyordu. "Min Jae hemen gelmen lazım!"
Min Jae telefonda ağlayan bakıcıya anlam veremedi. "Soo Hyun, ne diyorsun? Anlamıyorum. Anneme bir şey mi oldu?"
Bakıcı kız hala ağlıyordu. Min Jae' nin aklından kötü hisler geçmeye başladı.
"Min Jae çok üzgünüm, anneni kaybettik!!" Bu söz Min Jae'nin kulaklarında çınlıyordu. İnanmak istemiyordu, genç kız. Olamazdı, aniden nasıl olurdu?!
Dünyadaki tek varlığını kaybetmişti. Rüya mıydı bunlar? Emin olmak istiyordu. Elinde telefon varmı diye kontrol etti. Tekrar kulağına koydu.
"Ne diyorsun? Doğru mu bunlar?"
Telefondaki kişiyle bağırarak konuşuyordu, Min Jae. "Evet Min Jae, biran önce gelmen lazım."
Telefonu kapattı Min Jae. Yatağının üstüne oturdu. Etrafına boş boş bakıyordu. Yutkundu...
S.Coups üyelerle az önceki olayı konuşuyordu. Joshua ağrıyan belini tutarak, mutfağa gidip bir şeyler atıştırdı. Hoshi, Joshua'yı görünce boş bırakmadı tabiki..
"Hey Josh! Adamım, çok şanslısın. Güzel mi güzel bir kız, aynı odada seninle kalmak istiyor."
Joshua, Seungkwan ve Hoshi'nin terbiyesiz laflarına tahammül edemeyecekti. Elindeki su şişesini aldığı gibi Hoshi' nin karnına doğru attı. Belini tutarak salona geçti. Koltuğa oturup rahatladı.
Şirkete gitme vakti gelmişti. "Haydi herkes hazırlansın! 15 dk sonra çıkacağız." deyip odasına yöneldi lider. Dino, beli ağrıyan Joshua'ya üst kata çıkması için koltuktan kalkmasına yardım ediyordu. Vernon, giyinmek için merdivenlerden yukarı çıktı. Odasına doğru yönelirken göz ucuyla Min Jae'nin odasına baktı. Yorganına sarılmış, sabit bir şekilde yatan genç kızı gördü. Koşarak odaya girdi.
"Min Jae! Min Jae! Ne oldu? İyi misin?" diye durmadan bir şeyler soruyordu Vernon.
Genç kız ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş, yüzü bembeyazdı. Durmadan annesini sayıklıyordu. "Min Jae, annene bir şey mi oldu?"
Vernon ne yapacağını bilmiyordu. Min Jae'yi kasılmış vücuduyla yataktan kaldırdı. Oturması için zor tutuyordu genç kızı.
"Bana bak Min Jae." dedi Vernon. Genç kız yutkunuyordu durmadan, hıçkırık gibi bir şeydi. Sessizce ağlıyordu Min Jae..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Welcome My Girl
FanfictionHiçbir şeyden habersiz Seventeen'e bir kız katılırsa neler olur? Caratlar sizce neler olur? ~İşte cevabı bu hikayede~ Annesi için hayallerinden ve hayatından vazgeçmek zorunda kalan bir genç kızın hikayesi.. Bir gün, her şey tersine d...