Keyifli okumalar..
Bu bakışma, ikisi içinde aynı şeyi hatırlatmıştı. Utanarak içeri girmişti genç kız. Min Jae'nin suçu değildi bu olanlar ama kendini suçlu hissediyordu. Şuan kendinden çok Vernon'un duygularını önemsiyordu. Ona bu olanları nasıl anlatacaktı? Kalbinin Joshua için çarptığını söyleyebilecek miydi?
Joshua ve Min Jae dışında herkes salonda toplanmış konuşuyorlardı. Büyük bir adım olacak olan, çıkışları hakkında konuşuyorlardı.
Wonwoo, aklına gelen bir fikirle lidere döndü.
"Coups, ne dersin hep birlikte dışarı çıkalım mı?"
Gelen fikirle S.Coups saçlarını karıştırdı. Üyeler istekli bir şekilde onaylıyordu.
"Ama biliyorsunuz, senelik tatilimizden daha yeni geldik. Menejer izin verir mi bilemiyorum. Debutumuzda yaklaşıyor." dedi Coups.
Hoshi, koltuktan zıplayarak liderin dizlerinin dibinde bitmişti. Bacaklarına sarıldı ve yakarmaya başladı Hoshi.
"Coups, ne olur ara ve ikna et!" diye sayıklıyordu.
Menejer, kolay kolay izin vermezdi. Debuttan önce biraz sıkıyordu çocukları..
S.Coups, salondaki üyelerin yüzlerine baktı ve dizinin dibinde yakaran Hoshi'ye döndü.
"Ama sormaktan zarar gelmez!" dedi lider.
Şortunun cebinden telefonunu aldı ve menejeri aradı. Çalıyordu..
"Efendim Coups?" diyerek telefonu açtı menejer.
Coups, duyduğu sesle mutlu olmuştu.
"Meraba hyung. Nasılsın?"
"Sağol iyiyim." dedi menejer.
S.Coups, ne diyeceğini düşünürken telefona cevap vermeyi unutmuştu. Kısa bir sessizlik olmuştu. Menejerin konuşmasıyla kendine geldi.
"Sanırım morelimi sormak için aradın beni Coups!" diyerek sordu menejer hyung.
Evet onun içinde aramıştı ama asıl konu başkaydı. Menejerin kibar ve onları sevdiğini biliyordu lider. Nedense, sormak konusuna biraz endişeleniyordu. Elinin terini dizine silerek sordu.
"Evet hyung, iyi misin diye merak ettim ama asıl sana başka bir şey soracağım. Acaba üyelerle birlikte dışarı çıkabilir miyiz?" hemencik söylemişti cesur lider.
"Ahh Coups, biliyorsun bu aralar eğlence sırası değil. Malum gruba bir kız üye katıldı ve bütün netizenlerin gözleri sizin üstünüzde, çıkışını bekliyorlar." demişti menejer.
Liderin yüzünden anlamıştı herkes.
"Peki hyung kendine iyi bak!" dedi S.Coups.
Menejer, liderin moreli bozulduğunu anlar gibi olmuştu. Telefonu kapatmadan sordu.
"Söyle bana Coups, kim sana ısrar etti? Seungkwan, Dk, Hoshi ya da Joshua mı? Hm hadi söyle!" diyerek ısrar etti menejer.
S.Coups, duyuğu isimlerin yüzlerine bakıyordu. Herkes pür dikkat, sessizce dinliyordu. Coups'la göz göze gelen Hoshi, durumu çakmıştı. Etrafına bakıp yalan uyduracak bir şeyler arıyordu maymun Hoshi. Kafasını aniden tavana çevirdi ve üst kattaki genç kız aklına geldi. Liderin dizinin dibinden hızla kalkıp, telefonu kaptı. İnce ve masum bir sesle, rolüne girmişti.
"Alo hyung, benim Hoshi! Ah kusura bakma liderimiz cırcır olmuş, koşarak tuvalete gitti. Ne diyordunuz bana söyleyin." diyerek sordu Hoshi. (Y/N:Hoshi'yi sadece böyle anlatabilirim. O kadar kaçık ki~"cırcır ne ya!" :D)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Welcome My Girl
FanfictionHiçbir şeyden habersiz Seventeen'e bir kız katılırsa neler olur? Caratlar sizce neler olur? ~İşte cevabı bu hikayede~ Annesi için hayallerinden ve hayatından vazgeçmek zorunda kalan bir genç kızın hikayesi.. Bir gün, her şey tersine d...