Kapı çalıyordu. Kapının çalmasıyla isteksizce kalktım. Alarmım bile çalmamıştı. Kim ki bu saatte? Doğruca kapıya gidip deliğinden baktım..
Ahh bu Jisoo'ydu. Yine dişarıya çıkmak isteyecekti sanırım. Tereddütte kalıp, birkaç saniye sonra kapıyı açtım. Olamaz! Kapıyı aniden geri kapattım. Üzerimde atlet ve şort vardı. Beni görmüştü.Odaya gidip, eşofmanımı ve tişörtümü bir hızla giyip kapıyı açtım.
"Özür dilerim. Ne oldu sabahın köründe??" dedim, biraz olsun önceki oladan dolayı utanarak..
"Günaydın! Sabahın 8'i olduğunu biliyorum ama bugün vakit geçiririz diye düşünmüştüm. Erkenden haber vermek istedim bu yüzden."
Bugün için yapacaklarım vardı." Kusura bakma ama birkaç güne yurda taşınacağım için bavulumu hazırlayacağım. Evde tek yaşadığım için bir çoğunu bırakmam lazım."
"Pekala. Sana yardım etmemi ister misin?" dedi. Yapacağı başka bir şey yok muydu ki?! Birkaç saniye düşünme isteği duydum.
"Olabilir. Boş musun peki?"
"Evet, bu yüzden sordum."
"Tamam. Kahvaltıdan sonra başlamayı düşünüyorum. 1 saat sonra başlarım sanırım!" dedim.
"O zaman bende kahvaltı yapıp, sonra buluşuruz! Ne dersin?" dedi. Bu oğlan kalkar kalkmaz mı gelmişti! Kafayı üşütmüş sanırım~Dün akşamki olay aklıma geldi. Yüzüne bakarak bir kahkaha yerleştirdim. Ne olduğunu anlamamıştı, bana deli muamelesi yaparcasına yüzümü süzüp öylece baktı.
"İyi misin?" dedi kaşlarını kaldırarak.
Kahkaham uzun sürmemişti."Evet, evet iyiyim."dedim ve ne yapıyorum ben dercesine sağa sola bakıyordum.
"Bu gülüşü ben hatırlıyorum! Gerçekten! Dün akşam pencerede gülen sendin değil mi? Ahh gerçekten çok utanç verici! O teyzeyi bulup özür dilemeliyim." dedi kızarmış bir yüz ile..
"Güzeldi, kafana takma!" dedim ovuturcasına.
"Pekala, o zaman kahvaltıdan sonra gelirim"
"Tamam, görüşürüz!" dedim ve kapıyı kapatıp, banyoya gittim. Daha yüzümü bile yıkamamıştım. Yüzümü yıkayıp mutfağa gittim. Bir şeyler hazırlayıp 20-25 dk içinde doymuştum. Üzerime düzgün bir kıyafet giydikten sonra odaya gidip özel eşyalarımı kendim topladım. Diğer eşyaların toplanmasında yardım etse iyi olurdu.
Bavulumun büyük bir kısmını kendim toplayıp salona geçtim. Ortalığa bakındım. Bu eşyalar nereye gidecekti? Düşünürken kapı çaldı. Jisoo gelmişti.
"Hoşgeldin! Hadi gel. Salon karşıda!" diyerek içeri aldım. Salonda bir koltuğa oturdu.
"Ee nasılsın? Nasıl gidiyor?" dedi.
"Stresliyim açıkçası. Nasıl, ne yapılır bilmiyorum. Bu eşyaları ne yapmam lazım? Biliyor musun?" dedim çaresizce! Geldiği iyi olmuştu. Fikir alabilirdim Ondan..
"Yurda yerleştiğinde zaten eşyaların olacak ama eğer şirket seni grupla çıkarmazsa, büyük eşya sıkıntın olabilir! Bu yüzden eşyalar evde kalsın ona göre eşyalarını satarsın ya da birine verirsin." dedi. Aslında söyledikleri mantıklıydı.
"E o zaman yapacak bir şey yok! Ne yapalım?"
"Sana tavsiyem, birkaç gün sonra şirkete gireceksin ve dışarı çıkman neredeyse olmayacak. Her günün yoğun geçecek. Kafanı dağıtmalısın. Ne istersen yap bence!" dedi. Gözümü mü korkutuyordu!! Hayır canım, hayalimi yaşayacaktım. Pes etmeyecektim ve annemi mutlu edip gururlandıracaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Welcome My Girl
FanficHiçbir şeyden habersiz Seventeen'e bir kız katılırsa neler olur? Caratlar sizce neler olur? ~İşte cevabı bu hikayede~ Annesi için hayallerinden ve hayatından vazgeçmek zorunda kalan bir genç kızın hikayesi.. Bir gün, her şey tersine d...