Hiçbir şeyden habersiz Seventeen'e bir kız katılırsa neler olur?
Caratlar sizce neler olur?
~İşte cevabı bu hikayede~
Annesi için hayallerinden ve hayatından vazgeçmek zorunda kalan bir genç kızın hikayesi..
Bir gün, her şey tersine d...
Keyifli okumalar! Lütfen bir isteğiniz yada öneriniz varsa yorumlara yazabilirsiniz~
Min Jae, duyduğu "aşk" kelimesiyle korkulu gözlerle Vernon'a döndü. İkisi de bunu beklemiyordu. Genç kız, bu duruma el atmalıydı çünkü Vernon'un ne yapacağı hiç bilinmezdi. Belki de aniden onaylayıp, genç kızın yakabilirdi.
"Bir yanlış anlaşılma oldu. Tabiki de böyle bir şey yok." demişti Min Jae.
Genç kız, Vernon'a dönerek, kulaklığını çıkardı.
"Hadi çıkalım. Biran önce yurda varıp, uyumak istiyorum." diye ekledi.
Kapıya yöneldiği sırada, Vernon, Woozi'nin söylediklerine dikkate alarak refleksle genç kızın kolunu tutup kendine çekti.
"Bu sefer kaçmana izin vermeyeceğim" diye içinden geçirdi.
Min Jae'yi kendine çekmişti. Vücutları biribirine değiyordu. Vernon, kulağındaki kulaklığı tek eliyle çıkartıp, asmıştı. Min Jae'nin beline kollarını sardı. Açık kahverengi büyük gözleriyle genç kıza bakıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bumzu, bu anın nereye varacağını merak ediyordu. Bir eliyle Woozi'nin ağzını kapatarak, monitöre odaklanmıştı. Woozi, oturduğu yerde çılgına dönüyordu. Bumzu içinden "Haydi! Biz yokmuşuz gibi davranın gençler." diye geçirdi.
Min Jae, ne olduğunu anlam veremeden vücudu kaskatı kesilmişti. Vernon, yutkunduktan sonra dudağını ısırarak, gözlerini yumdu. Genç kızın belini sardığı kollarını içine çekercesine kendine yasladı. İkisinin de o güzel dudakları sonunda kavuşmuştu.
Vernon, beklediği zamanı da içine aldığından ikisi için masum bir öpücük olmayacaktı. Min Jae'yi kendine o kadar çok çekiyordu ki, genç kızın ayakları yerden kesilmişti.
Ellerini genç kızın belinden çektikten sonra kafasını tutarak, Min Jae'nin saçlarını karıştırdı. Olduğu yerde kalması için sımsıkı tutuyordu. Kalbi heyecandan çıkacakçasına atarken, dudakları daha fazla Min Jae'yi istiyordu.
Min Jae, ne kadar hareket etmek için kendinde olmasa da, gözyaşları hiç durmadan akıyordu. Vernon, ıslaklığı hissettiği halde her geçen saniye daha çok kendinden geçerek, genç kızı sımsıkı tutuyordu.
Min Jae, gözyaşlarının biriktirdiği hisle yumruk haline gelen ellerini aralayarak, Vernon'u var gücüyle itmişti.
Gördükleri manzara karşısında, ekranın başındaki ikili gözlerini kocaman açarak oturdukları yerden kalktı. Bumzu, ekrandaki genç kıza bakarak şaşkınlıkla söylendi.
"Ne yani, tek taraflı aşk mı?" diye fısıldadı Bumzu.
Min Jae, iteklediği gence bakarak, ağzından nefes alıyordu. "Hemen buradan çıkmalıyım!" diye içinden geçirdi.
