Zeynebin gelmesine seviniyordum ama bir yandan da üzülüyordum. Çünkü genelde işleri berbat edip gitmeyi severdi. Zeynep Kayayı görseydi peşinden ayrılmazdı. Çünkü Zeynep herkesle düşüp kalkan bir kızdı. Onu liseli zamanlarımda tanımıştım. Üniversitede çok değişmişti. Genelde insanlarin yanına kendi çıkarları için gelirdi. Nasıl en yakın arkadaşım olmuştu? Sanırım çok kişiyle takilmadigimdan...
Uzun zaman sonra yine gelmişti. Yine gidecekti. Biliyordum. Aslında üzülüyordum da ona. Üniversiteyi bırakmak zorunda kalmıştı hamile olduğu için. Sonra çocuğu ölmüştü. Psikolojisi bozulmuştu birazcık. Ama seviyordum onu. O da beni seviyordu.
Odanın kapısı çalındı. "Gelebilir miyim?"
"Tabikide Zeynep."
"E anlat bakalım nerelerdeydin?"
"Boşver. Sen neler yapıyorsun. Sevgilin var mı?
"VarDI. Ama ayrıldık. Aslında ben ondan ayrıldım o hala peşimde."
"Hm adı neymiş bu çocuğun?"
"Selim."
"Yakışıklı mı peki?"
"Su aygırına benziyor."
"Dalga geçmesene."
"Neyse umrumda değil."
Aniden kapı çaldı. Zili kullanmak yerine kapıdan tekme sesleri geliyordu. Korkarak kapıya doğru ilerledim. Kormamaliyim diye düşündüm aslında. Böylelerinden hep nefret etmiştim. Başta adam olduğunu sanmıştım. Fakat hıyar olduğunu kestirememistim. Artık Selim de tiksindiklerim listesindeydi. Ondan bir anda soğumuş ve nefret etmiştim. Kapıyı açmadan önce delikten baktığımda Selim'in koca burnunu gördüm. "Yine mi sen!" diye bağırdım. "Kapıyı aç zarar vermeyeceğim."dedi.
"Nereden bileyim bana zarar vermeyeceğini. Çabuk git lütfen polis çağırmak zorunda kalacağım."
"Aslı söz veriyorum zarar vermeyeceğim sadece 1 2 cümle söyleyip gideceğim."
"Ah tamam peki." diyerek kapıyı açtım.
"Sadece sana aldığım pahalı hediyeleri geri istiyorum. Yeni sevgilime vereceğim. Sana aldığım hediyelerin listesi elimdeki küçük kağıtta yazıyor. Eğer hediyeleri kaybettiysen yanlarında yazan fiyatlarını ödeyeceksin."
"Sen ne kadar ucuz bir insansın. Söylesene senin fiyatın ne kadar Selim?"
"Ne kadar veriyorsun?"
"Lanet olasi hediyelerini verip evimden kovacağım seni tamam mı! Hediyelerin umrumda değil! Sadece hayatımdan çık!"
"Peki al şu listeyi tek tek getir hediyeleri."
"Sen bu hediyeleri bana babanın dükkânından araklayıp getirmiştin değil mi pislik?
"Aynen öyle yavrum."
"Senden bir kez daha tiksindim."
Listesinde yazan hediyelerin hepsini bir poşetin içine koyup Selim' e vermiştim. "Artık gidebilirsin."
"Peki hoşçakal."
Kapıyı suratına hızlıca kapattım. Zeynep 'i yanımda görünce korkmuştum. "Sen ne arıyorsun burada?"
"Ben sadece şey aslında... Sizi dinledim. Sanırım eski sevgilin ve aşırı pinti biri olmalı."
"Boşversene şu ahmakı."
"Tamam yemek yemeye gidelim mi ne dersin Aslı ?"
"Aslında bana da bir değişiklik olur. Hadi gidelim."
Ne giyeceğime karar verememiştim. Siyah kot pantolonumun üstüne saks mavisi gömleğimi giydim. Stiletto ayakkabi giydim. Saçlarımla uğraşmayıp küçük bir topuz yaptım. Gayet hoş görünüyordum aynaya baktığımda. Zeynep de çok hoş olmuştu. "Evet sanırım çıkabiliriz." dedim. Olur şeklinde başını salladı Zeynep.
Evden çıktığımızda nereye gideceğimizi bilmiyordum. "Yeni açılan bir restaurant var. Oraya gidelim mi?"
"Olur. Çok acıktım. Hadi!"
Restauranta vardığımızda Zeynep hızlıca masaya oturdu. Ve sipariş vermek için garsonu çağırdı. Ben çok aç değildim. Garson "Siz ne istersiniz efendim?" deyince "Salata lütfen." dedim. Karşı masada oturanlar tanıdık geliyordu. Ama kim olduklarını hatırlayamamıştım. Evet! Kaya ve Arasti bunlar! Sevinmiştim ve şaşırmıştım da. Aniden Kaya'nın bana baktığını farkettim. Gözlerimi kaçırmıştım. Mahçuptum çünkü ona. Evinde kalmıştım. Ve giderken hiçbir şey söylememiştim. Küçücük bir not bırakmıştım. Bana sinirli olsa bile haklıydı.
Kısa süre sonra garson geldi. Sipariş etmediğimiz yemekler gelmişti. "Ama ben lahmacun söylemedim ki?" dedim şaşkınlıkla.
"Çapraz masadaki beyler gönderdi." dedi gülerek.
"Teşekkürler ama gerek yok al götür." dedim sinirle.
Bir süre sonra adamlar yanımıza gelmişti. Kirli sakallı, orta yaşlı , çirkin adam benim yanıma oturmuştu. Pis pis sırıtıyordu. Diğer çirkin adam da Zeynep'in yanına oturmuştu.
"Rahatsız etmiyoruz değil mi bayanlar?"
"Fazlasıyla rahatsız ediyorsunuz beyefendi gider misiniz lütfen?"
"Gitmezsek ne olur yavrum?"
"Gitmezseniz lahmacun yerine yumruklarımızı yemek zorunda kalacaksınız." dedi arkadan iki ses...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATLI VİRÜS
Teen FictionBir hacker nasıl böyle bir hata yapabilirdi? Bu hatanın sonucu bir aşk mı doğacaktı? ...