8

33 4 1
                                    

Ertesi gün uyandığım zaman Aras'ın yanina gittiğimde onun hic uyumadığını farkettim. Gözlerinin altı çökmüş teni solgundu. Bitkin görünüyordu. Konuşmuyordu da...

"Bak zamani geri alamayız ama geçmişi telafi edebiliriz. Ben her zaman yanındayım anladın mı koca bebek?"

"Anladım abi. Seni seviyorum."

"1-2 güzel cümle söyledik diye bana yürüme."

"Komik değildi."

"Espri yapmadım."

"Ya beni rahat bıraksana. Git bilgisayarın başına. Salak gibi kaybettiğin paraları geri almaya çalış. Paraları getir seninle parti düzenleyelim. Hem senin sanal sevgilini de çağırırız. Siz buluşmadınız değil mi? Benim sayemde buluşursunuz."

"Nereden gelip de seninle muhabbet edelim dedik ya. Tamam sus gidiyorum."

"Görüşürüz bebeğim."

Yaklaşık 1 senedir konuştuğum kızın adı Selindi. İyi biriydi. Yani hiç görüşmemiştik ama her zaman konuşuyorduk. Onu seviyordum. Yada bilmiyorum. Uzaktan ilişki yürüyemezdi ki. Böyle mi olacaktık her zaman? Eninde sonunda buluşup konuşmamız lazımdı.

Kısa süre içinde Aras'ın yanından ayrıldım. Telefonum çaldı. Açtığımda Aslı ağlayarak " Kaya çabuk yetiş Zeynep ölüyor!" dedi. Hemen oturduğum yerden hızlıca kalkarak Aras'ın yanına koştum. "Lan kalk Zeynep'e bir şey olmuş!!"

"Ne..Nasıl..?"

Koşarak merdivenlerden aşağı indim. Arabaya bindiğimde Aras da kapıyı açıp yanıma oturdu. "O.. Ölmez. Değil mi abi?" dedi Aras ağlamaklı bir ses tonuyla.

Her zaman dediğim gibi ne kadar anlaşamasak da o benim kardeşimdi. Ve bana annemin tek emanetiydi. Ona sinirli olsam bile kızamıyordum. Hele ki bu durumda kızamazdım..

"Yaşayacak! Ölmeyecek! Kurtaracağız onu!" dedim.

Ama endişelenmişti. İkinci defa böyle görüyordum onu. Annem öldüğü zaman da böyleydi. Şimdi de...

Aslı'nın evine gittiğimiz zaman merdivenleri ikişer üçerli çıkıyorduk. Kapıyı yumruklayıp sabırsızca bekliyorduk. Aslı kapıyı açar açmaz ağlamaya başladı. "Lütfen. Lütfen. Yalvarırım. Hastaneye yetiştirin onu!"

"Tamam. Sakin olun ikinizde. Hadi arabaya taşıyalım."

Arabaya binip hastaneye doğru yola çıktık. Yollar uzadıkça uzuyordu sanki. Hastaneye vardığımızda Aras arabadan inip Zeynep'i kucağına aldı. Hızlıca iceri girerek sedyeye yatırdı.

Zeynep'in yattığı odanın kapısında yere çömelmiş vaziyette oturuyorduk. "Nasıl olmuş anlamadım ilaç falan mı içmiş?" dedim. Aslı "Sanırım evet. Çünkü odada 2-3 tane ilaç kutusu gördüm. Sonrasını biliyorsun işte. Sana haber verdim."

"Bence Zeynep'i bir kliniğe yatırmalıyız. Kendine zarar vermesi hiç normal değil."

"Evet kendine zarar veriyor çünkü gerizekalı sen onun bebeğine sahip çıkmadın!"

"Hamile olduğunu bilmiyordum!"

"Hiç mi merak etmedin? Hiç mi aramadın? Hiç mi aklına gelmedi bu kız ne yapar diye?! "

"Her aramamda telefonumu meşgule atıyordu. Ne yapmamı bekliyorsun?"

"Kavga etmeyi kesin. Yeter! Şuanki sorunumuz Zeynep ve sağlığı. Anladınız mı?"

"Tamam neyse."

"Haklısın abi."

" Hasta kendine geldi. Görebilirsiniz. Ama yanlızca 1 kişi. Hastayı çok yormayın."

Aras ve Aslıya bakıyordum. İkisi de çok istekli görünüyordu.

Aras "Ben giriyorum içeriye görüşürüz." dedi aniden.

Aslı bu duruma kızmış olacaktı ki "Sen hangi yüzle buna cürret ediyorsun ya?" dedi.

"Bencede Aras girsin konuşacakları olabilir. Konu kapanmıştır." dedim.

"Kaya sen karışma!"

"Aslı kapa çeneni!"

Hızlıca içeriye girdi Aras. Bana Zeyneple tanışmalarını anlatırken babam hastalanmış hastaneye kaldırmışlar demişti. Ne olmuştu ki babama? Neden bana değilde ona haber vermişlerdi? Acaba Aras babasının gerçek yüzünü görse onu hala çok sever miydi? Kafamda dolaşan soru işaretlerini cevaplayamayacak kadar yorgun olduğumu farketmiştim. Pencereden bakıp hava almak iyi gelebilirdi. Pencereyi açtığımda gözümü açamamıştım. Güneş çok parlıyordu. Pencereyi kapatıp Aslı'nın yanına doğru yürümeye başladım. Bitkin görünüyordu. Bir anda nasıl bu kadar yakın olmuştuk hala anlayamamıştım.

"İyi misin?"

"Evet."

"Bir şeyler içmek ister misin?"

"Hayır."

"Dolaşalım mı biraz?"

"İstemiyorum."

"Neden tek cevaplar veriyorsun?"

"Sanane?"

"Neyse ben Aras'ın yanına gidiyorum. Seninle uğraşamayacağım."

Zeynep'in yattığı odaya doğru yürümeye başladım. Odanın önünde beklemeye başladım. Çok geçmeden Aras odadan çıkmıştı. "Durumu nasıl?"

"İyi." dedi gülerek.

"Keyiflisin. Neler konuştunuz?"

"Hamile olduğunu bilmedigimi söyledim. Özür diledim. Ona aşık olduğumu falan işte."

"Yani affetti seni?"

"Sanırım evet!"

Hadi gidelim. Buradaki işimiz bitti. Arabaya doğru ilerlemeye başladık. Arabaya bindiğimde telefonuma baktım. 1 cevapsız arama görünüyordu. Selindi bu. Yetişememiştim. Kim bilir ne kadar çok sinirlenmişti. Nedense bunu hiç umursamamıştım. Eve gelmiştik.

Bilgisayarı açtım. Çok yavaştı ve bu beni sinir ediyordu. Ama tüm önemli belgelerim buradaydı. Başka bir hafızaya kopyalamaya uğraşamazdım.

Bir mesaj gelmişti. Merakla mesajı açtım.

"Artık buluşalım. Uzatmayalım. Paraları vereceğin adrese getireceğim. Ve şu tasma işinde gerçekten ciddi misin?" yazıyordu.

"Saat 15:00 da buluşalım. Pub 24 'e gel. Evet tasma konusunda ciddiyim. "

Geri mesaj

"Tamam. Gelicem. Bu işten gerçekten çok sıkıldım."

TATLI VİRÜSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin