4.Bölüm

37 10 1
                                    

Annemin kapıyı açmasıyla ben de gözlerimi açtım. Adımı fısıldadı Umay uyanmasın diye ama öyle bi uyumuştuk ki en ufak hareketime uyanırdı şimdi.

"Noldu anne?"

"Ablan stajda biliyorsun. Babanla ben de dedene gidiyoruz. Siz takılın keyfinize bakın."

"Tamam anniş görüşürüz dedemi öp."

"Tamam."

Umay'ın kolunu üstümden çektim. Olabildiğince yavaş hareketlerle Umay'dan ayrıldım ve terlemiştir diye pikemi üstüne örtüp mutfağa gittim.
Umay patatesi çok severdi. O yüzden patatesleri kızartmak için tezgaha koydum. Dolapta sosis aradım ama yoktu. Onun yerine krep yapmaya karar verdim. Üzerine nutella sürüp yeriz diye. Yarım saat kırk beş dakika sonra masayı hazırlamış,patatesleri kızartmış,krepleri bi tabağa koymuş masaya bakıyordum. Dolaptan favorimiz olan şeftali suyunu çıkardım ve Umay'ı uyandırmak adına odaya gittim.

"Ponçik Umaaay"

"Hııı?"

"Ne hııısı kızım kalk sana kahvaltı hazırladım yüzünü yıka da yiyelim la acıktım artık."

"Tamam sen git ben gelirim."

"Ben gitcem ama sen gelmeyeceksin o yüzden hadi Umaycım. Önce bacakları sarkıtıyoruz."dedim ve bacaklarını yataktan sarkıttım ve buna huysuzlandı.

"Tamam ya kalkıyom git çayları koy."

"Çay yapmadım ama meyve suyunu koyarım."

2 dk sonra mutfağa kocaman gülümseyerek girdi. Sanki biraz önce huysuzlanan o değilmiş gibi. "Bugün ev bizimdir minno."dedim sırıtarak. Ağzında patates varken "Olley be!!"dedi. O manzaraya şahit olunca "Tamam sus da yemeğini ye yaa."dedim. İkimiz de çok açtık bu yüzden konuşmaya gerek duymadan kahvaltımızı bitirdik sonra da masayı topladık.

"Kanka laa çok merak ediyorum." dedim. "Yine neyi gereğinden fazla merak ettin canım arkadaşım?."diye sordu bana onaylamazca bakarken. "Emir gitti mi acaba temel liseye?"diye sordum çekinerek. "Eveeeet başladık yine."dedi ve gözlerini devirdi. Sonra zaten ben pek ilgilenmedim televizyonla falan. Müge Anlı izledi televizyona boş boş baktım. Birkaç kere Müge Anlı'ya bir şeyler söyledi ama duymamış gibi yaptım. Konuşmak ister gibi oldu ama konuşmadık bu konuda.

Birkaç saat geçmişti ki yani saat 15.00 olmuştu artık. Umay hazırlanayım da gidiyim dedi ben de nasıl istersen demekle yetindim. Kapıda ayakkabılarını giydikten sonra bana baktı ve kocaman sarıldı. Gülümseyerek sarılışına karşılık verdim. "Beni yanlış anlama Beliz ama artık Emir yani bana biraz abartı geliyo biliyorum çok seviyosun ama sevginin takıntı olmasına az kaldı. Dikkat et üzülmeni istemiyorum."dedi ve yanaklarımdan öpüp gülümseyerek uzaklaştı. Ben de salona geçtim kanepeye uzandım ve şimdiye kadarki her şeyi düşünmeye başladım.

Kapı durmadan çalıyordu ve gözlerim direniyordu. Sonunda kalktım 1 saat dalmıştım. Dengemi sağlayamamıştım ama yürümeye çalıştım ve uzun çaba sonucu kapıya kadar geldim,kapıyı açtım. Ah Hatice Teyze gelmişti.

"Buyur Hatice Teyze içeriye gel." Oldukça telaşlı görünüyordu.

"Kızım birileri banka hesabımdan para çekmeye kalkmış benim bankaya gitmem gerekiyo Neşe ve kocası işteler. Onat'a da ben varım sen git arkadaşlarınla gez demiştim ama şu an bebeklere bakacak kimse yok. Annen falan gelebilir mi? Zaten benim eve getirdim yukarı çıkıp birkaç saatliğine bakabilir mi?"dedi endişeyle.

"Evde sadece ben varım ben çıkıyım. Olur mu?"dedim.

"Çok sağ ol bak biri uyuyo birini de sallıyodum ama ağlıyo şimdi ben hemen yukarı çıkıp bakayım sen de gel hemen kızım."

"Tamam geliyorum hemen." Altımda siyah taytım vardı üstümde de siyah kalın askılı atletin üzerine geçirdiğim mor tişörtüm. Bebeklere bakacaktım ve saçlarım kısa da olsa çekebilirlerdi bu yüzden saçımı ev topuzu yaptım. Anahtarımı ve telefonumu aldım anneme bilgilendirme mesaji attım ve Hatice teyzelere çıktım. Kapı zaten açıktı. Salona geçtim kucağında minnoş bi bebişle dışarı bakıyordu camdan. "Ben geldim."dedim. "Hoşgeldin kızım bak bu Mina. Sima içeride uyuyo zaten yeni uyuttum o kolay kolay uyanmaz. Sen Minaya bak yeter yani."dedi. "Tamam sen gidebilirsin Hatice teyze için rahat olsun."dedim ve Minayı kucağıma alıp Hatice teyzeyi gönderdim. Yaklaşık 1.5 saat Mina'ya oyunlar oynattım, mama yedirdim ve en son güldürmeye çalıştım. O sırada kapıya yavaşça bir iki kez vuruldu. Mina'yı kucağıma alıp kapıya gittim. Hatice Teyze gelmişti galiba çünkü bu evde bebek olduğunu bilip kapıyı yavaşça tıklatmıştı.Yavaşça kapıyı açtım.

Bu kim ya oha? Ne kadar yakışıklı. Mina hemen gülümsemeye başladı. Oha yoksa bu Onat mı? Allah'ım Neşe teyze ne doğurmuş!!

"Beni incelemen bittiyse her önüne gelene kim o diye sormadan kapı açıp açmadığını soracaktım."dedi oldukça kaba bir şekilde.

"Onat mısın sen?"dedim.Kalbim hızlı hızlı atmaya başladı.Umarım Onat bu kadar yakışıklı değildir.

"Sen kimsin?"

"Sen Onat mısın?"

"Hıı. Sen kimsin? Kardeşim neden senin kucağında?"

Mina'yı yavaşça Onat'a doğru uzattım. Madem gelmişti ben gitmeliydim. "Ben gideyim o zaman mamasını falan yedirdim. Ha bide sessiz ol Sima uyuyo."dedim. "Sana bir şey sordum." dedi sertçe. "Ben alt komşu oluyorum yani Hatice teyzenin işi varmış annen bakabilir mi dedi ama evde sadece ben vardım ben geldim şimdi de gidiyorum."dedim ve kapıyı çekip çıktım. Kapı açıldı ve "Hey?"diye seslendi Onat. Onat'a döndüm. "Efendim?" "Sen Belik miydin neydin?" "Hı belik ama mısır örgüsü veya balıksırtı falan da diyebilirsin."dedim sinirle. "Uzatma."dedi "Beliz. Ayrıca kapıyı kapat bina evden soğuk ve Mina ince giyinmiş hasta olur dedim." Bunu dememle kapı kapandı ve bir daha açılmadı. Bizim evin kapısını açtım kendimi yatağıma attım. Ne kadar asi ne kadar kaba bi çocuk bu ayrıca belik ne? Bunları Umay'a anlatmalıydım. Hemen Umay'ı aradım. İkinci çalışta açtı.

"Minno?"

"Ponçik?"

"Onatla tanıştım."diyerek atladım konuya.

"Ne dedin?!?!"

"Duydun işte Umay."

"Ben yokken işleri yürütüyosun kanka bakıyorum da."dedi imalı imalı. Ben de fazla uzatmadan olayı baştan sona anlattım.

"Sen kim köpek. Kim benim minnoşuma kaba davranır yaa benim ağzımı konuşturtmasın bu şimdi."dedi sinirle.

"Sakin ol şampiyon amaan sanki daha kaç kez görüşcez ki kanka ilk ve sondu belki de."dedim. O da "Bilemen ki."dedi. Biraz daha saçmaladıktan sonra telefonu kapattık. Yine yarım saat konuşmuştuk ki kapı çaldı. Kapıyı açtım ama gözlerim uykusuzluktan küçülmüştü ve ben miyop olduğum için gözlüğümü de uyanır uyanmaz takmayı akıl edemediğim için gözlerimi kısmış bakıyordum.

"Ne vardı?"dedim. O kabaysa ben de kabayım var mı?

"Mina susmadı ve Sima da onun sesine uyandı. Annemler 20.00 gibi gelirler alışveriş falan yapacaklardı anneannem de daha gelmedi. O zamana kadar tek idare edemem bana yardım eder misin?"dedi ama durumdan hoşnut olmadığı belliydi.

"Açıklama istemedim sadece gelir misin desen de gelirdim zaten. Eve çık geliyorum."dedim sertçe.

Ah Onat kabalık yaptın asilik yaptın ama sonunda elime düştün.

DOĞRU İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin