7.Bölüm

32 9 1
                                    

"Evet Onat? Bir şey mi vardı? Yoksa yine aşağılamaya,dalga geçmeye mi geldin?"dedim. Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerime baktı,gözlerini kapattı,derin bi nefes aldı. Yüzü o kadar simetrikti ki! İnsanın baktıkça bakası geliyordu pis ukalaya!

Nefesini verirken gözlerini açtı,gözlerime sabitledi.

"Pardon rahatsız ettim. Gerçi benden ne tür bi rahatsızlık gelebilir ki?(Ego tatmini). Ama siz de çok rahattınız sarmaş dolaş. Fazla rahatlık batmasın?"dedi. Bu çocuğun kafası iyi miydi? Ne saçmalıyordu böyle? Ben Onat'a garipseyen bakışlar atarken yanındaki çocuk da Onat'ın söylediğine şaşırmış görünüyordu.

"Geldin rahatımızın içine ettin. Rahatımız bize değil ama sana battı galiba?"dedi Şafak bana göz kırparak. Ben konuşacaktım. Şafak'ın birden lafa atılması hoşuma gitmemişti ama bir şey demedim. Yanındaki çocuk Onat'ı çekiştirmeye başladı. "Abi hadi gidelim."dedi. Bu ses tonu? Agâh mıydı bu? Bu soruyu bir kenara aldım ve Onat'a baktım. Kaşlarını çatıp çocuğa baktı. "Daha bitirmedim Agâh!"diye kükredi. Ah evet doğru tahmin. Çocuk Agâhmış. Sonra bana bakmaya başladı Onat. Gözleri biraz üzerimde gezindikten sonra Şafak'a kaydırdı bakışlarını. "Ben Beliz ile konuşuyorum."dedi ve tekrar bana çevirdi bakışlarını. Şafak önce güldü sonra bana doğru eğildi. "Birileri Belizimin adını öğrenmiş,şaşırttı. Onat DÖNMEZ. Ne bu havalar?"dedi. Şafak hep bana Belizim derdi ama bu sefer demesi beni rahatsız etmişti. "Belizin? Ah pardon ya sen burada mıydın biraz önce farklı bir yüzün vardı o yüzden şimdiki yüzünü çıkartamadım. Kaç tane yüzün varsa! Nasıl da fark edemedim?"dedi ve güldü Onat. Neler oluyordu lan bunlara?

Onat tekrar bana baktı. "Sevgilini merak ediyordum. Hatta tanışınca diyecektim ki 'Bu çirkinde ne buluyorsun? Nasıl katlanabiliyorsun bu çirkine?' Ama sonra Şafak'ın senin sevgilin olduğunu gördüm. Şartlar değişti. Çirkin,Şafak ÖZSOY'da ne buluyorsun nasıl katlanıyorsun lan onun yalanlarına? Onda olup bende olmayan ney amına koyayım. Söylesin biri.!"diye bağırdı. Bu çocuk ne diyordu. Ne sevgilisi? Ne yalanları? Şafak ile nereden tanışıyorlardı?

Onat kolumu tutup sıkınca düşünceler bir bir dağıldı kafamdan. "Cevap ver lan! Neden bana değil de o piçe güvenir insan? Neden lan neden cevap ver bana!"dedi kolumu daha da çok sıkarken. "Onat sen napıyosun,bırak canım acıyor!"diye bağırdım. Tutuşu gevşekti ama elini çekmemişti kolumdan. Şafak Onat'ın kolunu tuttu ve kolumdan çekti elini. "Napıyosun lan kıza benim yanımda! Canına mı susadın oğlum?"dedi ve Onat'a bir yumruk attı. Onat o anda bana baktığı için dikkati dağıldı ve yumruğun etkisiyle çimlere doğru uzanır halde düştü. Şafak Onat'ın üstüne doğru yürürken bağırdım. "Şafak dur." Koşarak Onat'ın yanına çöktüm. Agâh öylece duruyordu. Her şeyi Onat'a bırakmış gibi duruyordu. Onat'a çok güveniyor olmalıydı.

"Onat iyi misin?"diye sordum. Bana tip tip bakıyordu ve cevap vermemişti. Hatice Teyze'den duymuştum Onat'ın panikatağı olduğunu. Kendini çok kasarsa felç geçirebilirmiş. Şafak bize doğru gelirken kendini çok kasmıştı Onat. Benimle dalga geçebilirdi ama benim yüzümden felç geçirmemeliydi. Birden Onat'ın bacağını cimcikledim. Bacağını anında kendine doğru çekti. "Ah napıyosun çirkin?! İyi misin dedikten sonra cimciklenir mi insan?"dedi. "Sen de cevap verseydin."dedim ve sonra sessizce ekledim. "Panikatak olduğunu biliyorum. Felç geçirmiş misin diye kontrol amaçlıydı cimcik." Bunu söylerken de Onat'ın çenesine bakıyormuş gibi yapmıştım. Şafak çok yapılı biri değildi zaten. Çok şiddetli bir yumruk gibi değildi. Sadece Onat'ın boşluğuna gelmişti. Panikatağı sessiz söylemiştim çünkü bu durumu Agâh ile Şafak'ın bilmiyor olabileceğini hesaba katmak gerekirdi. Onat ben bunu söyledikten sonra kaşlarını çatıp bana baktı. Oğlum gülümsemen gerekiyor lan ne kaş çatması!

Şafak'ın seslenmesiyle arkama döndüm ve Şafak'a baktım. "Sevgilin burada. Sen niye koduğumun çocuğunun yanına gidiyorsun lan?"diye bağırdı. Parktaki herkesin dikkatini çekmeyi başarmıştık. Şafak kendini ne sanıyordu gerçekten. Onat ile aralarında bir anlaşmazlık geçmişti belliydi. Ama kim haklı ve olay ne bilmeden kendimi birinin yanında bulmamalıydım. Ama Şafak beni sırf Onat'ı sinirlendirmek için sevgilisi olarak gösteremezdi. Bu alçakçaydı. Beni kullanıyordu resmen. Tam kalkacaktım ki Onat sol kolumu tuttu,oturur hale geldi ve başını olumsuz anlamda salladı. "Bir saniye."dedim ve Onat'ın sol koluma koyduğu elini sağ elimle tuttum. Bu garip his... Yazın bile her zaman soğuk olan ellerim sıcaktan yanıyordu. Yanaklarımın da kızardığına yemin edebilirim. Hemen Onat'ın elini yere koydum ve kalkıp Şafak'a doğru yürüdüm. Tam önünde durdum. "Kardeşim dedim ama sırf Onat ile aran bozuk diye kendimi kullandırtmam. Böyle alçaklık yapan biriyle ne benim ne de kardeşim Umay'ın işi olur. Başka şartlar altında neyse ama Onat için senin sevgilin asla olmam."dedim ve bir tokat attım. "Bundan sonra bana ya da Umay'a hiçbir şekilde ulaşmaya çalışma. Şimdi siktirip gidebilirsin."

Şafak ile olan konuşmamdan sonra Şafak Umay'a şöyle bir mesaj atmış.

"Seni severdim ama sen beni değil Beliz'i seçtin. Beliz bizi ayırdı. Bir daha konuşmayalım. Hoşça kal."

Bu ne biçim mesaj amk? Umay bana mesaj atmıştı bunu bu şekilde öğrendim.

Gönderen: Umaycağızım
Mesaj: Şafak'ı çok sevdiğimi bile bile bunu bana nasıl yaparsın? Beliz senden hiç beklemezdim. Beni arama ya da mesaj atma. Yüzünü bile görmek istemiyorum.

Tahmin ettiğim gibi beni her yerden engellemişti. Eve gelip üstüme bi tane kot ceket aldım ve anneme Umaylara gideceğimi söyledim.

Ah Şafak sen neymişsin? Demek buymuş gerçek yüzün. Ne hallere getirdin iki dakikada. Bu muydu senin dostluğun? Ve korkarak söylüyorum ki Onat'a bana Şafak'ın gerçek yüzünü gösterdiği için kocaman bir teşekkür borçlanmıştım.

DOĞRU İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin