#Bölüm28

2.5K 155 33
                                    

● Mei'nin ağzından ●

Liz'in annesi tam karşımızda, gözleri fal taşı gibi açık bir vaziyette dikiliyordu. Yanında uzun ve yapılı bir adam vardı. Bayan Kenny'nin az önce yere düşürdüğü bavulu yerden aldı ve o da rahatsız edici bakışlarını üzerimize dikti.

Bayan Kenny bize doğru bir adım attığında Liz titreyen ses tonuyla "A-anne.." dedi. "Açıklayabilirim."

Daha ben "Bayan Kenny!" diyemeden, annesi Liz'in suratına bir tokat indirdi. O tokat benim göğüs kafesime bir ağrı olarak saplanmıştı sanki.

Liz elini az önce koyduğu yanağından çekip annesinin gözlerine meydan okuyan bir tavırla bakmaya başladı.

Annesi bakışlarıyla beni bulduğunda "Defol," dedi sadece.

O kadar sakin bir ses tonuyla söylemişti ki bir an ne dediğini idrak edememiştim. Bir dahaki ses tonu hiç de sakin değildi ama.

"Defol!" diyerek bağırdı. Ardından "James," dedi buyurgan bir ses tonuyla.

Adam sanki paralı bir korumaymış gibi ismini duyar duymaz elindeki çantaları yere bırakıp bana yaklaştı ve yakamdan tutup beni kapıya doğru sürüklemeye başladı.

Liz arkamdan "Mei!" diye bağırmaya başladığında James beni çoktan sokağa fırlatmış ve dış kapıyı da üzerime kapatmıştı.

°°°

Ne yapacağımı bilemez hâlde düştüğüm kaldırım taşında oturmuştum birkaç dakika. Sonunda annnemden yardım alma düşüncesiyle ayaklandım oturduğum yerden. Bugün haftasonuydu, işe geç gidecekti yani ama zamanım azdı. Hızlı olmam gerektiğini bildiğim için eve doğru koşmaya başladım.

°°°

Son 10 dakikadır annem telefonun karşı tarafında bağıran Bayan Kenny'i dinliyordu. O kadar bağırıyordu ki, ses hoparlörden çıkıp benim kulaklarıma kadar ulaşıyordu.

Annem ara sıra konuşsa da, birkaç cümle yan yana getirmesine fırsat vermeden ağzına tıkılıyordu lafları. Bir anda annem sesini yükseltince irkildim.

"Kenny! Biraz sakin ol!"

Sonrasındaysa telefonu kulağından çekip ekranına baktı. "Suratıma kapattı," dedi.

Aynı anda derin bir nefes verdik.

"Mei.."

İsmimi söylediğinde yere eğdiğim başımı annemin gözleriyle buluşturdum.

"Aceleye getirip beni Kenny'le konuşturdun ama... siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?"

Suçlar gibi değildi ama kızdığı çok belliydi.

"Anne.." dedim ama az önce Bayan Kenny'nin ona yaptığı gibi, o da benim ağzıma tıktı cümlemi.

"Liz'le görüşmeni istemiyorum artık."

Ağzım yere değecek kadar açılmıştı eminim ki.

"N-ne? Anne bunu bana yapamazsın! Bunun kararını sen, benim adıma vermezsin."

"Veririm," dedi sakin bir şekilde. "Ben senin annenim."

"Saçmalıyorsun."

Sesini yükseltti ve bana bağırmaya başladı. "Saçma olan en başından bunu kabullenmiş olmam! Sana saygı duymam ve iyileşmen için zaman tanımam gerektiğini düşünmüştüm ama yanılmışım!"

"İyileşmek mi? Sen ne dediğinin farkında mısın anne?" diye bağırdım. "Lanet olsun, ben hasta değilim!"

"Odana git, Mei," diye bağırdı yeniden. "Ve ben söyleyene kadar sakın dışarı adımını atma."

Vazgeçmek YokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin