"Sen forvete geç. Sen kaleci ol uzun boylusun sen, olur senden. Sen... Gözlüklü olan. Sen sağ beke geç. Sarışın olan da sol bekte olsun. Bakın bu mahalle maçı değil. O yüzden başarılı,dikkatli ve hırslı olmanız lazım. Düşmanımıza karşı boyun eğmek yok. Ne kadar güçlü olsalar dahi..." Dedim bir Fatih Terim edasıyla. Tabii ki cimbomluyum oğlum ne sandınız? Galatasaray bu boru değil. Aslında boru değil de neyse.
Ben böyle Herkese geçmiş emirler yağdırırken gerçek olmayan ama gerçeğide haftaya olacak bir maçın hazırlıklarını sürdürüyorduk. Ben Sude Çelik futbol hastasıyım. Bütün derbileri, lig maçlarını hiç kaçırmadan pür dikkat izleyen bir insanım. Arada maç izlerken daldığım için küfür ederken annem kafama tam onikiden terlik fırlatırken babam "Kimin kızı ama," diye gülerdi. Futbolu çok severdim ama yabancıların futbolunu izlemek beni biraz sıkardı, başka bir film izlemeyede üşendiğim için televizyonu direkt kapatırdım. Babama çekmiş olmalıyım çünkü babam hiçbir gün maç izlemeden uyumaz ve bu yüzden, sırf bu yüzden Diji Türk bağlattırdı eve. Annem de napsın kadıncağız, Meliha teyzeyle Melike teyzelere gider saat 01.00'a kadar konuşur sonra eve gelirdi.
_______________________"Hadi be! Oğlum ondan gol olurdu lan! Bak,bak,bak birde taraftara bakıyor! O kim lan?! Lan İlayda değil mi o?! Yaktım lan ümüğünü Mert!" Maç bitsin gösteririm ben sana. Maç oynarken sevgilisiyle oynaşıyor şerefsiz.
"Kanki gelsene bi' ya!" Diye bağıran Simay'a baktım.
"Ne var Simay? Görmüyor musun şurada maç var?!" Diye bağırdım ona karşılık. Kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladı. Saha dışına geldiğimizde ona pek müşterek sorunu sordum.
"Ne oldu Simay? Yine ne var Simay?"heyecanlı bir şekilde sırıttı.
"Macera, action,macera, heyecann!" Abartılı bir şekilde göz devirdim
"Of Simay of. Nereye gidip halt yiyeceğiz peki Simaycığım?" Bu sefer o göz devirdi.
"Of kanki tabii ki karakola... Ama oraya kadar koşacağız." Dedi hınzırca.
"Seni çılgın. Peki neden koşuyoruz?" Dedim sıkılmışçasına.
"Üff burada anlatamam. Haydi! Koş!" Simay Usain Bolt edasıyla koşunca mecbur bende koştum. Yani başına birşey gelmesinden korkuyorum yoksa ne ekşını canım abartmayın yani.
***************
"Valla Memur Bey şöyle kumral saçlı,düzgün hiç kusuru olmayan hep gülen bir adamdı. O üç dakikaya o hep kelimesini nasıl sığdırdım bilemiyorum ama ve lakin o çocuk baya Damat Ferit'e benziyor yani bir görseniz Melek yüzlü şeytan... Iyyk" Simay kafasındaki insan profilini anlatmayı bitirince sıra bende galiba diye düşündüm.
Şuan nerede miyiz? Vallahi şuan karakoldayız. Yok canım zenci kolu değil(hsksjsjd tamam vurmayın ayol.) Hani şu polisli olan şey. Ve sanki kapkaççılar çantamızda ki tam on milyar parayı çalmışta bizde polislere kapkaççı arkadaşların profil resmini çizdiriyorduk . Sanki kendimi dışarda kalmış beş çocuklu kadınlar gibi hissettim lan şimdi."Hanımefendi , size diyorum size saldıranın profili nasıldı? Hatırlıyor musunuz?" Düşüncelerimden beni aşağıya küüüt diye indiren polis bey oldu.
"Valla Memur Bey, böyle hafif kıvırcık saçlı, kirli dağınık sakallı kusursuz bir yüzü ve uzun boylu. Yani en azından benden yedi santim daha uzundu." Dedim profili çizmesinde yardım ederek.
Komiser bey oradan çıkıp," Ulan, bu kızlar bizim mafyayı söylüyorlar," diyip güldü. "Kızım, bu olay tam olarak ne zaman oldu?" Hafifçe yutkundum. Simay'a sertçe 'Macera,action,macera,heyecann'(!) bakışı attım.
Sıçtık Cafer, bez getir...
Galiba, dışarda kalmış beş çocuklu anne rolü hiçte fena değildi yani.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Gizemli Zorba Çocuk-
Genç KurguSude Çelik , aklı başında ama pekte şanslı sayılmayan güzel baş rol kızımızdır . İki arkadaşıyla tencere kapak yuvarlanırken iki kız karakola giderler ve işte tamda orada olan olur Ta ki o mafyayla karşılaşana dek. Sude'nin sesi güzel olduğundan te...