Merhaba arkadaşlar. Uzun zamandır yeni bölüm eklemiyordum. Ama artık ard arda gelen sürekli bölümlerle büyülü bir macera yaşayacaksınız. Bu arada Multimedya; TOPRAK YILDIRIM. O zaman sizi düşler ülkesine uğurluyorum.#seviliyosunuzkıymetlilerim#
Masal ismi Dolunay' dan daha büyük yazılmıştı. Dolunay ismi kenarda ve etrafı kalplerle çevrili bir şekilde yer almıştı. Masal ve dolunay kimdi hatırlamıyordum. Günlüğün ikinci sayfasına göz atmaya karar verdim. Eğer düzenli olarak günlük yazıyorsa burada neden olduğumu öğrenebilirdim. Sayfaya baktığımda bir fotoğraf vardı. Fotoğrafta iki kız ve bir erkek yan yana oturmuş poz vermişlerdi. Gerçi erkek kızlardan küçüktü. Bunlar masal ve dolunay olmalıydılar. Acaba hangisi masaldı? Açıkçası günlüğün sahibini merak etmiştim. "Ah, evet. Altına yazı çıkmış" dedim bir an. Ama sonra sesimi hemen kıstım. Zaman kaybetmemeli aksine kazanmalıydım. Notta 'ben Dolunay ve yaramaz kardeşim Erdem, bugün çok eğlendik' yazıyordu. Erdem denen çocuk tam bir deli saçması idi. Ciddi durdukları fotoğrafta bir o dil çıkarmıştı. Üçüncü sayfaya geldiğimde nasıl günlükte başlamış olmuştu. Fakat günlük günlük değil kişisel bilgi sayfasıydı ya da kız hayatının sivisini yapmıştı. Kilosunu boyunu hatta ayakkabı numarasına bile yazmıştı. Bir dakika... cidden boyu 1,65 miydi? Demek bir yer Elmasısın masal ha?.. Her neyse, bu sayfayı sevmemiştim. Günlükten ziyade Seda Sayan'ın sunduğu sabah programlarına benziyordu. Ben de sayfadan Elektrik alamayarak ayrıldım. Gül, gül ölmüştüm. bayağı enteresan bir kızdı. Diğer sayfalarda genel anlamda abisinden bahsetmişti. Abisini dövmek, kardeşini ise asmak istiyormuş. Abisi aktif bir insanmış. Barlardan çıkmıyormuş. Yazık kıza küçücük boyuyla nelerle uğraşıyor. günlüğün hepsini okuyamazdım. O yüzden hemen son kısmını açtım. 'Sen beni her ne kadar terk etsem de ben seni asla terk etmeyeceğim' yazıyordu. Ne olmuştu? anlamamıştım. Şimdi ben mi terk etmiştim? O yüzden mi kaçırmıştı beni bu psikopat? Ben de iyilik meleğim falan sanmıştım. Bu kızla Acaba nasıl bir ilişki yaşamıştım da beni kaçırmıştı.Üstelik dövdürtmüştü. Her yerim ağrıyordu be! gösterecektim ama o kıza beni kaçırmak ne demek oluyormuş. Senin kuyunu kazacağım masal Hanım. Gör bakalım El mi yaman bey mi? Bunları düşünürken bir an terlik sesleri işittim. Günlüğü hemen yerine koyup yatağa oturdum. Kapı açılınca ürpermiştim. Ama karşımda gördüğün kızla gülmemek için kendimi zor tuttum.Ben daha çok kırmızı veya siyah deri giyen, Sert mizaçlı ve seksi bir kız bekliyordum. Karşıma spor kıyafetli, pofuduk terlikli ve elinde tepsisi ile bir kız çıkacağını hiç düşünmezdim. Beni oturur vaziyette görünce o da şaşırmış olacak ki;
" iyileşmeden ayaklanmak yok. Yat hemen!" dedi. Görüntüsü konusunda yanılmış olabilirdim, fakat amma Sert mizaçlıydı. Yani, burada dövülmüş olan benim dövdüğün adama mı bakacaksın? Yoksa bilmiyormuş numarasına mı yatıp beni kandırmaya çalışacaksın? Hadi, dene Öyleyse... Seni kendi kazdığın kuyuya düşüreceğim. Toprak; " Ben neden buradayım?" dedim. Masal;"Hatırlamıyor musun?" dedi. Toprak;" hatırlamıyorum." dedim. Aslında, cidden hatırlamıyordum. Yani demem de bir sakınca yoktu. Hem ne diyeceğini merak ediyordum. Masal; "Neyse, boşver..." dedi. Sonra elinde tuttuğu tepsiyi komidinin üzerine bıraktı. Yanıma geldi ve beni omuzumdan itip yatağa yatırdı. Gerçekten ne yapmaya çalışıyordu!!? Masal;"Sana uzanmanı söylememiş miydim? Hâlâ hastasın. Şimdi ilk ateşine bakalım. " dedi ve elini alnıma koydu. Eli buz gibiydi. Zaten evde çok sıcak değildi. Sanki Masalda bu durumdan pek hoşnut değildi. Madem hasta bakmayı sevmiyorsun O zaman bulaşmayacaktın böyle işlere kız başınla!.. Elini geri çekmişti. Masal; " İyi sabahki ne göre düşmüş." dedi. Sonra tepsiyi kucağına alıp, " İlk çorbanı içelim, sonra yarılarına pansuman yapalım. Sabah yapamadık. Bazı kan tutma sorunlarımız var da..." dedi. Toprak; "öyle mi...?" dedim tebessüm ederek. Halbuki içimden neler geçiriyordum. hem dövdürt hem de bizi kan tıtıyör da.. de. Kaşığı Çorba kasesini daldırdı ve doğrulamamı bekledi. Hemen kalkıp oturdum. Kaşığı kaldırdı ve ağzıma kadar getirdi. Tamam, yaralandım da sakat kalmadım ya. Elim kolum var çok şükür. Toprak; "Aslında... Ben yiyebilirim. Sağ ol." dedim. Kız biraz utanmıştı. Masal;"Tamam öyleyse... Sen yemeğini ye.Ben de pansuman için malzemeleri getireyim." dedi. Kafamla ona onay işareti verdim. Odadan ayrıldı. Bense çorbayı içmeye koyuldum. Çorba gerçekten çok güzeldi. kıvamı da... sanki böyle bir çorba çorbayı daha önce içmiş miydim? biz çıkarken mi yapmıştı da acaba şimdi kıvamını tanır gibi olmuştum. Yok, öyle değildir. Sanki... sanki... Tadı şey gibi... ne?... ne?.. hah!! hazır çorba! Evet! hazır çorba gibi! Off of. Ben, cidden böyle beceriksiz bir kızla çıkmış olamazdım iyi halt yemiştim. Toprak, Aferin. suç kızda değil ki sende. Ne diye çıkarsın bu kızlarla?.. Yalnız, çorba bayağı güzelmiş ha.. Bunu üreten firmanın gidip makinalarını yağlamak lazım. Masal'ın dilinden: Nerede?.. bu pansuman çantası nerede Dolunay? Dolunay; " Efendim. Masal. Ne oldu? " bir eli bulaşık da olan Dolunay cevap vermişti.Daha kıza hiçbir şeyde anlatmıştım. Bir an önce olanları Dolunaya anlatmadım. Yoksa bu evde ne ben nerede Çolak Toprak barınabilir di. Şanssızlığım bugün Zirve yapmıştı. Dolunay;" Masal, ne diyeceksen çabuk de işim gücüm var benim!." Dedi. Dolunayın bu sisteminden sonra asıl soracağım soruyu sorabilirdin? Masal;" Bu pansuman çantasını en son nereye koymuştuk biz?" Dolunay;" ha... o mu? o şeyde ya.."Masal;" Nerede?" Dolunay;" Senin yatak odanda. Gardolabın üzerinde." Dedi. Masal; "Tamam. sağ ol." Dedim. Dolunay;" İşin bitince bana yardıma gelll."dedi. Masal; "Olur, gelirim. Bekle az."dedim ve Toprak'ın olduğu odaya yöneldim. Toprağı sevmiyordum. Hem de hiç sevmiyordum. Ama ona çok üzülmüştüm. Görünüş itibariyle değil ama huy itibarı ile ilk karşılaştığımız günden beri ona bir uyuz olmuştum. kişiliği itici, sevimsiz, huysuz, bilmiş, bencil ve çok konuşkan dı. En azından gözlemlerinden bu sonucu çıkarmıştım. Fakat ne olursa olsun şu anda ona iyi bakmalıydım. Acaba ne halt yemişti de bu hallere düşmüştü. s**** kafam, bir de onu buraya getirmiştim. Ne olurdu sanki çıkarken Cüzdanımı yanıma olsaydım?... en azından onu taksiyle hastaneye bırakabilirdim. Bir dakika ya. .. Ne taksisi? Asıl ambulans çağırabilirim dim. Cidden salağım. S**** kafam, s**** kafam, s**** kafam durmadan bunları söylerken odanın kapısını açıp içeri girdim. Cidden nasıl ambulansı akıl edemezdim?
Toprak;" Ne ambulansı?" dedi. sesini kalınlaştırarak. Masal;"Yok bir şey sen yemeğini yediysen uzan. Ben şuradan pansuman çantasını alacağım. " dedim. Toprak;" Beni buraya getirmeden önce, hastaneye gitmemiz gerekmez miydi? Dedi. Masal; "Haklısın aslında... ama panik olduğum için ne yapacağımı şaşırdım." Dedim. Toprak aniden sinirlenmişti. Sanki içinde bir öküz oturmuştu da söyleyemiyordu. Gözlerini Fal taşı gibi açtı ve devirdi. Masal; " Üzgünüm Toprak. Seni buraya değil de hastaneye götürmeli idim. Dedim. Aslında Hem Üzgündüm. Hem de Değildim. Herhalde Omuzlarımdaki Melekler Yine çatışıyorlardı. Sonuçta Onun dövülmesi benim suçum değildi. Şu anda Ona bakan da bendim. En azından Bir teşekkürü Hak etmiştim. Bakmazsam Içimde Bir Suçluluk duygusu Oluşacaktı. Her ne kadar Toprağı Sevmesemde Insanlık namına ihtiyaç sahiplerine Yardım etmeliydim. Ve Toprağında Şu anda Yardıma ihtiyacı vardı. Zaten Sonra Evine Postalardım. Sonuçta Temelli burada Kalacak hali yoktu. Pansuman çantasını almak için Gardolabın Üst kısmına uzandım. Ama gardolabın yüksekliği Benim boyumu Bayağı geçiyordu. Herhalde Birkaç da Defa daha Uzansam Çantanın ucunu tutabilirdim. Zıplasam tutardım. Birkaç defa Zıplayım dedim Fakat Yine de çantayı tutamamıştım. Pansumanı yapmam lazımdı. Zaten Çok Bekletmiştim. Bu bekleme ile Mikroplar kana karışırdı herhalde. Bir defa daha Zıpladım. Hadi olacak.. Tutacağım seni...Derken o da neydi?.! Arkamda bir şey vardı!!! Korkudan Kalbim Küt küt Atıyordu. Yavaşça Arkaya Döndüm. Gözlerimi araladığımda tek gördüğüm adem elmasıydı. Yavaş yavaş kafamı yukarı kaldırdım. Toprak tam karşımdaydı. Korkmuş utanmış ve büyük ihtimallede kızarmıştım. Bu arada Toprak pansuman çantasını almak için uzanmış tı. Ama o da ne!! Sanki bir şey düşmüştü. Tam o sırada beni bir şey sardı. Belimden olmak üzere başımda dahil birşey beni kendine çekip sarmıştı. Bu kesinlikle Toprak tı ve bu gün utancımdan kahralocağım günlerden biriydi...Evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik. Lütfen Takip vote ve okumalarınızı eksik etmeyin. Bundan sonra ard arda bölümlerle sizi beraber bırakacağım. # hepinizi çok seviyorum :)#

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZIT KUTUPLAR
Novela JuvenilMasal ve Dolunayın sonsuz serüvenlerinde, maceralarında ve hayallerinde hep bir aşk gizliydi. Fark etmeleri onlar için bir şans ve gelecekleri için mutluluk olacaktı. Fakat doğru kişileri... Peki ya sevecekleri kişilerle zıtlarsa ama kader yinede...