Tweek gözlerini hafifçe açtı ve yatağında doğruldu. Bir kaç dakika boyunca karşısındaki duvara baktı. Elleriyle gözlerini ovuşturup yatağından kalktı. Ağır ve titreyen adımlarla odasında bulunan banyoya girdi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra kendine gelebilmişti. Banyodan çıktı dolabından kıyafetlerini alıp üstünü değiştirdi. Çantasını eline aldı ve odasından çıkıp yavaşça merdivenlerden indi daha okula yarım saat vardı. Mutfağa girdi ve çantasından boş bir termos çıkardı. Termosu tezgaha bıraktı. Ketıldaki suyu ısıttı . Önünde duran kahve paketini aldı ve kendi bardağı ile termosuna yeterli miktarda döktü. Sonra ise ketıldaki suyu alıp termosuna ve kahve fincanına döktü . Çekmeceden çay kaşığı çıkarıp kahvesini karıştırdı. Termosunun ise kapağını sıkıca kapayıp hafifçe çalkaladı ve kahvenin karışmasını umdu. Termosunu çantasına yerleştirdi ve duvardaki saate baktı kahvaltı edebilecek vakti vardı.
Craig şapkasını kafasına takarken çalışma masasının üstünde titreşip duran telefonuna lanetler savurdu. Her zamanki gibi Clyde onu mesaj yağmuruna tutmuştu. Telefonunu çalışma masasından aldı ve gelen mesajlara baktı. Neden hepsini tek seferde yazmıyordu ki?
Sulu Göz: Günaydın Craig !
Sulu Göz: Hey hala uyuyor musun?
Sulu Göz: Cevap yazsana ...
Sulu Göz: Bugün Tweek'den özür dileyeceksin unutumamışsındır umarım.
Sulu Göz: Ayrıca okula gelmesen bile senin ondan özür dilemeni sağlayacağımı bilmelisin.
Sulu Göz: Bu yüzden gelmemezlik yapma.
Sulu Göz: Bugün programımda biraz yer açtım belki sizinle zaman geçirebilirim.
Sulu Göz: Craig hala uyuyor musun? Eğer uyumaya devam edersen geç kalacaksın .
Craig: CLYDE LÜTFEN ŞU LANET OLASI ÇENENİ KAPAT !
Sulu Göz: : Konuşmuyorum mesaj yazıyorum Craig bu yüzden çenemi kapatamam . Her neyse beş dakikaya senin evinin oradayım .
Craig iç çekerek telefonu masaya bıraktı. Çantasını sandalyesinin üstünden alıp aşağı indi. Kız kardeşi okula gitmişti annesi ve babası ise işteydi. Yani şu an evde yalnızdı. Mutfağa gidip buz dolabının kapağını açtı. Peynir , zeytin ve salam gibi şeyleri ağzına tıkıştırdıktan sonra dolabı kapattı kahvaltı yapacak vakti yoktu ve aç kalmak istemiyordu. Bir kaç dakika sonra kapının çalmasıyla birlikte mutfaktan çıktı ve kapıyı açtı. Karşısında Clyde duruyordu.
"Hazırlandın mı ? Acele etmezsek geç kalacağız."
"Gördüğün gibi hazırım Clyde."
Craig evden çıktı cebinden anahtarlarını çıkarıp kapıyı kilitledikten sonra Clyde'a döndü.
"Token gelmedi mi?"
"O bizimle durakta buluşacağını söyledi ."
Craig Clyde'ı başıyla onayladıktan sonra durağa doğru yürümeye başladılar. Clyde Craig'e heyecanla bir şeyler anlatıyordu . Craig ise susması için yalvarıyordu. Kısa bir süre sonra otobüs durağını görmüşlerdi. Clyde önce ararcasına durağa sonra ise Craig'e baktı.
"Hey , Craig ..."
Craig iç çekerek Clyde'a baktı.
"Yine ne var Clyde ?"
"Tweek'de bu durağı kullanıyor değil mi?"
"Evet. Neden ?"
"Göremedim de . Acaba bugün gelmeyecek mi ?"
"Belkide geç kalmıştır." dedi Craig sakinliğini koruyarak.
Tweek ağır ve endişeli adımlarla okula yürüyordu. Bugün yürüyerek gitmenin en iyisi olacağını düşünmüştü. Dakikalar içerisinde okula gelmişti. Sesli bir şekilde yutkunarak okul kapısından içeriye girdi. Mümkün olduğunca insanlarla göz teması kurmamaya çalışıyordu. Dolabının yanına gitti ve kapağını açtı. Dolabın kapağını açmasıyla ufak bir kıkırdama duydu. Bir kız sesiydi. Dişlerini sıkıca birbirine bastırdı.
"Gerçekten Craig'in seninle çıkacağını mı düşündün?"
Başka bir kıkırdama sesi daha duyuldu.
"Seninle kim çıkmak ister ki?"
Tweek yumruklarını güçlükle sıktı. Donuk bir şekilde olduğu yerde durdu. Şaşkındı . Craig ... Söylememişti değil mi? Dün yaşananları anlatmış olan Craig olamazdı. O kadar kötü birisi olamazdı o.
"Hey sorun ne konuşsana."
Kızlardan biri söyledi. Tweek umursamamaya çalıştı aklı düşüncelerle dolup taşıyordu. Hızlıca kitaplarını alıp dolabının kapağını kapattı.
"Bunu nereden b-biliyorsunuz ?"
Tweek sessizce mırıldandı. Kızlardan birisi Tweek'e yaklaştı.
"Nereden bildiğimiz seni ilgilendirmez. Önemli olan şey şu. Craig'den uzak dur . O senin gibi birisiyle sence gerçekten birlikte olmak ister mi?"
Bunları söyledikten sonra saçlarını savurup Tweek'in yanından ayrıldı . Diğer kızlarda peşinde onu takip etti.
Tweek elinde tuttuğu kitapları sıkıca göğsüne bastırdı. Bunları zaten biliyordu . Neden söylemeye gerek duymuşlardı ki?
Craig etrafına bakarken servisten indi. Clyde elleriyle gözlerine dürbün yapmış etrafı inceliyordu. Biraz daha etrafa baktıktan sonra nefesini dışarı üfledi.
"Tweek neden hiç bir yerde yok?"
Craig omuz silkti.
"Belki de gelmemiştir."
Her zaman ki gibi sakin görünüyordu ama aslında içi içini yiyiyordu . Eğer Tweek gelmemişse bunun suçlusunun kendisi olduğu düşüncesine kapılıyordu.
Token bakışlarını Clyde'a doğru çevirdi.
"Neden Tweek'i arıyorsunuz?"
"Üzgünüm Token ama sana söyleyemeyiz ."
dedi fısıltıyla Clyde. Token başıyla onayladı. Nasıl olsa bir gün mutlaka öğrenirdi.
"Clyde !! Clyde !!"
Clyde bakışlarını sesin geldiği yere çevirdi. Kız arkadaşı sevgi dolu bakışlarla ona doğru koşuyordu. Clyde'ın yanına gelince boynuna sarıldı. Clyde az kalsın dengesini koruyamayıp düşecekti. Bebe Clyde ile arasında 3 burunluk mesafe bıraktı. Kolları hala boynundaydı.
"Dünkü konuştuğumuz meseleyi hallettin mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"O benim gibi değil ..." [✓]
FanfictionYaptığı şey büyük bir hataydı . Ama hataların bazen iyi sonuçları da olabiliyordu. -Yaoi içerir ne olduğunu bilmiyorsanız araştırıp da gelmeniz tavsiye edilir. -Karakterler bana ait değildir. -Keyifli okumalar ~