○Sekizinci Bölüm○

47 11 3
                                    


''İpe boncuk dizer gibi dizildiniz içimde.

Birinizi sökmeye kalksam,

Diğerleri etrafa saçılır diye korkuyorum.''


Takvimler 22 Mart'ı gösteriyordu. Sabah saat 06.45. İz, yatağından fırlayarak uyandı.


''Kalemimin mürekkebine birazcık sen damlattım bugün.

Şimdi her satır seni kuşanır oldu Annem.''


''Loş bir ortamdı. Etrafta hiç kimse yoktu. Kocaman bir kiraz ağacının altına oturmuş, resim çiziyordu. Birden şiddetli bir rüzgar esmeye başladı. Kağıtları sağa sola uçuştu. Rüzgar o kada şiddetli esiyordu ki önünü göremiyordu. Elleriyle gözlerini kapatarak resimleri toplamaya başladı. Tam ayağa kalkıyordu ki, rüzgarın şiddeti birden kesildi. Gökyüzünde bir gökkuşağı belirdi. Kiraz ağacının olduğu kısımdan güneş doğdu. İz'in hemen ilerisinde biri duruyordu. Yüzünü net göremiyordu. Az önceki rüzgar o kadar şiddetliydi ki... Bir ses duydu sonra.

-İZ...

-İZ...

-İZ...

İz ağlamaya başladı. İlerleyemiyordu. Hareket etmek istiyordu ama yerinden kıpırdayamıyordu. O sesi gene duydu.

-İz, niye gelmiyorsun yanıma? Hani çok özlemiştin beni? Hadi gel!

Bu sesi nerden hatırlıyordu? Birden irkildi. Bu annesinin sesiydi. İz çok şaşkındı. Annesi tam karşısında duruyordu ama bir türlü yanına gidemiyordu. Annesinin elinde İz'in az önce çizdiği bazı resimler vardı. Elini uzattı ona. Dokunamıyordu.''

***

Bu rüya, onun yıllardır görmek istediği tek şeydi. Sarsıldı. Annesinin sesi hala kulaklarında yankılanıyordu.''İz'' diye çağırışını, nasıl unutabilirdi ki artık? Bu gün onun en güzel günüydü.


''Bazı yaralar,  sardığın yerden kanamaya devam eder.''

PAYİZ(Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin