15. mektup (final)

53 9 1
                                        


-Yarası bu gece kanamış ve zedelenmiş. Sabaha kadar kanamış. İstese yardım isteyebilirmiş ama sesini bile çıkartmamıs. Bunu cebinde buldum......öl......ölmeden önce Melis'e yazmış....

Hızlıca kağıdı elinden aldım ve cebime koydum.

-Dede! Senin hafıza silebildiğini duydum! Gerçekten yapabiliyor musun?

-Melis'in hafızasını silmemi mi istiyorsun?

-Evet. Göktuğ'yu hatırladıkça daha çok üzülecek. Hafızasını sil!!!!

-Emin misin? Zamanla hatırlayabilir.

-Sil dedim!!!!

Dedim biraz baģırarak.

-Ablanın kaderini sen mi belirleyeceksin daha kendi kaderini bile seçemeyen biri olarak!!!!

-Bunak! Seni ilgilendirmez!!!! Anlaşılan senin bir şey yapacağın yok!

Tam gideceğim sırada kolumdan tuttu.

-Bırak da kaderi acı ve mutluluklarla olsun. Hep mutlu olursa nerde bu hayatın zorlukları?

Dedi ve benden önce kendisi gitti. Sonra birden durdu.

-Bu arada Göktuğ'ya cenaze yapmayacağım! Onu en sevdiği yere kendi ellerimle gömeceģim! 

-Bu kadarını da hak ediyor!!!

Dedi birden bir ses. Melis.

-Ne demek cenaze yapmak yok???

Diye devam etti.

-Artık senin kaderin başkası....Göktuğ deģil! O yüzden sadece kendini düşünüp bencillik etme!

Birden Melis koşarak lavaboya gitti ve.....kusmaya başladı. Geri geldiğinde dede konuştu.

-Tam düşündüğüm gibi....

-Ağzında geveleme lafı! Şöyle ne söyleyeceksen!!!

Dedim bağırarak.

-Yüzyıllar sonra hiç görülmeyen bir şey oldu...! Hamilesin Melis!

-Ne demek? Hamile miyim???

Dedi Melis. Biraz yürüdüm ve yakasına yapıştım dedenin.

-Yalan söylüyorsun! Hem bu kadar kısa sürede nasıl anladın!!!??? Sen iyice bunamışsın!!!!

Dedim bağırarak.

-Hafıza silebildiğimi biliyorsan geleceği görebildiğimi de bilmen lazım.

Dedi sessizce.

Yakasından onu ittim.

-O bebek doğduğu anda kırmav mağarasında onu....onu öldür!

Dedi dede.

-Gerizekalı! Bana bebeğini öldür mü diyorsun?!!!

Dedi Melis daha da sinirlenerek.

-O bebek doğduğu anda herşey değişebilir. Tehlikeli! İlk defa bir vampir hamile kalıyor!

-Ya o vampir değilse yarı vampirse...

Dedi arkadan bir ses daha. Kapşonlusu yüzünü örtüyordu. Üstünde uzun bir pelerin vardı. Elini yüzüne götürdü ve yüzünü açtı. Kestane rengi saçları dağınık bir şekilde yandan bir örüktü.

-Miray?

Dedi Melis. 

-Benim yarı vampir olduğumu mu söylüyorsun?

Diye devam etti.

-Anlaşılan birileri sana bir şeyleri vermemiş!!!

Dedi bana bakarak. Mektuptan bahsediyordu. Melis hemen gözlerini benim üstüme çevirdi.

-Melike??

Dedi Melis.

-Melis.....bende bir şey yok!

Dedim.

-Yalan söyleme ver ne vereceksen!

-.....

-Ver!!!!

Diye bağırınca cebimden mektubu çıkarttım ve ona uzattım.

Melis'in ağzından....

Mektupu elime aldım ve ağlayarak açtım. İçindekileri okumaya başladım.

"Seni ilk gördüğüm andan beri seviyorum. Bunu sana geç itiraf etmiş olabilirim ama zaten kendimede zor itiraf ettim. Ama gitmeden önce sana çocuğumuzu emanet ediyorum. Eminim ki onu kendinden daha çok seveceksin. Eğer bir oğlumuz olursa adını Gökalp koy. Göklerin efendisi alplerin alpi olsun. Ona çok dikkat et çünkü teyzesi Melike gibi saçları kırmızı,gözleri mavi, kendini kontrol edemeyen tehlikeli birisi olabilir. Şu an diyorsun ki Melike böyle birisi olmadı ki! Ama onun geleceğini okuyan birisi var ve günün birinde karşısına çıkacak. En önemli 2 şeyi söylemeyi unuttum. Mirayın dediği her şey doğru sen yarı vampirsin. 2. İse Melis sizin.....sizin bilinmeyen bir kardeşiniz var! Kim olduğunu biliyorum ama söylemeyeceğim. Bu sırrı tek başıma götürmüyorum. Çünkü melikenin karşısına çıkacak kişi her şeyi biliyor. Bunları kendim senin yüzüne karşı söylemek istiyorum ama şuan senin olduğun  yer çok acıyor. Eğer  şuan ağlıyorsan göz yaşlarını akıtma ki acıyan kalbim daha da acımasın. Şuan gidiyorum. Seni asla unutmayacağım. Sen benim hayallerimin perisisin."

Evet arkadaşlar final! Ama üzülmeyin 2. Serisinin birinci bölümünü okulun ilk bölümü atabilirsem atacağım. 

Benimle Kal Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin