21

734 51 9
                                    

BÖLÜMÜ GECİKTİRDİĞİM İÇİN ÇOK ÇOK ÜZGÜNÜM. MALUM OKULLAR -,- KAÇA GEÇTİNİZ? LİSEYE FALAN GEÇTİYSENİZ ORTAM NASIL? EHSKDISJZ

Hailey okula daha yeni varmıştı. Saatine baktığında dersin 10 dakika önce başladığını fark etti. Ama derse girmeyecekti zaten. Hızlı adımlarla okul bahçesinde ilerlemeye devam etti.

Üzerine giydiği siyah eteği ve siyah kısakollusunu eliyle kontrol ettikten sonra okula adımını attı. Açıkcası Drewi göreceği için biraz heyecanlıydı. Belki de birazdan daha fazla.

Bir kaç saniye etrafa baktıktan sonra sınıfına gitmeye karar verdi. Eğer Drew gerçekten onu bekliyorsa oralarda bir yerlerde bekliyor olmalıydı.

Sınıfının olduğu kata vardığında beklentiyle koridoru taradı ama bomboştu. Koridorda sınıfına doğru ilerlerken aniden yana doğru çekilmesiyle çığlık atacaktı ki ağzına kapanan el buna engel oldu. Birisi onu temizlik malzemelerinin olduğu odaya çekmişti ve kapıyı kapattığından dolayı da oda kapkaranlıktı. Onu çeken her kimse arkadan ağzını kapatıyordu, arkasında olduğu için de Hailey onun kim olduğunu göremiyordu.

Ama bu onun kokuyu duymasına engel değildi. Bu kokuyu nerde duysa tanırdı. Babasının kokusu.. Babası gibi kokuyor.. Bu Drew.

Çocuğun ağzını kapatmış olmasına rağmen gülümsedi. Yakında Drewi görecekti.

Justin ise Haileyin avucuna doğru gülümsediğini hiss edince nefesini sesli bir şekilde vererek elini çekti. Kız bir şey demeden ona doğru döndü ama oda karanlık olduğundan Justinin yüzünü tam seçemiyordu. Daha fazla uzatmanın anlamı yok diye düşündü Justin. Hemen elinin altında olan ışığı açtı.

Hailey onu görünce kaşları çatıldı. Şu an karşısına diğer sınıftaki sivilceli Drew çıksa bu kadar şaşırmazdı. "Neler oluyor?" diye sordu.

"Benim." dedi Justin kendini gülümsemeye zorlayarak. "Justin Drew Bieber."

Hailey bir kahkaha atmıştı ama küçücük odayı aydınlatan ışıkta yaşlarla dolu gözleri parlıyordu. Bakışlarını tavana dikti. "Bu.. Gerçekten komikmiş." Tekrar kahkaha attı.

Justin kafası karışmı bir şekilde ona baktı. Haileyin böyle tepki vermesini kesinlikle beklemiyordu. "Komik olan ne Hails?" diye sordu yumuşak bir sesle.

"Bana öyle seslenmeyi kes!" diye bağırdı Hailey. Justin onun sesinin bu kadar yüksek çıka bileceğini bile bilmiyordu. Kızın aniden bağırması karşısında bir adım geriledi ve sırtı kapıyla buluştu.

"Hailey! Neden böyle yapıyorsun?" diye sordu. Sesi istem dışı yüksek çıkmıştı.

"Buna inanmamı mı bekliyorsun?" diye bağırdı Hailey, az öncekine göre daha alçak bir sesle. Oda küçücük olduğundan dolayı Justin bir adım uzaklaşmış olsa bile hala çok yakındılar. Justinin kalbi deli gibi çarpıyordu ama bunun tek sebebi bu yakınlık değildi, olacaklardan korkuyordu.

"İnanman gereken şey ne?" diye bağırdı Justin. "Benim işte! Drew! Benim!" İçinde bir öfke yükselirken yumruklarını sıktı. Haileyin böyle tepki vermesini gerçekten beklemiyordu.

Hailey bitkin bir şekilde duvara yaslandı. "Neden benimle oynuyorsunuz?" Yanağından bir damla yaş süzüldüğünde Justin acıyla gözlerini kapattı. Onun ağamasından nefret ediyordu.

"Ağlama." dedi kısık sesle, hala gözlerini açmamıştı.

"Çekil." Tam dibinden gelen ses sayesinde gözlerini açtı. Hailey tam karşısında durmuş, ona hayal kırıklığıyla bakıyordu. Gözleri hala akmak için can atan yaşlarla doluydu.

Justin dayanamayacağını fark etti. Oda bu kadar küçükken, Hailey ona bu kadar yakınken daha fazla dayanamayacaktı. Belkide en büyük ama kesinlikle en güzel hatasını yapmak üzereydi şu an. Kalbi mümkünmüş gibi daha da hızlandı. Açıkcası Justin bir an için kalbinin öne fırlayarak göğüs kafesini deleceğini bile düşündü.

Haileyi kendine doğru çekti. Kız bunu beklemediğinden tepki bile veremedi. Justin dudaklarını kızın alnına bastırırken aynı zamanda ona sıkıca sarıldı. Gözünden bir damla yaş süzülerek Haileyin sarı saçlarına düştü. Hailey Rhode Baldwin kesinlikle hiç bir zaman onun olmayacaktı.

İlk onu dudaklarından öpmeyi planlamıştı aslında. Hatta kızın gözleri yaşlarla dolu olmasaydı ve böyle üzgün bakmasaydı bunu yapardı da. Ama son anda yapamayacağını fark edip sadece alnından öpmüştü. Bu bile Justin için paha biçilemez bir şeydi.

Vücudu vücuduna değdiğinde hiss ettiği şeyin hiç bir tarifi yoktu. Justin dudağında Haileyin tenini hiss etmenin nasıl mükemmel olduğunu kelimelere bile dökemezdi. Bu onu bir balyoz gibi çarpmıştı. Çok tuhafdı. Belki bir az acıtıyordu da. Ama sonsuza dek öyle kalmayı dilerdi.

Kız tam onu itecekken Justin ondan ayrıldı. Haileyin onu itmesine dayanamazdı. Kapıyı açarak Haileyin geçmesi için duvara yaslandı. Kız onun yüzüne bile bakmadan kapıdan çıkıp sınıfına doğru yürüdü.

Justin kapıyı kapatıp kilitledi. Yere çökerek kafasını ellerinin arasına aldı ve gözlerinden bir kaç damlanın küçük odanın zeminine düşmesine izin verdi. Bunu belkide hiç yapmamalıydı. Ama yapmıştı. Olacaklardan, Haileyi bir daha asla görememekten, sesini duyamamaktan çok korkuyordu. O günler gelmeden, hemen oracıkta ölmeyi diledi.

Bölüm geç geldiği için tekrar üzgünüm. Umarım beğenmişsinizdir. Löv ü💞

YourselfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin