Başlamadan önce küçük bir not: Hani şu marketlerde arabalar olur ya aldıklarımızı taşımak için. Market arabası. Onun yerine daha kısa ve uygun olduğu için sepet yazdım, anlarsınız siz♡
15 haziran
Hailey Justinin evinin kapısının önünde durmuş, zile basmak konusunda tereddüt yaşıyordu. Birkaç dakikalık tereddütün ardından nereden geldiğini anlayamadığı bir heyecanla zile bastı. Dakikalarca bastı, ama kapıyı açan kimse olmadı. Tam hayal kırıklığı ve öfkeyle çekip gidecekken aptalsın! diye düşündü. Justin yataktan kalkamayacak kadar hasta olduğunu söylemişti, kapıya nasıl baksın?!
Kilitli olmadığını umut ederek kapı kolunu çevirdi. Bieberin geniş malikanesine ilk adımı atarak "Justin?" diye seslendi. O kadar çok oda vardı ki hangisinde olduğunu tahmin etmesi zordu. Üst katta bile olabilirdi! "Justin!"
Muhtemelen Justinin odası ikinci kattaydı. Birinci katda mutfak, oturma odası ve s. vardı. Bu yüzden Hailey hızlı adımlarla merdivenleri çıktı. İkinci katta 5 oda vardı. Bunlardan birisi Justinin odasıydı. Ama hangis? "Justin? Bana seslenirsen seni daha kolay bula bilirim."
En köşedeki odadan şiddetli bir öksürük sesi yükseldi. Hailey koşarak o odaya daldı. Justin Bieber yatağında üstsüz ve oldukça sefil bir halde yatıyordu. "Tanrım!" diyere Justinin yatağının yanına çöktü Hailey. "Berbat durumdasın."
"Sevdiğim kızın hakkımda böyle düşünmesi pek iç açıcı değil.. ama gelmişsin." dedi Justin güçsüz bir sesle.
"Sen günlerdir duş almadın mı?" diye sordu Hailey Justinin dediklerini duymazdan gelerek. Cevap olarak Justin kafasını iki yana salladı.
"Pekala Justin. Şimdi güzelce yıkanacaksın, sonra ben ateşini ölçeceğim ve neler yapabileceğime bir bakacağım." Justinin sanki dediklerini hiç dinlemiyormuş gibi aptal bir gülümsemeyle kendisine baktığını görünce "Tamam mı?" diyerek parmağını ona doğru salladı Hailey. Justin onu kafasıyla onaylayınca yataktan kalkmasına yardım etti.
Justinin odasındaki banyoya kadar gitmesine yardımcı olup onu küvete soktu. "Duşu kendin ayarlarsın. Çabucak bir duş al. Ben hemen odanın dışında bekliyor olacağım."
Justin dudağının kenarıyla gülerek "Kalman daha faydalı olur." diyince Hailey kapıyı gürültüyle kapatıp banyodan çıktı.
◇
Justin nihayet odasından çıkınca "İyi ki hızlı ol dedik ha!" diye homurdanarak arkasını döndü Hailey. Justin yine üstsüzdü ama en azından altına bir eşofman geçirmişti. Vücuduna bakmamaya özen göstererek "Daha iyi misin?" diye sordu Hailey.
Justin gülerek "Sorma ya, bir duş aldım hemen iyileştim. Ben neden düşünemedim acaba daha önce bunu?" dedi. Canının yandığı belliydi ama dalgasını da geçiyordu.
Hailey göz devirerek merdivenlere yöneldi. "Hadi mutfağa. Ateşini bir ölçelim. Banyoda olduğun süre boyunca da mutfağı bir karıştırdım. Buzdolabı boş be! Ne yiyorsun kaç gündür?" Merdivenleri inerken bir yandan da Justini azarlamayı ihmal etmiyordu. Justin ise bu durumdan oldukça keyif alıyor gibiydi.
Mutfağa varınca Hailey termometreyi Justine vermiş ve kendisi de internetten Justini iyileştirebilecek çorba tariflerine bakıyordu. Nihayet yapımı kolay ve çok şifalı görünen -artık nasıl oluyorsa- bir çorba bulduğunda ellerini sevinçle bir birine çırptı. Termometreyi Justinden aldı ve "Ateşin 38e inmiş!" diyerek sevinçle tekrar el çırptı.
Justin ruhsuz bir sesle "Aman ne başarı." dedi. "Ne yapıyordun sabahtan beri telefonla?"
Hailey gülümseyerek "Çorba tariflerine bakıyordum senin için. Bir tane buldum ama gerekli malzemeler evde yok." dedi. "Eğer beklersen hemen alıp gelirim."