8

127 9 0
                                    

EDİZ (bölümü evanescence - my ımmortal ile okuyun)
Sahile vardığımızda bisikletlerimizi fırlatıp iskeleye koşmaya başladık. Yaklaştıkça belirginleşen görüntü beni dehşete düşürüyordu. İki kişi biri Su ve baygın gözüküyor. İskeleye vardığımda arkamdan gelen Deniz'in elindeki şeyleri daha yeni gördüğümü fark ettim. Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecekken öksürük sesleri kulağıma ilişti. Kafamı çevirmemle ağzından sular çıkan Su'yu görmem bir oldu. Ve ona suni tenefüs yapmış olan Rüzgar'ı görmemde hemen ardından gelirken benim önüme geçen Deniz, "Noldu ona?" Diye soran gözlerle Rüzgar'a bakıyordu. Rüzgar, "Bizim şurada bir dükkanımız var. Ben ordaydım dışarda dolaşıyordum. İskeleye baktığımda ayağa kalkmış ve atlamak üzereydi. Bende  koşmaya başladım. İskelenin başladığı yere geldiğimde atlamıştı. Hiç düşünmeden atladım. Tabi gözlerimi açtığımda bir şey göremedim ama sonra çırpınmaya başladı. Hemen yanına gidip suyu üstüne çıkardım. İskelenin merdiveninden hemen çıktım ve suni tenefüs yapmaya başladım.İşe yardı mı bilmiyorum. Umarım uyanır."
"Uyanıyor!" Su gözlerini açtığında bir az daha su kustuktan sonra bize bakıp, "Çok özür dilerim. Tam bir aptalım ama amacım Okyanus'uma kavuşmaktı. Beni istemedi." Sonra Gözü Rüzgar'a takıldı. Uzun bir süre bakıştılar. Anlamlı bakışlar.
SU
Çok korkmuştum Okyanus soğuktu. Mavi sıcaktır sanıyordum. Oysaki siyah kadar umutsuz, soğuk ve yalnızdı.
   Beni kurtaranın kim olduğunu merak ediyordum. Beni mavinin sıcak gözüken ama bir o kadar soğuk olan sularından kurtaran kimdi?
   Öksürmeye başladım. Ağzımdan çıkan tuzlu su Boğaz'ımı yakıyordu. Ama öksürüyordum. Gözlerimi yavaşça açtım. Karşımda kimse yoktu. Kafamı yana çevirdiğimde Deniz'i ve Ediz'i gördüm. Yüzünü göremediğim birisiyle konuşuyorlardı. Onlarla göz göze gelince, " Çok özür dilerim. Tam bir aptalım ama amacım Okyanus'uma kavuşmaktı. Beni istemedi." Dedikten sonra bana dönen yüzü gördüm. Benimle Okyanus'umu paylaşmak zorunda kalan kişiyi. Rüzgar. Bakışlarım onun mavimsi gözlerini kaplarken o da bana bakıyordu. Bakışlarımı ondan aldığımda Deniz'in elimdekileri gördüm. Damla! Kendimi zorladım ve uzanmış olduğum yerden hızla kalkıp Deniz'in elimdekileri hızla elinden aldım ve iskelenin ucunda durup onlara baktım. Veda vaktiydi. Gözyaşlarımın eşliğinde birer birer yırttığım sayfaları yavaşça suya bırakıyordum. Can'ımı yakıyordu. Ama sonsuza kadar acı çekmek istemiyordum. Belki her çikolata yediğimde aklıma gelecekti gülüşü belki de her sınavımda annem gelecekti aklıma hatta olurda bir gün içki içecek olursam babam gelecekti aklıma. Beynimi öldürecekti onlar ama onlar orada olacaklarda. Her zaman yakınımda.
Ediz'e döndüm, "Hani demiştim ya unutma konuşmanı diye... İşte şimdi o konuşmaya çok ihtiyacım var." İskelenin ıslak tahtalarına oturdum. Ayağımı iskelenin ucundan sarkıtıp Ediz'i bekledim. Uzun süre gelmeyince arkamı döndüm. Gelmiyordu," Ediz?"
"Belkide bu konuşmayı kendinle yapmalısın Su!" Haklıydı. Ne diyeceğini biliyordum. Kendimede kendim söylemeliydim. Önüme döndüm ve okyanusuma haykırmaya başladım, " Evet biliyorum onlar dışarıda. Penceremin hemen arkasında. Ve hep orda kalacaklar. Biliyorum yalnız değilim. " ve sonra ayağa kalkıp Rüzgar'ın yanına gittim, " Benimle Okyanus'umu paylaştın. Artık sende bir Deniz yıldızısın. Küçük yıldız." Dedim ve arabaya yöneldim.
Arabaya vardığımda üşüdüğümü fark ettim. Arabayı çalıştırdım ve klimayı açtım. Az da olsa ısınan bedenim koltuğa sarılmışken cama tıklayan Ediz'le birlikte olduğu yerde sıçradı.
Kapıyı açtığımda, "Bizim bisikletler var onları arkaya koyalım sen arkaya otur biz geliyoruz hemen." Kafamı olumlu anlamda sallayıp arka koltuğa estetik hareketlerle geçiş yaptım.  Arkada bisikletleri yerleştiren Ediz ve Deniz işlerini bitirince ön koltuklara oturup bana döndüler. Deniz, "Yaptığın hoş muydu?"
"Hayır değildi biliyorum ama o kağıtları falan bana vermiş olsaydınız bunlar olmayacaktı." Ediz, "He yine ben suçluyum! Tabi Can'ım."
"Sen suçlusun demedim."
"Ama ima ettin." Tamam belki ima etmiş olabilirdim ama tamamen suçlamadım yani. Deniz, "Neyse hemen eve gitmemiz lazım çünkü böyle durursak Su yarın hasta olup okula yine gelemeyecek."
"Evet haklısın." Ediz'in arabayı çalıştırmasıyla arkama yaslanıp uyumam bir oldu.
    Araba durduğunda uyanıp bir an öksürüp etrafıma baktım. Deniz ve Ediz yoktu. Aniden doğrulup camdan dışarı baktım ve gördüğüm şeyle nefesim kesildi. Kazanın olduğu yerdeydik. Neden? Ediz ve ya Deniz'i bulmak için arabadan çıktım. Hava biraz karanlıktı. Yolun ortasında yürüyordum sessizlik kulaklarımı sağırediyordu. İlerden gelen ışığı fark ettim hızla yaklaşıyordu. Kırmızı arabam! Kaçmak istedim ama yerimden kıpırdayamıyordum. Işık iyice bana yaklaştığında atabildiğim en güçlü çığlığı atıp gözlerimi kapattım.
Gözlerimi hızla açtığımda bunun bir rüya olduğunu anlamıştım. Ama arabada değil odamdaydım.
"Ediz!" Kapımı çalıp içeri giren Ediz hemen cevaplamaya başladı. Sorucaklarımı biliyordu, " Sen uyuyordun işte bende seni odana çıkardım. He kıyafetlerinide yan tarafta oturan Lara diye bir kız değiştirdi."
"Teşekkür ederim yaptığınız her şey için. Peki saat kaç?"
"Sekiz. Ben de seni uyandırmaya geliyordum. Sen Ediz diyince hızlandım tabi. Yemek yaptı Deniz ve ısrarla yemeni istiyor yani..."
"Tamam geliyorum bi elimi yüzümü yıkıyayım."
"Tamam bekliyoruz." Ediz odadan çıktıktan sonra lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım ve aynaya baktım. Gerçekten kötü gözüküyordum. Gözlerim mordu resmen. Saçlarımın yıkanmadığı belli oluyordu. Yemekten sonra kendime yapacağım bakımı hemen kısaca özetliyim;
1- Uzun bir duş almak
2- Maske
3- saçlarımı kesmek
Evet biliyorum saçımı kendim Nasıl kesebilirim ki? Bunu da internetten bakacağım.
Aşağıya indiğimde Deniz'in somurtkan bir şekilde masada oturduğunu gördüm, " DeniZ?"
"Sonunda. Çabuk otur yiyeceksin o yemeği."
"Tamam Deniz Bey." Dedikten sonra masaya oturdum ve Deniz'in önüme koyduğu tabaktaki yemeğe baktım. Ne olduğunu anlamadığım yemeği yediğimde bana verdiği mutluluk suratıma yansımış olacak ki Deniz, " Görüyo musun Edizcim yemeklerim insanların yüzünü güldürüyor. Ben yaparsam olacağı budur." Deniz'in ego tavan sözlerine karşılık gözlerimi devirdim ve yemeğe devam ettim.

Yemek bitikten sonra masayı topladım ve bulaşık yıkama görevini üstlenip tüm bulaşıkları yıkadım. Yukarı çıkarken, " Ben biraz odamda şu bakım şeysilerinden yapıcam sonra uyurum herhalde o yüzden iyi geceler."
"İyi geceler küçük Deniz yıldızı."
"İyi geceler içinde adımın geçtiği
Yıldız." Gülümseyip odama çıktığımda hemen havlu alıp duşa girdim. Soğuk bir duştan sonra saçlarımı tarayıp izlediğim videolarda gördüğüm gibi saçlarımı kestim. İki parmak kısalan saçlarım daha parlak gözüküyordu. Yüzüme maske yapıp tırnaklarıma şeffaf oje sürmeye başladım.
İşlerimi bitirdikten sonra maskemi çıkarıp yüzümü yıkadım ve kendimi yatağa attım. Olanları düşünmeden gözlerimi kapattım ve rüyaların beni götürmesine izin verdim.

SELAM! Daha çok yorum olursa çok Mutlu olurum. Daha çok oy alması iyi olur çünkü daha çok oy katagoride yükselmemizi sağlar ve daha çok insan okuyabilir.

Medyada Lara

EsperanzaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin