Çalan alarmla gözlerimi açtığımda kendimi sanki okula ilk defa gidiyormuş gibi hissediyordum.
Yatağımdan ani bir hareketle kalkıp banyoya yöneldim. Lavabo musluğunun karşına gelmemle kendimi aynada görmem bir olurken ekşiyen suratıma su çarpmamda bir oldu ve hızla kendime geldim. Saçlarımı taradım ve hünüz yerleştirmemiş olduğumu fark ettiğim formalarımı aramaya başladım. Bavulum içi o kadar karışıktı ki Oray'a ben girsem kaybolabilirdim.
Uzun bir uğraş sonrası bulduğum kırışık eteğimi hemen odada bulunan ütünün yanına götürdüm. Ütü masasını açmaya üşendiğim için yatağın üstüne attığım eteğimi ütülemeye başladım.
Elimin yanması ve eteğin bazı yerlerinin kırış kalması dışında atlattığım macera dolu ütü Maratonundan sonra üzerime giydiğim lakosumun düğmelerini ilikledim ve üstüne en sevdiğim kazağımı geçirdim. Sonra eteğimi giydim ve son olarakta en sevdiğim dizin üstüne kadar gelen siyah çoraplarımı geçirip aşağı indim. Çoktan hazırlanmış olan Deniz'i görünce "Günaydın!"dedim ve kendime tost yapmak için tost ekmeğinin ve tost makinasının yanına gittim. O sırada yanıma diğer malzemelerle gelen Deniz, "Ben yaparım!" diyince
"Her şeyi sen yapamazsın ama!" Diye bir cümle ağzımdan fırladı. Deniz bana baktı ve "Her şeyi benim yapacağımı nerden çıkardın. Senin işin daha zor."
"Neymiş işim?"
"Uyuyan ayıyı uyandırmak!"
"Ne kadar zor olabilir ki?"
"Ben olsam o kadar cesurca konuşmazdım. En sevdiği şey uyku." Deniz ' e izle ve öğren bakışı atıp Ediz'in odasına çıktım. Kapıyı çalamadan hızla odaya girdim ve bağırmaya başladım, " KALK KALK KALK HADİ HADİ!" Benim bağırışlarımın aksine kılı kıpırdamayan Ediz hala derin bir uyku içerisindeydi. Bende gidip üstüne atladım. Uyanacağını düşündüğüm Ediz uyanmayınca komidinde duran bir bardak suyu aldım ve suratından aşağı dökmek için hareketlendim. Fakat bu kadar şeye uyanmayan Ediz buna da uyanmaz diye düşündüm ve aklımdan geçen çok şeytanice planı uygulamaya koyuldum. Ediz'in iç eşofmanının altına döktüğüm suyla birlikte bağırmaya ve aynı Zaman'da gülmeye başladım, "Ediz ALTINA MI İŞEDİN?"
Biraz mırıltıyla gözlerini açan Ediz,
"Ne saçmlı- Oha altıma mı işemişim lan ben!"
"Hayır şimdi uyan okula geç kalacağız!"
"Çok kötüsün Su!"
"Beş dakikan var Ediz." Kapıdan çıkmamla kahkalar eşliğinde Deniz'in yanına gitmem Bir oldu. Tostunu yiyen Deniz , "Ne yaptın çocuğuma?"
"O anlatır bence. Bu Şok'u unutabileceğini sanmıyorum." Tostumu alıp yemeğe başladığımda Deniz'in gerçekten çok yetenekli olduğunu fark ettim. Yani sonuçta bir tost ama aşırı lezzetliydi. Deniz'e dönüp, "Aşçı olmak istiyorsun değil mi?" Diye sorduğumda
"Evet." Diye kısa bir cevap alınca kendimi her be kadar terslenmiş hissetsemde çaktırmadan tostumu yemeye devam ettim.
İki dakika sonra aşağı gelen Ediz'e
"Ediz Deniz'e anlatmak istediğin bir olay var mu acaba?"
"Ah tabiki Su Hanım!"
"Tamam o zaman ben dişlerimi fırçalamaya gidiyorum geldiğimde Deniz'i seninle dalga geçerken görmek istiyorum." Dedim ve kahkahalar atarak odama çıktım. İlk dişlerimi fırçaladım sonra süper Havalı çantamı alıp aşağı indim.
Aşağı indiğimde Deniz'in güldüğünü Ediz'in bana öldürücü bakışlar attığını gördüm ve bende kahkalar atmaya başladım. Kapının orda duran botlarımı hemen giymeye başlayınca Ediz, "Daha erken neden giymeye başladın? Okul yakın."
"Emin ol en az on dakika sürer bunları giymem." Ediz'le konuşurken bir tavşanda bir mücadale içindeydim.
Ayakkabılarımın giyimi bittiğinde Deniz, " Hadi çıkalım yoksa geç kalıcak erken gitmek istiyorum." Dediğine Ediz sırıtıp, "Platonik seni gidi."
"Ne saçmalıyorsun?" Dediğimde Deniz'e bakıp sırıttı ve " Senin kaptan yardımcısı varya yağmur işte ona aşık bu aptal." Gözlerimi sonuna kadar açarken sakin bir şekilde, " Aşk mı siz kafayı yediniz herhalde?"
"Valla ben değil benimki sadece hoşlantı."
"Şen'de Çiçek'ten hoşlanıyordun dimi?"
"Evet." Diyip evden çıkan Ediz'e gülüp Deniz'e döndüm, "Biliyorsun Toprak Yağmur'u çok seviyor."
"Biliyorum." İkiside çok büyük aşk acıları çeken iki aptal gibi evden çıkınca bende anahtarları alıp evden çıktım. Kapıyı kitledim ve onların yanına koşmaya başladım. Beni koşarken görünce onlarında koşmaya başlamasını saymıyorum tabi.Nefes nefese okula vardığımızda, "Çocuk musunuz?" Ediz sırıtarak, " Laf etme antreman oldu sanada." Gözlerimi devirdim ve "Ben sınıfa gidiyorum. Çıkışta görüşürüz." Ediz,
"Biliyorsun dimi Ada'nın konuşmadığı kişiler arasındasın yani sol tarafa hoşgeldin."
"Hiç gerek yok." Dememe kalmadan kolumdan beni tutup sol banka götüren Ediz ve Deniz şikayetlerimi dinlemeden ilerlerken şikayetlerimi dinlemiyorlardı.
Banka vardığımızda Bankta oturan
Rüzgar, Poyraz ve Çiçek aynı anda bana , Ediz'e ve Deniz'e baktılar. Deniz,
"Yen'i insan." Diyip beni gösterince utanmadım diyemem. Bana bakıp, "Hoşgeldin Deniz yıldızı." Diyen Rüzgar'a küçük bir gülümseme gönderdim ve banka oturmak İÇİN harekete geçtiğim sırada birinin beni ittirmesi ve yere düşmem bir oldu. Kafamı kaldırdığımda beni iten kişinin Poyraz olduğunu gördüm. Ben bir şey söyleyecekken Ediz, "Ne yapıyorsun?"
"Bu banka oturamaz."
"Neden?"
"İstemiyorum." Dediğinde olduğum yerden kalkıp sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan kimsenin gelmemesi beni mutlu ederken bir Yanım ise birinin gelmesini istiyordu. Kimse gelmeyince hızlanıp sınıfa geçtim.Sınıfta olan Ada ve Yağmur bana tuhaf bir şekilde bakarken sırama oturdum.
Beni izliyorlardı. Bir süre sonra daynamıyıp ayağa kalktım ve yanlarına gittim.
"Ada! Anlatır mısın?"
"Pardon."
"Niçin?"
"Sanki ablalarımı sen değil de ben öldürmüşüm gibi konuştun DA!" Sinirlerim tepemi artırırken zil çalmış ve tüm sınıf içeri girmişti. Bizim sınıfta olan Rüzgar, Poyraz ve Ediz olaya bakarak sıralarına otururken Çiçek de aynı bakışlarla içeri girdi. Herkes bana bakıyordu. Dayanamayıp ağzıma geleni söylemeye başladım , "Biliyor musunuz? Bu kadar ucuz olmayın. Yakınını kaybeden sadece Ada'ymış gibi davranmayı ya da bana katil gözüyle bakmayı kesin. Benim ailem artık YOk be ! Damla bu okulda değil fark ettiniz mi? Tek üzüldüğünüz Ada mı? Ablalarını kaybetti ama annesi ve babası yanında. Benim? Kim var?
Kendinizi bu kadar eziklemeyin. Bunu yaptıkça yerin dibine gireceksiniz." Ben bunu dediğim anda sessizleşen sınıfta sessizliği bozan Ada, "Güzel gösteriydi." Diyince insanların ne kadar ucuz olduğunu hatırladım ve sırama oturdum.
On dakika sonra gelen matematik hocası yanında bir kızla gelince bütün sınıf merak içinde birbirine bakıyordu. Hoca, "Arkadaşlar günaydın. Bu Lara. Diğer sınıftan sizin sınıfa geçmek için geldi. Ancak onunla yer değiştirecek birine ihtiyacı var. B sınıfına geçmek isteyen var mı?" Dediği anda kalkan elimi indiren hocanın cümlelerinden hüzün akarken ben lanet ediyordum. Neymiş ben olmazmış.
Eller kalkmayınca Lara'nın seçmesi gerektiğini söyleyen hoca ellerin kalkmadığını fark edince lara'ya kiminle değişmek istersin? Diye sordu. Lara denen kız biraz sınıfı inceledikten sonra Ada'yı gösterince şunları söyledi, "Neden seni seçtiğimi bilmek ister misin küçük yalancı?" Ada, "Hayır" dedikten sonra sınıftan çıktı.
Uzun süreli sessizliğin ardından yanıma oturan Lara'ya gülümsedim ve ona, "Neden onu seçtin?" Diye sordum kafasını bana çevirdi ve hafif ve çok havalı bir şekilde gülümseyerek, "İleriki zamanlarda herkes bilecek." Dedi ve önüne döndü.Herkesin bilmediği şey neydi?
UZUN ZAMANDIR BÖLÜM GELMEMİŞTİ ÇÜNKÜ MAĞLUM OKUL HAZIRLIKLARI. NEYSE UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. KİTABI ÖNERİRSENİZ ÇOK MUTLU OLURUM.
Medyada Lara
Son olarak Ediz bunu okuyorsan
"Nerdesin knk"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esperanza
RomanceDışarı bakın. Ne görüyorsunuz? Su aptal lise aşıklarından olmak istemiyor ama Poyraz'ın ona aşık olması olayları değiştiriyor? Peki asıl soru o mesajları ona kim attı? Ciddi miydi?