Alaska
Eve döndüğümde Calum beni kapının hemen önünde karşılamıştı. "Seni kaç kere aradım haberin var mı?!" çıldırmış gibi bağırıp suratıma doğru eğildiğinde cebimde ki telefonumu çıkarıp güç tuşuna bastım ancak ekran aydınlanmadı. "Aaa, hayır, yok. Şarjım bitmiş." sakinlikle yüzüne baktığımda derin bir nefes alıp elleriyle yüzünü sıvazladı.
"Nereden geliyorsun?" cevabını çoktan bildiği soruyu sorduğunda gözlerinin yorgun ve uykusuz baktığını fark ettim. "Bana tüm gece uyumadığını söyleme." elimi yüzüne koyup kanlanan gözlerine baktığımda bu kadar sorumsuz olduğum için kendime kızıyordum. "Zayn de mi kaldın?" tıpkı ona yaptığım gibi beni umursamadan başka bir soru solup elimi ittiğinde kaşlarımı çattım. Sabah zaten yoğun bir konuşma yaşamışken birde onunla kavga etmek istemiyordum.
"Tam bir aptal olduğumu söyleyeceksen hiç zahmet etme."
Ceketimi çıkardığım için açıkta kalan boynuma gözlerini kaydırdıktan sonra alayla güldü. "Tabii ki de gidip onunla seviştin."
"Sence de fazla abartmıyor musun?"
"Fazla mı abartıyorum?! Sahilde olanları ne çabuk unuttun, Alaska. Onun için dökülen göz yaşlarını yada kopan hıçkırıklarını, kalp kırıklıklarını nasıl unuttun?"
"Hiçbirini unutmadım tamam mı?! Neden her seferinde yüzüme vurup unutmamı zorlaştırıyorsun?!"
"Çünkü asla akıllanmıyorsun!"
"Sabah sabah neden bağırışıp duruyorsunuz?" duyduğumuz sesle ikimizinde kafası merdivenlere döndüğünde Luke üzerinde sadece iç çamaşırıyla aşağıya iniyordu.
"Calum'un canı biraz kavga etmek istemiş de ondan." karşımda duran benden kat be kat daha iri ve uzun olan bedene çarparak Luke'un az önce indiği merdivenlere ilerledim. "Hey, dün neredeydin?"
"Sence boynunda ki koca damgadan belli değil mi nerede olduğu.." Luke'un bana sorduğu soruyu benim yerime Calum cevapladığında derin bir nefes alıp merdivenleri hızla çıkmaya başladım. "Vov, gece senin için bayağı bir uzun olmuş olmalı." Luke kahkahası eşliğinde arkamdan bağırdığında koridorda çarptığım Ashton'ı umursamadan odama girip kapıyı çarparak kapattım.
"Sabah sabah bu sinirini neye borçluyuz?" Ashton kapımı çalmadan içeri girip yanıma ilerlemeye başladığında derin bir nefes aldım. "Calum." diye kısıca mırıldandığım da ikimiz de yatağımın üzerinde oturuyorduk.
"Eğlenceli gözüküyor." boynumu işaret edip güldüğünde ona samimiyetsiz bir gülücük gönderdim. "Pekala, tamam cidden ne oldu?"
"Calum, beni delirtiyor, Ash. Cidden. Önceden gece eve gelmemem hiçbiriniz için sorun teşkil etmiyordu ancak şimdi sanki çıldırmış gibi bana bağırıp durdu."
"Çünkü artık hepimiz Zayn'le olanların bittiğini sanıyorduk. Tek endişelenen o değil."
"Tüm gece uyumamış, Ashton. Tamam telefonumu kontrol etmem gerekirdi, yada size haber vermem ancak eve girer girmez bana bağırmamalıydı." derin bir nefes alıp verdiğinde Ashton elimi tuttu.
"Bak, sen bizim küçük kız kardeşimizsin. Senin için endişelenmemiz normal, özellikle Calum'un çünkü sana ne kadar değer verdiğini biliyorsun." kafamı onaylarcasına salladım. "Çok fazla şey oldu, Ashton. Zayn'le artık ne yaptığımı bilmiyorum, ondan uzak durmaya yemin ettim ancak bugün onunla arkadaş olarak evinden ayrıldım."
"Arkadaş mı?" bana garipçe baktı. "Onunla sadece seks yaptığını sanıyordum." diyerek boynumdaki morluğu işaret edip pislikce güldüğünde omzuna bir tane vurdum. "Platonik olduğun biriyle arkadaş olamazsın, Alaska." bu sefer ciddiyetle konuştuğunu en az onun kadar bende yanlış yaptığımı biliyordum. "Bu sadece seni daha fazla üzmeye yarar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barmaid || z.m
Fanfiction"Ona iyi gelirim sanmıştım ama ruhu tahmin ettiğimden çok daha fazla kana bulanmıştı."