ÖNCELİKLE GERÇEKTEN BU KADAR GEÇ YENİ BÖLÜM ATTIĞIM İÇİN ÜZGÜNÜM AMA HİKAYEYİ İLERLETEMİYORUM
ÇOK SEVDİĞİM HİKAYELERDE BUNU YAŞIYOR OLMAK BENİ MUTSUZ EDİYOR,
EĞER HİKAYENİN GELECEKTE Kİ KONUSUYLA İLGİLİ FİKİRLERİ OLAN VARSA, DEVAMLILIĞI VE BÖLÜM GÜNCELLEMESİNE KATKI OLARAK YAZABİLİR ÇÜNKÜ AKLIMDA HİÇBİR OLAY ÖRGÜSÜ YOK OKURKEN DE GÖRECEKSİNİZ Kİ BÖLÜM TAMAMIYLA BOŞ
HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM VE SONSUZ SABRINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER❤
UMARIM HALA BURADASINIZDIR
İYİ OKUMALAR👄
"Mutlu olmanı istiyorum." dedi parmakları elimi sıkıca kavramış, güneşli ve rüzgarsız bir günde bahçesindeki koltuklara oturmuş bir şekilde mavi havuzu izliyorken. "Mutluyum." dedim gerçekliğine kendimin bile inanamadığım bir gülümsemeyle. Hastalığından yeni kurtulmuş ve henüz bunun sevincini dahi yaşayamamışken benim mutluluğumu düşünme zorunluluğunu hissetsin istemiyordum ama anlaşılan rol yapmakta da pek de iyi değildim.
"Hayır," dedi parmakları elimi bırakıp yanağıma yerleştirdikten sonra nazik bir şekilde okşarken. "Mutlu değilsin, bunun için rol yapmana gerek yok ama, boşlukta hissediyorum. Sen böyle olunca bir şeyler eksik gibi geliyor." baş parmağı dudağımın alt çizgisinde gezinip dururken hipnotize olmuş gibi beni izliyordu.
Ya da, çok karışık olan Salvador Dali eserlerinden birini inceliyormuş gibi beni anlamaya çalışıyordu ama vaktin geçtiğinin farkında değildi henüz. Asrı geçmiş bir kitap gibi hissediyordum. Dili bilinmezliğe kavuşmuş ve kapağı tozlanmış. Sevgim beni tüketiyordu. "Seni sanki zorla yanımda tutuyormuş gibi hissediyorum, bu his ne zaman geçecek?" onlarca renge bulanmış bir tuvali andıran ele gözlerinde ki derin ifadeler, göğüs kafesimden mideme doğru sıcak bir şeyler akıyormuş gibi hissettirdi.
Gözleri bana sonbaharı anımsatıyordu. Yaprakları yeşilden sarıya doğru geçen kahverengi, güçlü bir kökü olan ağaç gibiydi. Gövdesine birkaç darbe yemiş olmasına rağmen yapraklarını asla dökmüyordu ama onun da vakti gelmişti. Artık kendini tutamayacak ve sararan yapraklarını yanaklarına doğru dökecekti.
İşte o zaman bana karşı tamamen saf duygular beslediğine inanacaktım belki de, çünkü bir insan hissetmediği şeyler yüzünden ağlamazdı. Zayn'i bu kadar yakından hissetmeden önce, onun için sadece ona bar tezgahının ardından bir içki uzatan bir kadınken canımı bu kadar yakamıyordu ama şimdi, sadece tek bir kelimesiyle bile küllerime yeniden dönüşeceğimi biliyordum.
Bir Anka kuşu kadar güçlü değildim ya da kül kedisi kadar şanslı.
Ben sadece Alaska'ydım. Zayn'in bir zamanlar ismini dahi sormaya tenezzül etmemesine rağmen her gece kendini onunla tüketen kız.
"Seni seviyorum." dedi gözlerimi ona odaklamamı sağlayıp beni düşüncelerimden kurtarana kadar ağladığımı bilmiyordum. "Ne düşünüp kendini bu kadar üzüyorsun bilmiyorum ama seni seviyorum Alaska, seni buna inandırmak için ne yapmalıyım?" parmakları sanki bir kadifeyi okşuyormuş, her zerresine dokunmak, hissetmek istiyormuş gibi hareket eden bir naziklikte tenime dokunuyorken gözlerimi kapattım.
Bunu yapması iyi hissettiriyordu. Onunla olmak iyi hissettiriyordu ama benim sorunum neydi bilmiyordum.
"Özür dilerim. Gerçekten benim sorunum ne bilmiyorum ama düzeleceğim."
"Bunu tek başına yapmak zorunda değilsin," kolumu tutup beni kolayca kucağına çekerken başımı göğsüne yaslamak için kendimi konumlayıp, kucağında küçük bir top haline geldim. "Ben buradayım, hep burada olacağım söz veriyorum, sadece benimle dertlerini paylaş, beni yeniden hayatının bir parçası haline getir. Söz veriyorum seni tamir edeceğim." dudakları alnımda, göz kapaklarımda, şakaklarımda ve burnumun üzerinde gezinirken beni sıkıca kucağında tutuyordu.
Doktorun söylediklerine dikkat etmeyi artık öğrendiği için eski gücünü ve kilosunu kolayca kazanmış olmasına karşı ben hızla kilo veriyor ve tüm gücümü kaybediyordum. Yemek yemek o beni uyarmasa aklıma dahi gelmiyordu. Benim için endişelendiğini biliyordum ama sadece yemek kokusunu duymak bile midemi bulandırmaya yetiyordu.
"Seni kaybetmekten korkuyorum." sesinin titremesi, kalbimin bir yerlerde sabit durmasını sağlayan o görünmez ipleri koparıyormuş gibi hissettirirken ona biraz daha sindim. "Beni kaybetmeyeceksin." kendimden emin bir dille konuşurken, kendimden emindim. Onu bırakmazdım. Asla.
"Öyle değil," diye mırıldanırken sesi beklediğinden fazla çatallaştığı için boğazını temizlemek zorunda kaldı. "Diğer türlü," dedikten sonra dudakları sonunda o kelimeleri sarf etti. "Ölmenden korkuyorum." kolları, sanki mümkünmüş gibi beni daha sıkı kendine bastırırken bir çift sonbaharın üzerini, güzel kirpikleri sıkıca kapattı. Düşüncesi bile onu ürpertiyor gibiydi. "Ölmeyeceğim," bunu söylerken ki sesim o kadar kısıktı ki, bir an kendim bile bundan şüphe duydum.
Ölecek miydim?
"Çok az yemek yiyorsun, uyumuyorsun ya da su bile ben sana hatırlatmadığım zaman içmiyorsun, Alaska korkuyorum." kurumuş dudakları dudaklarıma yaptığı kısa süreli baskıdan vazgeçerek gerilediğinde titrek bir nefes aldım. "Depodakilerden kullanıyorum." diyerek güldüm, hatta bu onunda gülmesine sebep oldu ama artık sadece kemiklerden ibaret olan elimi tutunca güzel gülüşü yüzünde soldu.
"Özür dilerim." dedi bir çift sonbahar birden ateş kızılına dönüşüp beni yakarken. "Farkında olmadan seni bu hale getirecek şeyler yaptığımı bilmiyordum, özür dilerim." iki yana açtığı bacaklarının üzerinde ona dönerek kucağında bağdaş kurdum.
Zaten çok iri yarı bir kız sayılmazdım ama yine de kucağında bağdaş kurarak ona doğru dönük oturabiliyor olmam ikimiz içinde yeni ve ilginç ama bir o kadarda rahat bir olaydı. "Özür dileme." elimi yüzüne yerleştirip sevdiğim tüm o güzel renklerin karışımı olan gözlerine baktım. "Hayatıma hep güzel hisler getirdin, sadecee, rejimi biraz fazla abartmış olmalıyım." keyfini yerine getirmek istiyordum ama ikimizinde bunun ciddi bir olay olduğunun farkında olması işleri zorlaştırıyordu.
Eğilip dudaklarına bir öpücük bıraktıktan sonra başımı omzuna yasladım. "Düzeleceğim." dedim o kollarını omuzlarımın etrafından geçirip beni sararken.
"Düzeleceksin."
HEPİNİZDEN TEKRAR TEKRAR ÇOK ÖZÜR DİLERİM ÇOK FAZLA BEKLETTİM BİLİYORUM AMA İNANIN YAZAR YAZMAZ ATTIM
UMARIM GÜZEL BİR ŞEYLER ÇIKARABİLMİŞİMDİR VE SİZİ SIKMAMIŞIMDIR ÇÜNKÜ DEDİĞİM GİBİ HİÇBİR OLAY ÖRGÜSÜ YOK AKLIMDA HİKAYEYLE İLGİLİ
BUNDAN SONRASINDA NE OLACAĞINA DA GARANTİ VEREMEM
SİZİ SEVİYORUM💞❤
Ve son olarak JuliusSezar sana teşekkür ederim, umarım beklediğine değmiştir..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barmaid || z.m
Fanfiction"Ona iyi gelirim sanmıştım ama ruhu tahmin ettiğimden çok daha fazla kana bulanmıştı."