Özet: Savaş Lordları ve Zaman Lordları Büyük Zaman Savaşı sırasında ortak sorunları olan Büyük Vampirleri yok etmek için işbirliğine giderler. Ama Vampirler onlara oyun oynar ve E-Uzay'da Doktor ve Romananın içinde olduğu bir grup orada mahsur kalır. Savaş Lordlarının Başkanı ise bir Büyük Vampir'dir. Senatör Erke de başkanlık sarayında onunla uğraşır. Büyü gücüyle Erke onu alt eder.Ancak sarayın muhafızları da vampirdir. Onları da yendikten sonra SIDRAT'ını arar ama bir şeyi fark eder: Odalar yer değiştirmişir.
"Vampir Kral'ın eğlencesi olduk."
Tam anlamıyla başıma gelenin özeti buydu. Kütüphane kapısının yanına çömelerek yüzümü dizlerime gömdüm. Saray uzaktan yönetilen bir hologramdı. Anlaşılan kral ölmemem durumunda yedek bir plan hazırlamıştı. Asıl planı adamları yüzünden batmıştı ama yedeği çok iyi işliyordu. Elimi sıkıp tersiyle duvarı yumrukladım.
"Kahretsin. Doktor ve Romana orada ne kadar dayanabilirler ki?"
Romana ve Doktor Ön-Evren de fazla dayanamıyorlardı çünkü Ragnarok Tanrıları onları öldürmeye çalışıyorlardı. Romana, Nah'ın yolladığı bir yıldırımı atlatıp TARDIS'inin kalkanına sığındı. Gözleri Doktor'u aradı ve onu bir askerin elinden tutup yıldırımın altından çekerken buldu. O tarafa bağırdı.
"Doktor!"
Doktor, önce askerini bir TARDIS'in kalkanının gerisine, güvenke yerleştirip ona orada durmasını söyledi. Sonra Romana'ya bakıp ona doğru koştu. Tam TARDIS'in önüne gelince hemen önüne yıldırım düştü. Ancak Doktor bir adım geri durmayı bilmişti.
"Hey Rok, biraz dikkatli ol ama."
Rok, bu sakinliğe kükreyerek yanıt verip sesin geldiği yöne bir yıldırım yolladı. Doktor, son anda kaçıp kurtuldu. Romana'ya gülümseyerek "Merhaba" dedi. Yanıt olarak da bir tokat alıyordu ki eğilince kadının eli havada kaldı. Tehlike geçince tekrar dikildi.
"Tekrar merhaba, nasılsın?"
"Nasıl bu kadar rahatsın?"
"Sen de çok streslisin, Leydi Romana. Yumuşak şeker?"
Ceket cebinden bir kese çıkarıp Romana'ya doğru uzatıp salladı. Romana keseyi eliyle itince kendisi bir şeker alıp cebine geri koydu.
"Bak, rahatla tamam mı? Stres yaparsak, hata yaparız. Hata yaparsak da buradan sağ çıkamayız. O yüzden yaşamak istiyorsak olayları ciddiye almalıyım ve elimizden geldiği kadar umursamaz olalım."
"Ben umursamaz olamam. Bir grup askerle ön-evrende sıkışıp kaldık ve bu Tanrı bozmaları bizi burada kül edecek. Bizim karınca kadar umudumuz bile yok."
"İşte burada yanıldınız leydim. Ben Savaş Leydisine güveniyorum. İşte umudumuz o. Dediğim gibi stres yapmazsak hayatta kalırız. Size önerim güvenli bir yerde durup, Savaş Leydimize güvenmeniz."
Romana yine de endişeli bir ifadeyle Tanrılara baktı. Herkes kalkanlarına çekilince Tanrılar durup, izlemeye başlamışlardı.
"Hayır, olamaz!"
Altımda, oturduğum yerde bir havuz belirince verdiğim tepki bir çığlıktı. Havuza düşüp, soğuk suyu iliklerimde hissedince kafamı suyun yukarısına çıkarmak için yüzmeye başladım. Suyun üzerine nihayet çıkınca derin bir nefes aldım. Bütün gücümle bağırdım.
"Teknoloji kapan."
Sözcükler dudaklarımdan dökülür dökülmez havuz kuru yer halini aldı. Ama ben hala ıslaktım. Hologramın bir büyü değil de teknoloji olup olmadığını bilmiyordum. Sadece şansımı deneyerek görmüştüm ve şansım da yaver gitmişti. Islak kıyafetlerimin içinde tir tir titriyordum ve saçımdan yere doğru damlayan sular göl oluşturuyordu. Birden hatırlamışım gibi aklıma Doktor ve Romana geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doctor Who: Evrenin Kan İçicileri
FanfictionDoctor Who Ortak Hikaye-Ek kitabıdır. Savaş alanındaydık. Gezegene gelen Goldiloksların sesi gerçek anlamda kulaklarımı tırmalıyordu-sanki sahibinden süt isteyen bir kedi gibi- Doktor'a baktım. Mavi kulübesinin önünde ayakta duruyordu. Gülümsüyor...