Bu bölüm düzenlenmiştir.
Güneş ışığının gözlerime düşmesi ile birlikte rahatsızca kıpırdandım. Uykudan kopmak istemiyordum. Tüm gün belime sarılı kolların arasında kalabilir ve hiçbir şeye ihtiyaç duymadan yatabilirdim. Yatağımın sıcaklığı zaten rahatlıktan gevşemiş olan vücudumu iyice mayıştırmıştı. Gözlerimi isteksiz bir biçimde açtım. Saatin kaç olduğunu bilmem gerekiyordu. İşe geç kalmamalıydım.
Akrep ve yelkovan yedi buçuğa yakın bir vaziyetteydi. Sekiz buçuktan önce gidip dükkanı açmalıydım yoksa Bayan Katy kapıda kalacaktı. Anahtarlar bendeydi.
Bedenimi arkamda uyuyan sevgilime çevirdiğim zaman gözlerini yavaşça açtı. Onu derin uykusundan uyandırmayacak olmam güzeldi. Çünkü çok huysuzlaşırdı.
"Günaydın." Tok sesi kulaklarıma çalınınca sırıttım. "Sana da günaydın."
Dün akşam dediğimiz gibi yastık savaşı yapmamıştık. Sadece oturup bir kaç diziye göz atmış ve Claire'ın dediği gibi öpüşme dolu dakikalar yaşamıştık. Dudaklarımın üstünde ki sıcak dokunuşları hatırladıkça yanaklarımın pembeleştiğini hissetmiştim. Ve sırıttım. Mavi gözleri alaycı bir şekilde beni izledi.
"Kızarıyorsun. Söyle bakalım neyi hatırladın." diyerek zaten yakın olan bedenimi kendine çekti. Alnı alnıma değiyordu ve yanaklarımda hissettiğim yanma hissi giderek artıyordu. "Hiçbir şeyi." Mırıldanarak başımı geriye attım. Parmaklarım yeni yeni çıkmaya başlamış olan sakallarının üzerinde gezdi. Yaklaşık bir ya da iki saat sonra traş olacak olması kötüydü.
"Yalan söylediğini biliyorum. Beni kandıramazsın." Zaten vücudumda dolanan ellerinin verdiği avantaj ile beni sırtı üstü yatırdı ve bedeninin bir kısmını bana yasladı. "Bunu mu hatırladın?" dediği anda yanaklarımdan aşağı yavaşça inen dudaklarını hissettim. Ellerim hemen saçlarının arasına girdi ve düşüncelerim onu geriye çekip çekmemek arasında kısa bir tartışmaya girdi. Fazla ileri gitmeyi istiyor muydum? Evet. Ama uygun zaman şu an değildi. Zaten hazırlanmam yirmi dakikadan fazla sürüyordu. Fakat boynumda hissettiğim ıslak öpücükler mantıklı tarafımın savunmasını susturuyordu.
Bir karara varıp ellerimle yüzünü kavradım. Dudaklarımı hemen onunkilere kapatıp kısa bir an sonra geri çekildim. "İşe gitmem gerek." Memnuniyetsiz bir homurdanma çıkardı ve beni tekrar sırtı üstü yatırdı. Öpeceğini sandığım sırada bana sarılmıştı. Dokunuşlarına devam etmesini isteyen yanım hayal kırıklığı yaşıyordu ama şu an uygun bir zaman değildi. "Yaşlı Katy'e söyle seni bu kadar fazla çalıştırmasın." Başımı onun boyun girintisine yasladım ve kıkırdadım. "Bence bana bir patron olarak çok sevgi dolu davranıyor. Dün fazla yorulmama fırsat bile vermedi." Başını aşağı yukarı salladığını hissettim.
"Akraban olma ihtimali var mı?"
"Aslında bunu düşündüm ama ailemi aradığım zamanı hatırlıyor musun? Belki ona dayanan bir kaç kan bağım olur diye umdum ama maalesef yoktu. Onun sadece bir tane oğlu var. Diğer akrabalarının da yuvaya bir kız bıraktığını sanmıyorum. Aradığım ailem hakkında konuşurken bir şeyler çıkardı ama hiç bahsetmedi."
On sekiz yaşına kadar sürekli ya koruyucu ailelerde ya da yuvada kalmıştım. Claire ile tanıştığım zaman on altı yaşına girmek üzereydim ve yanında kaldığım korucuyu ailenin komşularının kızıydı. Dostluğumuz gün geçtikçe artmıştı ve sürekli bana uygun bir yaşa geldiği zaman ailesinin yanından taşınıp başka yerlere gideceğini söylüyordu. Beni de yanına alacağını. İkimizin beraber yaşayacağını. Bunu başarmıştı işte. Ufak apartman dairesinde beraber kalıyor, işlerimize gidiyor ve bir şekilde yaşamaya çalışıyorduk. Özgürdük. Evet bu güzeldi ama bir ailenin sıcaklığını barındırmıyordu. Her ne kadar Claire benim her şeyim olsa da konuşmaya ihtiyaç duyduğum zaman yanımda annemin olmasını isterdim. Bir şey istediğim zaman bana onu almak için çabalayan ve koruyan bir baba isterdim. Ve uğraşabileceğim bir kardeş, belkide bir abi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANGER *Düzenleniyor*
FanfictionWendy Lawrence'ın istediği tek şey özgürlük. Ama Zayn Malik ile tanıştığından beri bu imkansız hale geldi. Zayn'in istediği tek şey ise aşkına karşılık bulmak. Araya dostlar ve umutsuz aşıklar girdikçe Wendy kendini bir çıkmazda buldu. Ve onu kurtar...