Danger - Bölüm 11

31.8K 845 40
                                    

Bu bölüm düzenlenmiştir.


Bazen zihnimde kaybolurdum. Gerçeklikten sıyrılır, hayal dünyamda gezintiye çıkardım. O anda etrafımda olan şeylerden farklı dünyalar yaratırdım. Bir şarkıda yaşardım. Onu yazardım, söylerdim, dans ederdim. Bir film karakteri olurdum. Oynardım, hissederdim, karakteri yaşardım. Bir kitap olurdum. Yazardım, kurgulardım. Ya da başka bir insan olurdum. Bir ailem olurdu. Mutlu bir yuva. Çıkmaza girdiğim zaman bana yol gösteren anne ve baba. Bir sorunum olduğu zaman beraber cevap aradığım bir kardeş, bir abla, bir abi.

Zihnimde ki bambaşka versiyonlarımın etrafında yanında olan birileri vardı. Bir şarkıda onu diline dolayan insanlar ve dinlerken zevk alanlar. Bir filmde tekrar tekrar izlemekten bıkmayanlar ve asla unutmayanlar. Bir kitapta her baktıkları zaman hatırlayanlar ve bir sonraki sayfada ne olacak merakı ile her an yanında, aklında ve kalbinde taşıyanlar.

Gerçek benin yanında olan bir aile.

Her ne kadar hayatımın şu anına kadar olan kısmında çoğu şeyde kendi başıma bir şeyler başarmış olsam da, doğru yolu seçmiş olsam da, ailemin yokluğunu hep hissettim. Çünkü tek başıma kaldığım zaman en azından arkamda birileri var ve ben yalnız değilim demek isterdim ama etrafımda Claire olmadığı zaman bu boşluğa düşüyordum.

Kocaman yatakta kaç saat ağladığımı ya da bağırdığımı bilmiyorum. Belki saatler geçmişti belki dakikalar. Louis'ye seslendim. Bana yardım etmesini, en azından Will'i onunla beraber aramayı istediğimi defalarca söyledim ama hiçbir şekilde cevap gelmedi.

Telefonumu almak için ayağa kalktım. Ani hareket edince baş dönmesi hala kendini gösteriyordu ama neyse ki baş ağrım hafiflemişti.

Telefonun kilidini açmadan önce Will ile ekranda duran resmimize baktım. Beni hala aramamıştı ve korku içimde çığ gibi büyürken kilidi açtım, onun isminin üzerine gelerek bir kez daha araya bastım. Ama yine telefonun kapalı olduğunu söyleyen kadın çıktığında gözlerimi kapatıp bir kez daha yatağa yattım. Artık ağlamak bile istemiyordum. İçimde hissettiğim tek şey korkuydu. Bir nefes alıp telefonda Claire'ın numarasının üzerine geldim. Tam yeşil ahizeye dokunmak üzereyken içeriden gelen bir sesle durdum. Bir umutla hemen ayağa kalktım ve kapıya gittim. Kulağımı soğuk tahtaya dayadığım da tanıdık bir ses duyma umudu ile bekledim. Nefes bile almıyordum.

Adım seslerini duyduktan sonra içimi bir umut kapladı. Sadece bu odadan çıkmak istiyordum. Eğer burada biraz daha tek başıma kalırsam kafayı yiyebilirdim. Eğer gelen Louis ise ona Will'i beraber arayabileceğimizi söyleyebilirdim. Hatta çok isterse inatçı ve mankafalı Zayn bile gelebilirdi.

"Louis?" diye seslendim çatlak sesimle. Ama bir karşılık gelmedi. Cesaret toplama adına derin bir nefes aldım ve bu defa "Zayn?" diye seslendim.

"Zayn orada mısın? Lütfen sadece konuşmak istiyorum. Beni bu odadan çıkar." Lütfen, lütfen diye mırıldanırken adım sesleri buraya gelirken netleşti. Kapı kulpunun oynaması ile geri adım attım. Ama kapı açılmadı. Mırıldanma sesleri geliyordu ve birisi kendi kendine konuşuyor gibiydi. Çok sürmeden anahtarın kilidi açma sesini duydum. Biraz daha gerilediğim sırada kapı tamamen açıldı.

Gelen kişi Louis değildi. Siyah saçları ilk gördüğüm zaman Zayn zannetmiştim ama onun yüz yapısından tamamen farklı, biraz daha kısa birisi odaya girdiğinde ve o mavi gözleri gördüğüm zaman beynim uyuştu.

Dün gece sokakta karşılaştığım adamdı.

"Ah burada kimler varmış böyle." diyerek sırıttı. "Seni arama kısmına henüz geçmemiştim güzelim ama bu da iş görür. " İki ellerini birbirine sürterek etrafa kısaca göz attı. Sonra bakışları bende oyalandı. "Bu halinde ne böyle güzelim? Zayn'in kızları fena dağıttığını bilirim ama ilk defa böylesi ile karşılaşıyorum." diyerek kısa bir kahkaha attı. Tedirginliğimin yanında sinirlenme de baş göstermeye başladı.

DANGER *Düzenleniyor*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin