~5.Bölüm~

263 19 0
                                    

Şimdiki zaman
Seni çok özledim abim. Keşke yanımda olsan,tüm bunlara engel olsan,beni yine sevsen,güçlü olmayı öğrettiğin gibi mutlu olmayı da öğretsen.... Seni çok seviyorum abim. Orta okula yatılı giderken bana 'Eğer bir gün beni özlersen gökyüzüne bak. Aynı gökyüzünde iki kardeşiz biz' dediği cümle geldi aklıma. Kafamı gökyüzüne çevirdim.

"Hey! Ne bu duygusallık?"sorusuyla ona döndüm.

"Abim ölmeden önce bu cümleyi söylemişti."diye fısıldadım. Arabayı durdurdu. Bana dönerek ellerimi eline aldı ve sıktı.

"Duygu ben bilmiyordum."

"Abim öldükten sonra annem ile babam benimle hiç konuşmadı. Annem biraz daha yumuşaktı ama babam. Babam,o hep bana karşı sertti. Küçüktüm o zamanlar. Beni sevmediğini düşünürdüm fakat seviyordu. Bunu belli etmese de ben hissediyordum. Annemler zamanla üstüme düşmeye başladı. Abim gibi beni de kaybetmek istemiyorlardı. Onlar beni affetti. Ama ben asla kendimi affetmedim. Kalbimdeki boşluğu dolduramadım. Vicdanımı yenemedim. Sonra o vicdan buz kesti. Bir şekilde yaşadım işte. Gizem ile Didem olmasaydı belki de atlatamazdım. Babam beni Amerika'ya yolladığında beni sevmediğini anlamıştım. Şimdide bu evlilik. Demir,canım acıyor."diyip başımı omzuna gömdüm. Saçlarımı okşamaya başladı.

"Gözlerini kapattığın an o görüntü gözünün önüme gelir,canın yanar,vicdanın sızlar ve tüm bunlar seni hissizleştirir. Kalbin,ona hançer saplanmasından,atmaktan bıkmıştır."diyince ondan ayrıldım.

"Koca adamın kalbini kim kırdı?"dedim gülümseyerek. Akan makyajımı sildi.

"Boşver. Biraz sonra çekime başlayacağız. Bakalım ne kadar iyi oynuyoruz."

"Bakalım."diyip arabadan indim. Demir yanıma gelip kolunu kıvırdı. Bende koluna girdim. İkimizde gülümsüyorduk. Ama mutluluktan değildi,zorlaydı. Beraber ilerlemeye başladık. Konuklardan biri "Geliyorlar."diyince kameralar önümüze dizildi.

"Bize güzel bir poz verebilir misiniz?"diye sordu Fırat Bey. Demir'e döndüm. Elini belime sardı. Bende bi elimi omzuna diğer elimi belime koydum. Birlikte kameralara gülümsedik.

"Teşekkürler."

"Asıl biz teşekkür ederiz. Bizi böyle güzel bir günümüzde yalnız bırakmadığınız için size minnettarız."dedim sırıtarak.

"Sevgilim? Dans edelim mi?"başımla onaylayıp bana uzattığı elini tuttum. Beraber dans pistine yürüdük. Ellerini belime dolayıp beni kendine çekti.

"Ne yapıyorsun?"

"Basın burdayken aramızda iki metre ile mi dans edelim?"

"Haklısın."diyerek ellerimi omzuna koydum. Yanağını yanağıma yasladı. Bende elimi saçlarına daldırdım.

"Sıkıldım. Kameralara oynamaktan,yaşamaktan çok sıkıldım. Burdan uzaklaşalım."

"Nereye mesela?"

"Uzaklara. Herkesden her şeyden uzağa."

Sekiz saat sonra

"Siz,Rıfat Gündoğan'ın kızı,Duygu Tutku Gündoğan,Demir Yılmaz'ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Demir'e dönüp gülümsedim. Mikrofona yaklaşıp "Evet!!!"diye bağırdım.

"Siz,Gökhan Yılmaz'ın oğlu,Demir Yılmaz,Duygu Tutku Gündoğan'ı, eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Demir bana dönüp gülümsedi. Mikrofona yaklaşıp "Ömrümün sonuna kadar evet!!!!"diye bağırdı. Gizem'in "Ayağın bas. Ayağına."demesiyle Demir'in ayağına bastım. O, acıyla inlerken nikah memuru "Bende sizi karı koca ilan ediyorum."diyip aile cüzdanını bana verdi. Cüzdanı elime kaldırıp salladım. Bir yandan da sırıtıyordum.

Zoraki EvlilikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin