"Neden pembeyi bu kadar çok seviyorsun?"
"Çünkü pembe bana istediğimi veriyor, erkeklerin verdiği rahatsızlığın aksine."
"O zaman bu pembe ayakkabılar seni mutlu edecek Hwang Stephanie Mi Young, benim aksime."
Tüm Hakları Pembe Ayakkabılar...
Tiffany son mesajı okuduktan sonra telefonun komodine bıraktı. Elini kalbinin üzerine koyup söylendi.
"Neyin var böyle? Her zaman duyduğun sözler neden seni böyle etkiliyor ki?"
Yatakta doğrulup stresle saçlarını karıştırdı. O'nu bir erkek olarak düşünmesi hoşuna gitmiyordu. Bu durum yoğun stresine stres eklemekten başka bir işe yaramıyordu. Yanlış bir şey yapmamayı dileyerek uyumayı seçti.
O uykuya dalmaya başlamışken diğer tarafta ise durum o kadar sakin değildi. Sert kişiliğinin yanında Tiffany'yi sarıp sarmalamak isteyen korumacı kişiliğine hâlâ alışamamıştı Gray. Hislerinin fakına varıyor olması onu da zorluyordu. Ama ne yaptıysa da O'ndan uzak kalamamıştı. Çok üzdü Tiffany'yi. Nefret ettirmek çözüm olur diye düşündü bir süre. Buna rağmen bırakamadı pembe prensesini. Bırakamayacağının farkındaydı. O'nu her gördüğünde kalbi normalden fazla atmaya başlamıştı bir kere.
Mini bardan aldığı bira şişesini bir dikişte içti. Dudaklarında kalan sıvıyı eliyle sildikten sonra yanından ayırmadığı resmi eline aldı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Neden bu kadar güzel gülmek zorundasın ki?" diye söylendi kendini yatağa atarken. Resmi baş ucuna bırakıp ertesi gün biriktirecekleri anılar için sabırsızlanmaya başladı.
###
Geçen bölümlerde geçen resmi de aşağıya bırakıyorum. Geçen bölüm paylaşacaktım ama unutmuşum -.-
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
