3.0

34.3K 1.5K 314
                                    




Elif

BÖLÜM

3.0

Hayatta bazı şeyler hiç ummadık, hiç beklenmedik anda geliyordu. Emir benim hayatıma ne kadar hızlı düştü, ne kadar derin bir şekilde ruhumu ezdi hiç anlamadım. Ama hafızamın büyük bir kısmında yaptıkları duruyordu. Unutmamak için de kendimi sıkça zorlamak zorunda kalıyordum.

İki gündür yaşadıklarımdan sonra neler olacağını herkesten daha çok merak eder olmuştum. Bazı yaşadıklarım, sandığımdan daha fazla canımı yakmamış, sandığımdan daha fazla beni kötü etkilememişti. Bazı yaşadıklarım beni sarsmamış, rahat bir nefes dahi aldırmıştı.

Oturduğum koltuktan karşımdakilere baktım...

Ahmet, dün gece neler olduğunu tam anlamasa da halinden memnun gibiydi. Yeni evi çok sorgulamadan kabul etmiş, Balın'a merakla bakıyordu. Psikolojisi çok şükür ki eskiye göre daha iyiydi. Bu da benim rahat bir nefes almam için yeterliydi.

Azra sabah Orkun'la beraber eve geldikten sonra şaşırmıştım ama bir şey soramamıştım. Neler olduğunu sonra konuşacaktım. Ama gözleri güzel bakıyordu. Mutlu gibiydi. Arsız bir gülüşü dudaklarını koyup, Orkun'la bakışıyorlardı. Birbirlerine nefretten çok uzak bakışmalarına rağmen ona sert, yalancı bir bakış atmaya çalışıyordu. Aralarındaki her ne ise halletmek ister gibilerdi.

Orkun, Azra'nın yanından ayrılmak istemiyor gibiydi. Gibisini atsak daha iyi olacaktı. Son bir haftadır olduğu gibi değildi. Onda da Azra'nın duygularının benzeri vardı. Ama bir farkla, Azra rahattı ama Orkun rahatsızdı. Durmadan yerinde kımıldıyor, Azra'nın gözünün içine içine bakıyordu. Ama bunu yaparken duruşundan ödün de vermiyordu. Aynı sinir bozucu duruşu sergilemekten geri durmuyordu.

Emir... Kucağındaki minik kızla şimdiye kadar görmediğim kadar gülüyor, onun için şekilden şekle giriyordu. Tanıdığım o kaba adamın bu olması mantıksız geliyordu. Bana yaptıklarını düşünüyor, karşımdaki adamın şu an ki haline bakıyordum. Ona içimden küfürler sıralamadan duramıyordum. Aptal adam bana en başından anlatsaydı ne kendimizi bu kadar yıpratırdık ne de bu kadar saçma bir durumda olurduk. Ama kafasına göre davranmak onun en büyük özelliğiydi!

Bana baktığı, her göz göze geldiğimizde dün geceyi ve sabah ki halimizi düşünmeye başlıyordum. İçime gömdüğüm duygularım, onun bir dokunuşuyla erimek için çıldırıyordu. Bu da beni kahrediyordu!

Mirası istemesinin tek nedeni Balın'mış. Asya ve Balın için bu evliliği istediğini, o adamdan -Balın'ın babasından- anne ve kızı kurtarmak için çok paraya ihtiyacı olduğunu söylemişti. Asya'nın hakkında çok konuşmak istemediği anlamış, konuyu kapatmıştım. Emir bu konuda çok sinirliydi. Benim başıma gelenlere verdiği tepkiyi düşününce ve o an ki davranışlarını hatırlayınca onun hassas noktası olduğu gerçeği ortaya çıkıyordu.

"Ne olacak şimdi?" dedim birden. Herkesin bakışları beni buldu. Ama benim gözlerim karşımda bana bakan adamdaydı. "Bu ne zamana kadar devam edecek?" Sonuçta ben bir yıl sonra gidecektim ama bu belaya bulaşmışsam gittikten sonra bana ne olacaktı?

"Bir süre burada kalacağız. Ben işin peşini bırakmayacağım." Emir'in, Balın'ın yanında konuşmak istemediğini anladım ve üstelemek istemedim.

"Emiy..." diyen küçük kız Emir'in yüzüne minik ellerini koyup kendine çevirdi. "Efif'le oyun oynayım mıı?"

"Kendisi de istiyorsa oyna güzelim. Hadi git kendin sor." Emir, Balın'daki bakışlarını bana çevirdi. Bakışlarında ne anlatmak istediğini anlamıştım. Balın'a iyi davran.

Karanlığa KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin