Timur ve Tuna, annesinin hazırladığı bavulları aşağı indirmeye başladı. Bavullar öylesine ağırdı ki, sanki bir haftalık değil bir aylık eşya vardı. Timur annesine; "Bu kadar eşya almana ne gerek vardı anne?" diye sordu. Annesi; "Ankara'nın havasına güven olmaz, montu falan da aldım ne olur ne olmaz," dedi. Bavulları bagaja yerleştirdiler. Tuna'nın gözüne bagajda ilginç bir çanta ilişti. İçini açtığında büyük bıçaklar ve ilk yardım malzemeleri vb. şeyler gördü. Neden olduğunu çok merak etse de kimseye bir şey sormadı.
Veda vakti gelmişti. Annesi ve Babası iki kardeşe de sımsıkı sarılıp; "Sizler iyi çocuklarsınız, kendinize çok dikkat edin dediler. Bu tam bir veda konuşmasıydı. Timur içinden, "Anneler hep böyledir," demekle yetindi ve "Merak etmeyin her şey yolunda," dedi. Tuna'nın içi rahat değildi. Askerden yeni gelmişti ve anne babasına doyamadan seyahate çıkmışlardı. O da içinden; "Zorunlu bir yolculuk herhalde," deyip içindeki kuşkuyu bastırdı. İki kardeş evde yalnızlardı artık... Diledikleri gibi kavga edebilir, diledikleri gibi eğlenebileceklerini düşünüyorlardı. Bütün günü oyun konsolunda geçirdiler, akşam olduğunda da uyuyakaldılar.
------------------------------------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Z" YOLCULUĞU
HororNe yaparsan yap, hayatta kal. Ya yaşamak için mücadele edersin, Ya da onlardan biri olup merhamet edilmeyi beklersin. Ailenin koyduğu kurallar kadar basit değil. İtiraz etme gibi bir şansın yok. Burada onlar ne istiyorsa o olacak. Tek seçeneğin, hay...