"Neden öyle bakıyorsun Gürkan ?"
Selin'de bende anlam veremiyorduk , Gürkan 'ın bu tavrına. Kapıda durmuş sinirli sinirli hala bize bakıyordu. Suratına biz anlamsız anlamsız bakarken üzerimize doğru yürüdü.
"Ne işin var senin kız arkadaşımla ? "
Çok şaşırmıştım. Bu Gürkan olamazdı. Ciddi anlamda Selin ile birlikte cafede olmama bu şekilde tepki vermişti ama onu elimden geldiğince anlamaya çalışmıştım. Nede olsa onu kızdırmıştım. Haklıydı bu şekilde tepki vermesinde.
"Tam bizde senden bahsediyorduk Gürkan. Gel otur şöyle."
Selin'in yüzünde kızgınlık belirmişti.
"Saçmalıyorsun Gürkan sinirden yapıyorsun biliyorum ama bu çocuk buraya seninle barışmak için yardım istemeye geldi."
Gürkan'ın suratında aynı Cem'in ki gibi bir gülüş oluştu. Bir anda olsa yine sinirlenir gibi olmuştum. Ama susmalıydım suçlu bendim.
"Demek benle barışmak istiyor he ? Onca laftan sonra bunca yıl aslında bir hiç olmuşuz be biz ne barışmasından bahsediyor ?"
Bence o benden daha ağır konuşuyordu benim önceki konuşmama göre resmen bitirmişti beni.
"Bak Gürkan anlıyorum seni. Çok yanlış konuştum. Seni kırdım gerçekten Selin'inde söylediği gibi ben buraya seninle nasıl barışırım diye Selin'den yardım almaya geldim. Uzatmayalım bu meseleyi barışalım. Bak zaten onca yara aldım bide sen yaralama. "
Biliyordum Gürkan kindar birisiydi. Ama bana da bu kadar kindar oluşu beni şaşırtmıştı.
"Sen beni hiç tanımamışsın Fatih. Her zaman yanında oldum. En kötü anlarında seninle kötü oldum. Hep kardeşim dedim ama her şey ortada koskoca bir hiç ! Şimdi git buradan daha fazla konuşmak istemiyorum."
Kalkıp gitmiştim. Yürürken yüzüme çarptığı sert sözler beynimden çıkmıyordu. Gürkan bu zamana kadar bana hiç böyle nefretle bakmamıştı. Her şey o kadar üst üste geliyordu ki kendimi toparlayamıyordum. Anlamıyorum ben bu kadar kötü bir insan değildim. Neden insanlar benden bu kadar nefret ediyordu ? Ben kimseye zarar vermeyen kendi halinde bir insandım. Yorgunluk çöküyordu üstüme sadece uyumak istiyordum.
Eve gidip uyumuştum. Uyandığımda Selin'in mesajını gördüm. Gürkan'ın benle buluştuğu için baya kızdığını kavga ettiklerini yazmıştı. Gürkan'ın bu kadar ısrarlarımıza rağmen benle barışmayı reddedip hayır demesi beni çok üzerken üstüne Selin ile kavga etmesi ayrı üzmüştü. Anlaşılan Gürkan ile barışma olayı sandığım kadar kolay olmayacaktı. Düşüncelerim telefonun sesi ile dağılmıştı. Bu numara tanıdıktı arayan Cem 'di.
"Ne istiyorsun hala sen neden arıyorsun ? "
Cem 'den aynı uyuz tavır beklerken adeta kedi gibi bir sesle hiç beklemediğim şekilde konuşmuştu.
"Sakin ol ! Konuşmamız gerek onun için aradım. "
Kan beynime fışkırmıştı adeta.
"Ulan hala ne konuşacaksın hala sen benle. Defol git lan hayatımdan."
Cem aynı sakinliğini korumaya devam ediyordu.
" Bak normal bir konuşma olacak merak etme. Yarın bir yerde oturalım konuşalım."
Anlaşmıştık. Nasıl hala onunla konuşmaya gitmeye karar verdiğime inanamıyordum. Ama zaten artık yediğim o dayaktan kötü ne yapabilirdi ki ? Çekinmiyordum artık hem Azra her şeyi biliyordu benim suçsuz olduğuma inanmıştı. Bu bana yeterdi zaten artık ne yapsa da bu değişmezdi.Ertesi gün hazırlanıp söylediği yere gittim. O kadar bekletmişti ki tam kalkacakken geldi.
"Kusura bakma beklettim."
Bir an gülesim geldi yaptığı onca şeyden sonra bu geç kalması için kusura bakma diyordu. Cidden ne olmuştu bu çocuğa anlamadım.
"Yok canım ne kusuru lafımı olur. Sadece birazcık bekledim bununda kusuruna bakmayayım dimi yani. "
Cem gerçekten baya pişman ve sakin görünüyordu. O ukala zengin piçi gitmiş yerine anlayışlı, efendi, ağırbaşlı biri gelmiş gibiydi. Ama ona yinede güvenemiyordum ne yapacağı belli olmazdı.
"Haklısın , yanlış yaptığım başka şeyler için kusura bakma demem lazım. Şahsen bunun için aslında konuşalım dedim. Azra aradı beni baya kızdı. O konuştukça aslında bu işi fazla abarttığımı anladım. Ben sadece kuzenimin karşısında böyle küçük düşürülünce çok sinirlendim. Evet daha düzgünce halledebilirdik ama işte herkesin farklı bir yönü karakteri var. Azra benle baya konuştu bundan sonra herkese karşı daha anlayışlı olmaya uğraşacağım."
Hayretler içerisinde Cem'in suratına bakıyordum gerçekten bunları o mu söylüyordu. Kalbi güzel Azra'm benim artık ne kadar güzel konuştuysa şu vicdansızı bile yola getirmişti.
"Böyle karar alman gerçekten güzel. Umarım bu şekilde devam edersin. Benim için bir sorun yok zaten Azra her şeyi anladı."
Cem :
"Aslında en büyük hatam seni Azra'nın kapısının önüne o halde bırakmamdı. Ama bu fikir benim değildi zaten."
Anlamamıştım. Her şeyin en iyisini bilen Cem Bey başkalarının fikirleri ile mi hareket ediyordu.
"Nasıl yani benim fikrim değildi derken ? "
Cem'in suratı düşmüştü.
"Nasıl desem bilmiyorum ama hani senin yanında arkadaşın var ya Gürkan onun fikriydi. İlk olayın yaşandığı günün akşamı tekrardan cafeye geldi benle konuştu. Gürkan 'a senden intikam alacağımı söyledim. Canını çok yakacak bir şey yapmalıyım diyordum. Bana hak verdi kim olsa aynısını yapar dedi ve seni Azra'nın kapısının önüne o şekilde atmamı söyledi. Bende bir aptallık yaparak uydum işte."
İçime bir ağırlık oturmuştu resmen. Gürkan benim can kardeşim dediğim insan benim canımı yakmak için mi uğraşmıştı ?...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy
Teen Fiction"Çoğu zaman keşkelerim olurdu ama bu en acısı sanırım... Neden sıkılmıştım ki ? Niye geldim o cafeye ? Neden gördüm seni ? Sahiden aşk dedikleri şey bu muydu ? Ben bu içimdeki yangında kül oldum. Aşk her şeyi kaybetmeye değer mi ?" - Aşkın bu kadar...