Sinirlerim nasıl bozulmuştu.Bu bana hayatın bir oyunu galiba. Gürkana kızı tam açıklarken bir an açıklamaktan bile vazgeçmiştim ama o çoktan anlamıştı kim olduğunu garson kız yani o güzel kelimesinin bile az kaldığını düşündüğüm adını bile bilmediğim o kız arabayla önümüzden geçmişti ve bir erkeğin arabasında...Gürkan 'ı yumrukluyordum.
"Acil bunun kim olduğunu öğrenmeliyiz. Kafayı yerim ben ! "
Gürkan kahkaha atıyordu. Ne bu tavrı cidden bu sefer sinirlendirmişti.Cidden bu kadar mı beni kalpsiz görüyordu ? Gerçekten seviyorum be nefesim hızlanıyor , kalbim doluyor taşıyor adeta.Ama bunu Gürkana ispat etmek zamanımı alıcak baya anlaşılan...Yürü kalk gidelim dedikten sonra evine varmıştık. Her yerden bütün sosyal medyalardan araştırdık ama bulamadık sonunda. Sevgilisi olduğuna dair hiçbir işaret yoktu bu zamana kadar aslında. İçim azda olsa rahatlamıştı. Şimdiden bile onun başkasıyla olma ihtimali beni delirtiyordu.O anda Gürkan yine sinirimi bozucak bir kelime etmişti.
"Abi iyi hoşta bir kıza bak bir sana bak yani ne bileyim Fatih bence çok umut bağlama sonradan üzülme diye diyorum yanlış anlama yani."
İyide neden hemen beni umutsuzluğa sürmek istiyordu ki ? Gerçekten hiç mi bir halt olmazdı benden ? Yada yıllardır yanında onun boş yaveri olarak dolaşmamdan keyif alıyordu şimdide bende artık böyle işlere düştüm diye kıskanıyor muydu ? Yok yok öyle bir şey olamaz. Bu aşk denilen şey ne lanet bir şey çocukluğumdan beri kardeşim olan kişiye bile neler hissetmeme sebep oluyordu. Kendime kızmaya başlamıştım bu seferde cidden aşkın beni bu kadar esir almasına izin vermemeliydim.O akşam eve gidince uyuyamamıştım. Bir ara gaza gelip sosyal medya hesaplarını bir şekilde arayıp bulup istek yollayasım geldi ama sonunda tuttum kendimi. Şimdiden hiçbir şey yokken istek yollamak çok saçma olurdu. Hatta tanımazdı bile bence yada en fazla bu cafede tuhaf tuhaf davranan çocuk değil mi diyip isteği reddederdi. Fazla yemek yememeye başladım onu düşünmek en büyük işim olmuştu bu durumdan ne kadar rahatsız olsamda kendimi engelleyemiyordum.Boş boş dinlediğim çoğu şarkının şimdi sözlerine daha çok dikkat ediyordum. Sözlerde kendimi buluyordum. Özellikle dinlediğim bir şarkıda " Böyle uzaktan severken seni hiç olamayacak kadar benimsin." sözünden çok etkilenmiştim. Gerçekten de öyleydi onu uzaktan severken ve daha o beni hiç tanımıyorken bile benimdi. Bugün bile hayatımda ilk kez birini kıskandım. Çünkü onu sahiplenmiş gibiydim. O kömür gözleri benden başkasına bakamazdı. O güzel gülüşünü benden başkasına gösteremezdi. Ama bir yandan da Gürkan'ın söyledikleri aklımdan çıkmıyordu. Gerçekten de bu kadar güzel bir kız neden bana baksın ki ? Eminim onu seven peşinde olan çok kişi vardır. Bugün arabasına binmiş olduğu çocuk bile baya yakışıklı biriydi nasıl onlar arasında şansım olabilirdi benimde aklım ermiyordu. Ama onu sevmeme engel olmuyordu bu durum ben onu seviyordum.
Ertesi gün olduğunda Gürkan'ı alelacele kaldırtıp cafenin yolunu tutmuştuk.Gittiğimizde karşılaştığım manzara ile adeta başımdan aşağı kaynar sular indi. O çocuk yine ordaydı hatta kız onla gülüyordu biz oraya girdiğimizde... Biz köşemize oturduk baya sert sert bakıyordum. O sırada Gürkan :
" Oğlum kendine gel çok belli ediyorsun."
Anlasın belli olsun umrumda değildi. Tüm mantığımı çoktan kaybetmiştim bile. Kız yanımıza geldi menüleri uzatıp buyrun dedi. Aptal gibi kızın suratına dalmışım. Gürkan'ın ayağıma vurmasıyla kendime gelmiştim. Gürkan kızla muhabbeti kurup adını öğrenmişti. Sonunda öğrenmiştim. Adı da kendisi gibi güzeldi. "Azra" söylediği an kendimden geçmiştim. Sanki bu hayatta ilk defa Azra adını duyuyor gibiydim.Azra siparişlerimizi aldıktan sonra gitmişti.O sırada çocuğunda dışarı çıktığını farkettim.O kadar nefret doluydum ki hemen ardından bende çıkmıştım.Gürkan daha ne olduğunu anlamadan hemen kalkıp yanımda geldi. Çocuğun dibinde durdum sert sert bakıyordum. Çocuğun suratında çok ezikleyici ve ukala bir tavır vardı.
"Hayırdır ?" dedi. Sinir bozucu bir ses tonuyla...
Direk sert bir sesle:
"Azra 'nın neyi oluyorsun ?" dedim. Gürkan o sırada kolumu tuttu ve beni çekmeye çalıştı beni.
"Fatih saçmalama oğlum ne yapıyorsun ?" dedi. O kadar sinirlenmiştim ki gözüm bir şey görmüyordu. Çocuk yine aynı tavırla :
"Seni ne ilgilendiriyor lan ufaklık ? " demişti. Kan beynime zıplamıştı. Bu zamana kadar hiç hissetmediğim bir güç dolmuştu. O anda yumruğu indirmiştim suratına. Tam o sırada bir ses :
" Ne yaptığını sanıyorsun sen ? " demişti. Evet bu Azra'nın sesiydi hemde çok sinirli bir sesiydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy
Novela Juvenil"Çoğu zaman keşkelerim olurdu ama bu en acısı sanırım... Neden sıkılmıştım ki ? Niye geldim o cafeye ? Neden gördüm seni ? Sahiden aşk dedikleri şey bu muydu ? Ben bu içimdeki yangında kül oldum. Aşk her şeyi kaybetmeye değer mi ?" - Aşkın bu kadar...