Uçurum

848 75 110
                                    

"Yah Jeon Jungkook, o viskiyi hemen indir.Yoksa o tavşan dişlerini sökerim."

"Hyung, şu hobbit bana karışıp duruyor. Söyle ona, ben artık reşit bir bireyim.Benimle muhattap olurken saygı ifadesi kullanmalı."

"Kıçımın reşiti! Sanki garip robotların olduğunu bilmiyorum!"

Yerim, kırmızı gümüş bir boğa edasıyla solurken kolundan tutup onu bir adım gerilettim.

"Sakin olun ve kavgayı bırakın, tamam mı? Bugün hepimiz için barış günü olsun."

"Bu dişlekle aramda hiçbir şekilde barış olamaz. Hatta hiçbir şey olamaz."

"Yerim, bunları aştık sanıyordum." Seunghwan kollarını birbirine bağlayıp masaya yaslandı.

"Ne kaçırdım?" Kaşlarımı kaldırırken meraklıydım.

"Yerim, Jungkook'un kız kategorisine giren her canlıyı kesmesinden ve var olan bütün kız gruplarının danslarını yapmasından dolayı ona gerçekten ses çıkartan bir şaplak attı. Hem de neresine bil bakalım."

"Benim en sevdiğim bölge?"

"Tam üstüne bastın. Jungkook'ta beni taciz ettin, sapık deyince daha da sinirlendi ve birkaç gündür böyleler. Sanırım aşırı kıskançlıktan Yerim'i kaybedeceğiz."

Yerim'in suratı tam karşımda bütün ciddiyetiyle durmasaydı koca bir Kahkahayı dudaklarımdan salacaktım.

"Onu ilk gördüğün anda 'Yaşasın biz Kpop sektörünün yeni maknae çifti olacağız' tarzında bir cümle kullandığını hatırlıyorum sanki."

"Evet, o da benimle aynı fikirdeydi. Ama kendine farklı bir dişi maknae bulmuş. Yani sap gibi kaldım unnie... ''

"Yeri'de sinirlenip Jungkook'un en yakın arkadaşına, Yuyeom'a adımlar atıyor."

"Ne adımı be? Usain Bolt bunun çocuğa koşuşunu görse diz çöker "AI bacım, madalyalarım senindir." der. Haliyle Jungkook'ta bu yüzden sinirleniyor." Sooyoung ilginç

"Gidin ve şu aptal aşk itiraflarınızdan birini yapın ve barışın, tamam mı? Yeterince nefret dolu günler geçirdik, bu yüzden sadece kahkahalar duymak istiyorum."

Kızlar uslu uslu başlarını anladıklarına dair salladıklarında diğerlerine katıldık. Seulgi, Hoseok ve Jungkook Russian Roulette dansını yaparken arada kalmış bir kedi gibi korkuyla onları izliyordu. Dansları biraz... Yoruma kapalı bir haldeydi.

"Ah, unni sana söylemeyi unuttum. Şirket artık gruba dönmeni istiyor.Bir hafta sonra ki Gayo Daejun'a tam kadro katılacağız. Harika değil mi? Artık yeniden tam anlamıyla Red Velvet olacağız!"

Yerim zıplayarak anlatırken gülümseyip başımı salladım. İnandırıcığı olmayan bir gülümseme.

Dudaklarımı ısırıp onları izlemeye devam ettim. Bir saat boyunca Jungkook ve Yeri'nin kavgasını izlemiştim. Sonra da yanlarına Namjoon ve Hoseok' u da alıp etrafı gezmeye çıkmışlardı.Taehyung, Jimin, Seulgi ve Seunghwan ve Jin markete gitmişti. Burada yaşayan insanlar yaşlı çiftlerdi. Yani idolleri görseler bile tanımazlardı ya da umursamazlardı. Yoongi koltukta bir kedi gibi kıvrılmış uyuyordu. Evde başka kimse yoktu. Yutkunurken odadan bir pike alıp Yoongi'nin üstüne örttüm. Koltuğun hemen bitiş noktasında yere oturdum. Birkaç saat önce Taehyung'dan aldığım telefonumu kurcalarken kulaklığımı takıp dış dünyayla bağlantımı kesmek istiyordum. Sadece birkaç saniye sonra gözyaşlarımın döküldüğünü hissetmiştim. Yanaklarım her dakika daha fazla gözyaşıyla doluyor, nefesimin önünde bir engel oluşuyordu. Sanki artık atmak istemiyordu kalbim. Hani böyle her şeye sahipken sen de hiçbir şey yokmuş gibi bir his etrafımı sarmıştı. Ben yok olmuştum, yıkılan dünyamda enkazların altında kalmıştım. İnancımı kaybettiğim anda elimi tutacak bir sürü insan varken ben... Ben hiçbirine tutunmak istemiyordum. Ben artık kendime yaşamaya değecek bir sebep aramaktan vazgeçmiştim.

My Lucky StarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin