Bölüm 2

136 11 14
                                    

~Su~
Yolda yavaş bir şekilde yürürken Ece aradı. Çıldırmış olmalıydı çünkü o sabırsız biriydi ve bekletilmeyi sevmezdi. Kendisi de pek bekletmezdi gerçi. Mecburen telefonu açmak zorunda kaldım. "Kızım neredesin sen?!! On dakika geç kaldın tam on dakika!" On dakika fazla bir zaman değildi gerçi ama Ece kadar sabırsız ve bekletilmeyi sevmeyen birine göre fazla sayılırdı. "Tamam geliyorum iştee bana patlama!!"dedim ve telefonu suratına kapattım. Ben de böyle şeylere tahammül edemeyen biriydim. Ece bana böyle patlayınca dayanamıyordum. Bazen tartışıyorduk hatta. İkimiz de tahammül edemezdik böyle şeylere ve bazen tartışırsak olay büyürdü genelde. Şimdi onu çekemezdim ve polemiğe gerek yoktu. Artık son çare olarak adımlarımı hızlandırdım.Eğer adımlarımı hızlandırmayıp yavaş bir şekilde yürümeye devam edersem muhtemelen Ece tarafından sonum gelebilirdi...
Her şey çok güzel giderken birden kendimi yerde bulmuştum. Dikkatsiz davrandığımı kabul ediyorum ama o öfkeyle kendimi kaybedip bağırmıştım. "Önüne baksana be !" Karşımdaki şahıs biraz yakışıklı olabilirdi (hatta çok fazla) ama bu umurumda değildi. Beni ise ukala bir gükümsemeyle terslemişti. Yere düşen telefonumu aldım ve onun yüzüne bile bakmadan yoluma devam ettim. Eğer daha fazla oyalanırsam Ece beni kesecekti...
*************
~Ateş~
Şirkete çok geç kalmıştım. Dün gecenin yüzündendi bu. Kübra'yı başımdan savmaya çalışmıştım. Aslında bütün kızlar için bu geçerliydi. Onları umursamama rağmen hala ama hala peşimden koşturmaya devam ediyorlardı. Oysa ki benim şu an tek derdim babamın şirketini ayakta tutmaktı ve bu görev de bana düşüyordu. Babama söz vermiştim ve sözümü tutmalıydım.
Ama bugün o aptal kız yüzünden geç kalmıştım ve Mert arayıp duruyordu. Ona hesap vermek zorunda kalacaktım. Anlaşılan zor durumdaydım.
Ama şans Ateş'in yüzüne güler mi!! Tabi ki de hayır. Bir kız bana çarpmıştı. Bu kız de diğer kızlar gibi güzeldi hatta oldukça güzeldi fakat eminim ki benim çektiğim zorlukları anlayamazdı. Buna adım kadar emindim çünkü gelip geçici kızlar görmüşlüğüm vardı.
Kız bununla da yetinmedi ve ne yaptı dersiniz? Bana bağırdı! İnsan bir özür diler. Sonra ben ona "Hem suçlu hem güçlü" dediğimde somurtuyor. Gerçekten de öyleydi. Suçlu olmasına rağmen bağırmıştı. Kulak zarım patladı diyebilirim. Ama ben bir şey diyemeden çekip gitmişti ve diyeceklerim ağzımda tıkılı kalmıştı. Sonra erkek milletine laf söylüyorlar. Gerçekten bazı kadınları anlamıyorum hele bu kızı gördükten sonra kadınlardan korktum. Neden korktum derseniz öküzce bağırdı. Neyse ne ya, gereksiz kişilerden biri sadece. Ve bu kişiler hep benim karşıma çıkıyor.
Bunlar umurumda değildi. Benim şirkete gitmem lazımdı. Fazlasıyla geç kalmıştım. Bir de bu olay olunca iyice gecikmiştim. Telefonuma baktığımda Mert'den bir sürü cevapsız çağrı vardı. Bu sefer mahvolmuştum. Daha fazla oyalanmadan yoluma devam ettim.
Ha, bu arada, bugün öğrendiğim şey ise her güzelliğin altında iyi bir kişilik olmadığıydı. Bazen o güzelliğin altında uyuz bir kişilik olabiliyordu...

*Evet arkadaşlar bu bölüm kısa olmuş olabilir ama sonraki bölümler daha uzun olacaktır bir sonraki bölümde görüşürüz*♥

Tek Umudum SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin