Bölüm 7

60 7 5
                                    

Su
O çocuk burada nasıl olabilirdi!? Bu tesadüfe inanamazken birden içinde bulunduğum durumu hatırladım. Onun bana bakmasını umursamadım ve lavaboya gitmeye karar verdim. Lavabonun yerini bilmiyordum tabii. Ben de orada dikilen çocuğa sormaya karar verdim. Çocuğun sarı saçları parıldıyordu ve çok güzel mavi gözlere sahipti.
"Pardon lavabonun yerini biliyor musunuz acaba?"
"Tabi. İleride sağdaki ilk kapı."diyerek tarif etti. Ona teşekkür bile etmeden hızla oradan uzaklaştım.
Ece bilerek söylememişti o lafları. Muhtemelen sarhoştu onları söylerken fakat yine de kalbim kırılmıştı. Ece'den biraz uzak duracak daha sonra arkadaşlığımıza tekrar devam edecektim.
Artık kimsenin beni görmediği kanaatine varıp gözlerimdeki yaşların yanaklarımdan süzülmesine izin verdim.
Lavabonun kapısını açıp kendimi hemen içeri attım. Orada büyük bir ayna vardı. Kendime baktığımda makyajım akmıştı ve tek kelimeyle berbattım. Makyajım her ne kadar hafif ve belli belirsiz olsa da yine de fark edilebiliyordu.
Ben de iyice yüzümü yıkayıp kuruladım. Bu halim daha iyiydi. Saçlarımı da elimden geldiğince düzeltip lavabodan çıktım.
Geri döndüğümde Can beni arıyordu. Hemen onun yanına gittim. Ece'yi eve gönderdiğini haber verdi. Ben de sadece başımı olumlu anlamda sallamakla yetindim ve masama geri döndüm.
Her ne kadar fazla içmesem de bir iki kadeh derken iyice kendimi kaptırmışım. Bunu başım döndüğünde ve midem bulandığında anlamıştım. Koşarcasına lavaboya girdim ve yüzüme soğuk su çarptım. Tabi ki lavaboya hemen koşarcasına gelemeyip takılıp yere kapaklanmıştım. Tek umduğum bunu kimsenin görmemiş olmasıydı.
Sendeleyerek lavabodan çıkarken bir şeye çarptığımı hissettim. Yeniden yere kapaklanmayı umarken umduğum gibi olmadığını fark ettim. Bir çift kol belimi sarmış ve beni yere kapaklanmaktan kurtarmıştı. Beni tutan kişiye baktığımda o çarptığım gıcık çocuğun olduğunu gördüm. Böyle bir şey olamazdı. Olmamalıydı.
Kollarından kurtulmaya çalışırken o buna izin vermedi.
"Bıraksana be manyak!"diye cırlarken o sakinliğini koruyordu.
"Yere kapaklanmak istiyorsan sen bilirsin. Kendinde değilsin ve umarım bunun farkındasındır. Ha,eğer ki buna rağmen yardım istemiyorsan sen bilirsin." Bunları söylerken sırıtıyordu.
Sesimi çıkarmayınca zafer kazanmış gibi bir edayla beni masama yönlendirdi.
Ben ise o sırada kendimi onun kollarına bırakmış ve partiden ayrılmam gerektiğini düşünüyordum.
Masama geldiğimizde sessiz kalmayı tercih ettim. Çantamı da alıp gözlerimle etrafı taradım. Can'ı bulmam uzun sürmemişti. Yalpalayarak zor da olsa onun yanına gittim.
"Can benim eve gitmem gerekiyor. Her şey için teşekkür ederim her ne kadar vakit geçirememiş olsak da."
"Böyle de olmadı ama bir sonraki sefere artık. Seni bırakmamı ister misin?"
"Yok,ben taksiyle gidebilirim ama yine de teşekkür ederim."
Her ne kadar Can'a anlatmaya çalışsam da olmamıştı ve o beni eve bırakmada karar kılmıştı.
Can ile beraber arabaya doğru yürürken o uyuz geldi. Hani şu çarparak güya karşılaştığım çocuk.
Sorarcasına ona baktım. Bir şeyler sormaya niyetli gibiydi.
"Sen de Can'ı tanıyorsun demek. Bu ne tesadüf böyle? Ayrıca Can'ın da içinde olduğu bir tartışma yaşadın sanırsam. Senden kurtulamayacak mıyım ben?"
Saçma konuşmuştu açıkçası çünkü ben de onunla karşılaşmaya pek istekli değildim.
"Öncelikle içinde bulunduğum tartışma seni ilgilendirmez. Bu bir. Ayrıca Can'la da bu partide tanıştım bu da iki. Hem ne diye hesap veriyorum ki ben sana? Tek istediğim evime gitmek ve seninle bir daha karşılaşmamak."
Bunları söylerken ölümcül bakışlarımı atmayı da ihmal etmemiştim. O ise sadece sırıtıyordu.
Fazla bir şey söylemeden onu da arkamda bırakarak zor da olsa arabaya bimdim. Ve Can'a evin adresini tarif ettim.
Can'ın da yardımıyla eve girdim ve teşekkür ederek onu uğurladım. Babam evde yoktu. Büyük uğraşlar sonucunda odama çıkabilmiştim. Yürümekte zorlansam da en azından mantıklı davranabiliyordum. Yani bilincimi kaybetmemiştim yoksa partide rezil olurdum.
Rahat bir şeyler giydim ve saçımı bozup dağınık ev topuzu yaptım. Tamamen böyle durmak istiyordum. Gerekirse bu partiyi unutmak ve bir daha hatırlamamak istiyordum.
Bu düşüncelerle yatağıma girdim ve derin bir uykuya daldım...

Tek Umudum SensinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin