Gökyüzünde ki aydınlığın yerini karanlık almıştı. Tuna elleri eşofmanının cebinde pencereden gökyüzünü seyrediyordu. Kendi kendine kısık ve tikrek sesle konuşmaya başladı;
"Neden ben..? Bu zamana kadar yalnızlık resmen içime işlemiş.. Ne yaparsam yapıyım bu yalnızlıktan kurtulamıyorum.."
Gözleri dolmuştu. Ama bunu kendine bile kabullendiremiyordu. Ağlamak acizler içindir ben aciz değilim diye düşünürdü hep.Mutluyum diye düşünüp gözyaşlarını sildi. Başını arkasına döndürdü yere baktı. "Sende git gölge sende.." dedi gülümseyerek. Yatağına uzanıp kendisini uykuya verdi....................................................................
İremle Deniz kahkahalara boğulmuştu. Çok zıtlardı ama zıt kutuplar birbirini çekermiş. İrem; "Gerçekten mi? Deniz sana inanmıyorum. Sonradan babanın genlerini aldın ve bu şekilde oldun" dedi kahkahalarla. "Evet tam da öyle oldu." diye cevap verdi gülerek Deniz. "Artık kalkalım mı? Geç oldu" diyerek ayağa kalktı irem. Deniz de başıyla onaylayıp ayağa kalktı. Parkta uzun ve sessiz bir şekilde yürüdüler. Deniz "Ben buradan gideceğim egoyla.." dedi ego durağını göstererek. İrem "Pekala yarın görüşürüz.." dedi denize gülümseyerek.
Deniz durağa doğru ilerlerken arkasından "Deniz dur!" diye seslendi birisi. Bu iremin sesiydi. Arkasına döndü "Noldu İrem?" dedi şaşkın bakışlarla.. İrem ellerini denizin ellerine uzattı. Deniz de İremin ellerini tuttu. İrem "Dostuz değilmi?" dedi denizin gözlerine bakarak. "Evet dostuz. Hemde sonsuza dek" diye cevap verdi deniz ve birbirlerine sarıldılar..........................................................................
Üç, Dört, Beş...
"Berke yeter oğlum hadi yat artık"
"Tamam babaa On'a tamamlayıp yatacagım!" dedi altıncı şınavını çekerken.
Ayağa kalkıp banyoya ilerledi havluyla yüzünün ve boynunun terini silip karşısında ki aynaya baktı. Gülüp "Berke ne bu yakışıklılık" dedi yansımasını izlerken. Sporcu atletini çıkarıp yatak odasına girdi. Dolabından eşofmanını giyip yatağına yattı.......................................................................
"Alo deniz kahvaltı yaptın mı?"
"İrem sen misin?"
dedi uykulu gözlerini ovuşturarak. "Evet benim. Sanırım yapmadın kahvaltı. Yapma beraber yapalım, okulun kantininde bekleyeceğim.." Tamam demeden telefon yüzüne kapanmıştı denizin. Yataktan kalkıp dolabında ki klasik kıyafetlerini geçirdi üstüne çantasını alıp evden çıktı. Bahçede annesi denize bakarak "Nereye kızım kahvaltı..?" sözünü tamamlamadan Deniz cevap verdi "İremle yapacağız kahvaltıyı anne! öpüldün!" dedi, bahçeden çıkarken.
Okulun kantinin de göz gezdiren deniz, İrem henüz gelmemiş deyip bir sandalyeye oturdu ve İremi beklemeye başladı.
Tuna kahvaltıyı kantinde yaparım düşüncesiyle okulun kantinine girdi, etrafa bakınırken Denizi gördü. Yanına gidip sandalyeyi tersine döndürüp oturdu. "Maykılll selam" dedi gülerek. Deniz "Günaydın Tuna" diye cevap verdi.
Tuna: "Kahvaltı yapmadın sanırım bende yapmadım.. Bana tost ısmarlamaya ne dersin?.."
Deniz: "Çok isterdim ama İremle yapacağım kahvaltımı kalkarmısın masamızdan.." diyerek cevap verdi. Tuna denize sessiz şekilde biraz baktıktan sonra "Önemi yok birgün ısmarlarsın borcun olsun.." deyip sandalyeden kalktı. Deniz "Ne borcu ya...!" sözünü tamamlayamadan Tuna söze girdi "Tamam maykıl önemli değil birgün hatırlatırım ısmarlarsıın. İyi kahvaltılar" diyerek kantinin kapısından çıktı. Deniz arkasından "Manyak gerçekten manyak! Duydun mu Manyaksın!!" diye bağırdı.
...................................................................İrem ve Deniz tost ve çayla kahvaltılarını yaparken bir ses "Selam" dedi. Deniz ağzında ki lokmayı yutarken "Bu o.. Onun sesi.." diye düşündü. Başını çevirip yukarı bakınca gülümsedi, yanılmamıştı bu Berkeydi. "Selam" dedi. İrem "Selam berke oturmak ister misin?" deyip yanındaki sandalyeyi çekti. "Tabiki neden olmasın" diyerek oturdu Berke. "Eee anlatın bakalım.." dedi İreme gülümseyerek. İrem "Ne anlatalım.. Dün Denizle arkadaş olduk.. Hatta Dost." diyerek cevap verdi berkeye. "Denizle mi dost oldun? Sen..?" dedi aşağılayıcı şekilde bakarken. Deniz "Evet benimle dost oldu. Zıt kutuplar birbirini çekermiş.." dedi gülümseyerek. Berke alaycı bakışlarla başını salladı..
......................................................................
"Deniz, Berke hoş çocuk değil mi?" dedi İrem sınıfa girerken. "Evet.." diye onayladı deniz. İrem gülerek "Farketmiştim.. Ondan hoşlanıyorsun.." dedi. "Saçmalamaa.O kim ben kim.." diye cevap verdi deniz. "Zıt kutuplar birbirini çekermiş Deniz hanım.. Bunu sen söyledin.."
"Evet ama bu dostlukta işe yarar İrem hanım". "Belki aşkta da işe yarıyordur..?" diyerek sırasına oturdu İrem.......................................................................
Hava kararmıştı bile. Deniz yalnız başına her zaman ki parktan dolmuş durağına doğru giderken "İrem haklı olabilir mi? Ben berke'den mi hoşlanıyorum.." diye düşünüyordu. Dolmuş durağına oturduğun da üşüdügünü farketti. Ellerini kollarına bitiştirip dolmuşu beklemeye başladı. Arkasından bir erkek "Pişt..! Selam yalnızsın sanırım.." diyerek denizin yanına oturdu. Deniz başını çevirip bakmamıştı bile ama paniklemişti. "Merak etme benim için fazla çirkinsin sana dokunmam.." dedi tanımadığı yabancı. Deniz sert şekilde adama bakıp ayağa kalktı ve "Defolup git buradan! Sanane benim güzel çirkin olmamdan!!" diyerek bağırdı karşısında oturan yabancıya.Adam "Hadi ama öyle demek istemedim.." dedi Denize yaklaşırken. Deniz durakla tanımadıgı sapığın arasına sıkışmıştı. Nefes alış verişi gittikçe hızlanmıştı.
Taki gözlerini bir ışık alana kadar. Motorla gelen kişiye baktı. Moturdan inip, kaskını çıkarıp denize yaklaşmakta olan erkeği kendine çevirip yüzüne sert bir yumruk atmıştı. Yere düşen sapık yerden kalkar kalmaz kaçmaya başladı. Arkasından "Seni bir daha buralar da görmeyecegim!" diye bağırdı elindeki kaskı sallayarak. Deniz şaşkın şekilde sadece izlemekteydi. Bu Tunaydı.
Tuna: İyi misin?
Deniz: Evet.. Yani.. Sen nereden çıktın birden? dedi şaşkın bakışlarla.
Tuna Gülümseyerek: "Benim evim buraya yakın.. Eve gidiyordum" diye cevap verdi.
Deniz: "Teşekkür ederim."
Tuna: "Önemli değil."
İkisinin de gözleri birbirine bakıyordu.
Tuna için bir an herşey yok olmuştu. Heryer sessizleşmişti. Sanki karşısında sadece Deniz vardı.. Etraf simsiyah olmuştu. Denizin gözleriyle dünyadaydı.. O kadar güzel bakıyordu ki.. Bu bakışlar hem heyecan ve mutluluk hem de acı veriyordu....Deniz: "Tunaa" diye seslendi. Tuna birden kendine geldi.
Deniz: İyi misin? Soğuk çarptı sanırım" dedi gülümseyerek. Tuna da güldü "Yok iyiyim. Bırakıyım seni? " dedi moturu göstererek. Deniz "Bununla mı?" dedi motura bakarak "Çok teşekkür ederim ama fobim var binemem" diye cevap verdi. Tuna "Madem öyle ısrar etmiyorum" dedi deri ceketini üstünden çıkarırken. Deri ceketini denizin omuzlarına bıraktı. Deniz "Hayır gerek yok üşümüyorum" desede Tuna dinlemedi. "Tamam maykıl uzatmaa yarın verirsin bana" dedi motorun da kaskını takarken. Deniz "Tuna gerçekten çok teşekkür ederim" dedi tekrar. Tuna denize baktı gülümseyerek çok derin ve güzel bakıyordu. Ama olmazdı bunu o da biliyordu. Alaycı şekilde "Maykılll tamam. Boş teşekkür işe yaramaz bir gün bana yemek ısmarlarsıın olur biter" dedi moturunu çalıştırarak. Deniz olur anlamında başını salladı.💑💑💑💑💑💑💑💑💑💑💑💑💑💑💑
ARKADAŞLAR OLUMLU OLUMSUZ TÜM YORUMLARA AÇIĞIM. BEN EMEK VERDİM SİZ VOTE VERMEYİ UNUTMAYIN 😇 YORUMLARINIZI BEKLİYORUM..🎈