Arabadaki telsizi eline alıp "Bölgeyi intikal ediyoruz." dedi. Karşı taraftan cevap gelmesini beklemeden gecenin ıssızlığında, iki polis yavaş adımlar ile evin tahtadan ve eskimeye yüz tutmuş kapısına doğru yürüyorlardı. Kapıya vardıklarında polislerden biri, hafif kilolu olan kapıyı sağ eli ile üç kere tıkladı. Kapıyı tıklaması ile kapı gıcırdayarak yavaş yavaş açıldı. Evin içi dışarıdan daha karanlıktı. Pencerelerin perde değilde, başka bir şeyle kapatıldığından dolayı ışık dahi almıyordu ev. Hafif şişman olan polis; polisliğe yeni başlayan mesai arkadaşına arabadan feneri almasını söyledi. Arabadan feneri aldı. Feneri açıp evin içerisinde ışığı gezdirdi. Silahlarını tehlike karşısında hazır duruma getirip etrafı süzüyorlardı. Hafif şişman olan polis ortağından ışığı yakmasını istediler. Evin içinde eşyalar vardı eski durmuyordu. Yani burada yaşayan birileri vardı. Bu da elektiriğin olduğu anlama geliyordu. Uzun boylu polis elindeki feneri duvarın üzerinde gezdirip açma kapama düğmesini arıyordu. Yerini bulduğunda da açmayı denedi, olmadı. Bir kaç defa daha denedi, bir umutla.. Arkasını dönerek ortağına "Açılmıyor büyük ihtimalle şartelleri indirmiş olabilirler." dediğinde, diğer polis feneri vermesini istedi. Polis elindeki feneri ortağına verdi. Feneri alan polis emin adımlarla aşağı inip şartelleri kontrol etmeye gitti. Uzun boylu polis gözden kaybolmasını beklerken arkasından kadın sesi geldiğini duydu. Elindeki silahı kaldırıp hızla arkasına döndü.Gözlerini kısarak baktı ama bir şey göremiyordu. Bu sefer omzunda bir el hissetti. Arkasını dönmek istedi fakat polis hareket edemedi. Yapabildiği tek şey gözlerini kırpmak ve nefes almaktı. Kendini o kadar kastı ki gözünün birinden yaş geldi, buna rağmen yine de hareket edemedi. El adamın omzunda yavaşça gezinmeye başladı. Sanki adamın omzunu ezberlemeye çalışıyor gibiydi. El polise göre kadın elini andırıyordu. El durdu ve adam kullağında" yardım et" fısıltısını duyduktan sonra kadın çığlığı yankılandı. Kulağı çınlamaya başladı ve birden durdu.Omzundaki el sanki buhar olmuştu adamın burnuna kadın parfümü kokusu geldi. Omzun da yine bir el hissetti. Bu sefer el daha büyüktü ve daha sert tutmuştu omzunu. El hızla adamı çevirdi. Hareket edebildiğine sevinemeden dehşete düştü. Ortağının yüzü kanlar içindeydi. Ortağının elinden feneri alıp ortağının vücudunda gezdirmeye başladı. Kan karnında da vardı. Hafif şişman olan polis ses teleri kopacak şekilde "KAÇÇ!" diye bağırdı. Uzun boylu polis ortağını dinleyip evden hızla çıktı. Bir elinde silah diğer elinde fener olan ellerini dizlerine sabitleyip onlardan destek alıp yaslandı. Yaşadıklarını idrak etmeye çalışıyordu. Başı yere bakıyordu, derin nefesler alıp veriyordu. "Feneri buldum içeri girebiliriz, Hazar." dedi. Buraya geldiklerinden beri adını ilk defa söylemişti ortağı.. Buna değil de, az önce yüzü kanlar ile kaplı olan polisin hiçbir şey olmamış halde ortağına içeri hiç girmemişler gibi içeri girmesini söyleyediğine şaşırdı. Başını yerden kaldırıp sesin geldiği yöne baktı. Şaşkınlığı yüzüne yansımıştı. "İçeri girmek mi! Ben oradan çıkıyorum ve bana çıkmamı söyleyen sendin. " dedi durdu, fenerden bahsetti. Feneri kendi aldığı aklına geldi. "Feneri bana almamı sen söylememiş miydin ?" dedi. Gecenin bir yarısında sesi yankılandı. "Evet sende bulamadığını ve benim bakmamı söyledin bende yaklaşık beş dakikadır feneri arıyorum. " dediğinde Hazar, ortağı her konuştuğunda daha fazla dehşete düşüyordu. "Ne!" diyebilmişti sadece. Hazar elindeki ışığı yanmakta olan feneri ortağına gösterdi. "Evin içine hiç girmedik Hazar. Ben sana kaç diye bir komut hiç vermedim." dedi, hafif şişman olan polis. Bu cümlenin üzerine Hazar'ın başından kaynar sular akmıştı. "Evin içine girdik seni orada gördüm yüzün kanlarla kaplıydı!" dedi Hazar. Diğer polis Hazar'ın dediklerini yavaş ve düz bir şekilde tekrar etti.. "Evin içine girdik seni orada gördüm yüzün kanlarla kaplıydı!" dedi. Hazar elini omzuna götürüp boynunu sıktı sıkıntıdan. Boynunda ağrı hissetti. "Dalga mı geçiyorsun benimle ? Dediklerimi niye tekrarlıyorsun ?" diye kükredi Hazar. Polis tekrar aynı şekilde Hazar'ın dediklerini tekrarladı. Kendinde değil gibiydi ortağı.. Arabadaki telsiz çalıştığında dikkatini ona verip gözleri arabanın içine sabitledi. Ortağına baktığında göz bebekleri büyüdü bir an karşısında kendi var sandı. Refleks olarak gözlerini yumdu açtığında eski halindeydi. Ortağı karşısında ölü gibi duruyordu gözlerini hiç kırpmıyordu. Ortağını umursamadan arabanın şoför koltuğuna geçip telsizi eline aldı. Bir kaç numara söyleyip ardından "dinlemede" dedi. Telsizden ortağının sesi geldi. Bölgeyi ben gelmeden intikal etme!" diye uyardı. Hazar arkasını döndüğünde gözleri karşısındaki manzara ile sonuna kadar açıldı.
10 vote olduğunda yeni bölüm gelecek.
![](https://img.wattpad.com/cover/88028618-288-k343115.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK KARANLIK
Mystery / ThrillerSoğuk bir karanlık görüyorum. Sesi yok. Gölgesi yok. Sadece karanlık. Etrafa bakmaya başladığınız da sadece kafanızda kurduğunuz şeyi görüyorsunuz. Bu da karanlığın bir cazibesi. Soğuk kuzgunun karanlık kızı. Karanlık tarafa ait iken aydınlığa dah...