"Yaşadığı konusunda hem fikir miyiz ?" herkese yöneltilen soruya bir kişi aynı görüşte değildi.
Çekinmeden bağırarak "O öldü bunu gözümüzle gördük!" dedi. Doğru söylediğini biliyordu herkes ama inanmak istemiyorlardı.
"Vücudunda ankanın kanı dolaşıyor bunu biliyorsun!" karşı çıkan kişiye başını döndü.
"Bu bir varsayım. Daha önce hiç ölmemişti. Artık o yok! Bu da tek başımızayız demek!!" diyerek bütün teorilerini ve umutlarını kırmak istedi. "İnsanlık biz olmadan yapamaz." yüceliklerini masadaki herkese hatırlatmıştı.
En yaşlıları görüşünü söylemek için ayaklandı "Bu konuda yanılıyorsun. Yüceliğimiz onun ölümüyle tuz bulutu oldu ve gitti. Tanrılar ihanet etti. Dünyanın düzenini artık sağlayamayız." söyledikleri karşısındaki adamı kızdırmıştı. Elini yumruk yapıp "Yüceliğinden şüphe ediyorsan burada işin yok." dedi ve yumruğunu açtığında karşısındaki adam yaşlı insan bedeninden siyah gölgeye büründü ve buharlaşarak yok oldu. Diğerleri ise ne yapıp yapmama konusunda tereddüt etmişlerdi.
"Gökyüzü kızıla boyandığı gün yani kanlı ay'da o geri dönmüş olacak. O zamana kadar lideriniz benim!" dedi. Hiçbiri bunu istemiyordu, karşı çıkmaya ise sadece iki kişinin cesareti vardı. Birinin az önce icabına bakmıştı. Diğer bir kişi ise kalın ve onurla kutsallaştırılmış olan kılıcının ucunu yere hızla sabitleyip deprem etkisi yaratrak itirazını kendi yöntemi ile sunmuştu. "Benim bir tek liderim var ve oda ihanete uğrayarak öldü. Artık özgürüm ve tanrılara hizmet etmeyeceğim." diyerek kılıcını çekti. Taştan yüz yıllardır yücelere hizmet eden masayı kılıcıyla ortadan ikiye ayırdı. " Buradaki herkes özgür." dedi. Kılıcını havaya kaldırıp arkasına getirdi. Omurgasındaki kemikler kılıcı ait olduğu yere almak için açıldılar. Kılıç yerini aldığında ise kapanık bir daha hiç çıkmayacakmışcasına birbirlerine kenetledi. Elini havaya kaldırıp yüzünü bulanıklaştırdı ardından karanlıktan oluşan bir pelerini bedeninde belirdi. "İnsanlık artık tek başına!" dedi ve gözden kayboldu.
***
"Az önce dediklerimi unut." dedi. Karşılık vermedim. Az önceki dengesizliği beni korkutmuştu. Neyi unutmuşumda hatırlamama şaşırmıştı. Arabayı evime sürerken hiç konuşmadık. Evimin önüne geldiğimizde ise hiçbir şey demeden arabadan inip kapıyı kapatmadan gitmiştim.Bir şeyler ters gidiyordu. Hissediyordum içimdeki o tanıdık gelen acı yakarışlar, çığlık, uyarı... Hepsinin ortak bir yönü olmalıydı. Bir gizem var ve bana sürekli ipucu veriyor. Onu çözebileceğimi düşündürüyor ama aslında yanına yaklaşmamı bile istemiyor. Bana bir umut veriyor ve bunu benim elimden geri alıyor. Merdivenlerden hızla çıktığımdan nefesim daralmıştı. Soluklanırken kapıyı açtım. Anahtarı yere fırlattım. Üzerimdeki ceketen kurtuldum. Ters giden şeyleri düşünmeye başladım.
Neden buraya ait değilde konulmuşum gibi hissediyordum. 18 yaşımdaydım.
Öyleydim değil mi ?
İnsanın kendi hafızası ona ihanet eder mi ? Neden yabancılık hissediyordum ? Sanki bir şeyler sürekli değişim aşamasındaydı ? Bir ailem yok, evde tek yaşıyorum peki neden evde tek yaşıyordum ? Neden bir önceki günlerimi hatırlamıyorda bana verilmiş bir senaryoyu okuyormuşum gibi hissediyordum. Kendimi neden bilinmezliğin içinde hissediyordum ? Bu çaresizlikten kurtulmak istiyordum.
Ama nasıl ?
Odamda atığım her bir adımda eksiliyormuş ve kuşkularımdan yok oluyormuş gibi hissediyordum. Sorular cevap bulmadan gidiyordu. Onları düşünmem yanlış bir şeymiş sanki... Tarifi olmayan ama tanıdık gelen acı ölümü hissettiriyordu bana.. Boğazımdaki düğüm ağlamam gerektiğini söylüyordu ama engelleyen bir şey vardı. Ne olduğunu bir bilsem. Varoluş yok olmuş ama haberi yokmuş gibi.. Odama geldiğimde pencerem açıktı penceremin üzerinde bir not vardı. Kırmızı renkte yazılan yazıda "Üçüncü Dolunay!" yazıyordu. Bu da ne demekti şimdi ? Biri evime girip odamın camına neden bunu asmıştı ? Kırmızı boyanın 'y' harfinin aktığını gördüğümde yeni yazıldığını anlamıştım. Kağıdı elime alıp daha yakından incelemeye çalıştığımda kağıdın üzerindeki yazının mürekkep değilde kan olduğunu anladığımda çığlığım gecenin karanlığına eşlik etti. Çığlığımla birlikte odamın içinde Beliz ve kendimi gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK KARANLIK
Misteri / ThrillerSoğuk bir karanlık görüyorum. Sesi yok. Gölgesi yok. Sadece karanlık. Etrafa bakmaya başladığınız da sadece kafanızda kurduğunuz şeyi görüyorsunuz. Bu da karanlığın bir cazibesi. Soğuk kuzgunun karanlık kızı. Karanlık tarafa ait iken aydınlığa dah...