On üç

329 43 19
                                    

"Git gide sona yaklaşıyorlardı ama bunu hiçbiri bilmiyordu."

Dokuz ay sonra..

Çocuklar seçmelere katıldığı şirkete seçilmişti. Sıkı çalışıyorlardı. Şirket birbirlerinden başka diğer arkadaşlarıyla görüşmelerini istemiyordu bu yüzden onları neredeyse hiç göremiyordum. Liseden mezun olalı bir ay olmuştu. Mezuniyetime gelmelerini çok istemiştim ama onlar gelmemişti. Bilerek mi gelmediler bilmiyorum ama bu beni hala üzüyor. Onlarla geçirdiğim zamanları özlüyorum.

"Bu hikayeyi okudunuz mu? Bangtan Boys'un gerçekten böyle bir hayatı olabilir mi?"

Başımı hafifçe yana eğip neyden bahsettiklerini anlamaya çalıştım.

"Kim yazıyor ki bunu?"

"Bence bu gerçek olabilir..."

Attıkları linke bastığımda açılan hikaye benim hikayemdi. Okuyucu sayısı fazlasıyla artmıştı. Mesaj kutum şimdiden yüzü aşmıştı bile. Çocukları özlediğim için yaşadığımız şeyleri hikaye şeklinde yazıyordum. Bunu sadece bana anı kalsın diye yapmıştım. Bazı şeyleri ileride unutursam açıp okumak için.

"Bunu imza gününde onlara soracağım."

Çocuklar çok meşguldü. Açıkçası artık bizi arkadaşları olarak görüyorlar mı onu bile bilmiyordum. Şimdiden Kore'nin sevilen gruplarından olmuşlardı. Binlerce, belki de daha fazla, hayranları olmuştu. Onların şarkılarını dinliyor ve katıldığı programları izliyordum. Sürekli mutluymuş gibi davranıyorlardı. Özellikle Hoseok. O, her zaman beni neşelendirmek için böyle davranırdı ama genel olarak soğuktu. Dışarıya bu yönünü göstermeyi sevmezdi. Şimdi ise tamamen farklı biri gibi görünüyordu.

Bilgisayarı kapattım ve sıkıntılı bir nefes verdim. Bunları düşünmek kalbime inanılmaz bir acı veriyordu. Çocuklarla bu durumda olmak beni gerçekten üzüyordu. Telefon numaralarını bile artık bilmiyordum.
Bazen keşke ünlü olmayı seçmeselerdi keşke buna engel olsaydım diye düşünmeden edemiyordum. Bu onların hayaliydi ama iyi olup olmadığını bilmiyordum.

Odaya hışımla giren ablama baktım. O genellikle odaya böyle girerdi.

"Ne yapıyorsun?"

"Hiç."

"İmza gününe gidiyor muyuz?"

"Gitsek ne değişecek ki?" diye sordum ayaklarımı bilgisayar masasına uzatırken.

"Hiçbir şey ama en azından onları görmüş oluruz."

"Onlar bizi görmek için gelmiyorken biz gidiyoruz."

"Meşguller."

"Dokuz aydır mı?"

Susup bana baktı.

"Ben gideceğim. Sen de istiyorsan gel."

Odadan çıktığında kımıldamadan öylece oturdum. Çocukları gerçekten çok özlemiştim.

Namjoon'dan~

Arabaya bindiğimde kendi aralarında konuşan çocuklara baktım. Merakla ve heyecanla bir şey hakkında konuşuyorlardı.

ESCAPE (BTS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin