Bu zamana kadar birçok zorluk yaşamıştık ama bunları atlatmıştık. Kaçırıldığımda kurtulacağımı ya da çocukların gelip benim için canlarını tehlikeye atacağını düşünmemiştim. Onların gözünde değerli olup olmadığımı bile tam olarak bilmiyordum. Ben sevildiğime bir türlü inanamam. Bu yüzden beni gelip kurtardıklarında, Namjoon, Shawn'ı deli gibi yumrukladığında ve çocuklar kapıda adamları dövdüğünde işte o zaman onlar için değerli olduğumu hissetmiştim. Akşamında gelen mesajları daha dün gelmiş gibi hatırlıyorum. Yoongi'nin ilk gün bana "bizi tanımıyor gibi yap" demesini de hatırlıyorum. Hoseok'un numaramı bulup "ben en yakın arkadaşınım" demesini ve gerçekten de en yakın arkadaşım olmasını da hatırlıyorum. Onlar hakkındaki her şeyi hatırlıyorum ama onların şimdi beni hatırlayacaklarından bile şüpheliyim.
Hoseok ve Taehyung ile ablam ve Yoongi'nin arasını yapmaya çalışıyorduk ama onlar bize ihtiyaç duymadan ilerleme göstermişlerdi. Birbirlerini sevdikleri belliydi. Tıpkı benim Namjoon'a baktığım gibi birbirlerine bakıyorlardı. Galiba en büyük pişmanlığım Namjoon'a onu sevdiğimi söyleyememem ve belki de bir daha hiç söyleyemeyecek olmamdı.
Onlar şimdi çok başarılı ve onları seven bir sürü insan var. Önceden buralarda pek sevilmezlerdi. Yaptıkları rap savaşlarını sürekli kazanırlardı. Onlara "yenilmeyen takım" diye isim bile takmışlardı. Bu yüzden düşmanları çoktu. Etrafa attıkları soğuk bakışlarıyla ve yaptıkları davranışlarla Koreli insanların gözünde onlar "saygısız"dı. Televizyonu açıp onları izlediğimde benim tanıdığım çocuklardan farklı olduklarını görüyordum. Daha nazik daha alttan alan daha sevimli daha sakin ve daha neşeli kişiler görüyordum. Kamera karşısında böyleydiler ama kameralar kapandığında da böyle mi davranıyorlardı? Bu değişimleri kalıcı mı yoksa sadece kameralar açıkken mi geçerliydi? Onların aslında olmadıkları kişiler gibi davranmalarını sevmiyorum. İçlerinden nasıl gelirse öyle davranmalılar bana göre. Şimdi böyle diyince aklıma Hoseok ile olan bir anım geldi. Ona kızıp küstüğümde nasıl da sevimlikler yapmıştı... Eskileri özlemiyor değilim.
Mezuniyetime gelmelerini dört gözle beklemiştim. Sadece beklemekle de kaldım. O gün gelmemeleri benim için birçok şeyi değiştirdi. Onları düşünmemek için derslere yoğunlaştım. Bu benim için bir artı. Ailemle olan ilişkilerim güçlendi. Bir daha kimseye güvenememem bir eksiydi ya da arkadaş edinmemem. Ama önemli değildi en azından beni terk edip gidecek kimse de olmamış oluyordu. Bu satırları onların okumayacağını bilmek beni o kadar rahatlatıyor ki. Duygularımı, düşüncelerimi daha rahat yazabiliyorum. Bunları yazdığım için kızmaya hakları da yok. Burada kızması gereken bir kişi varsa o da benim. Bunu onlar da biliyor. Ablam çocukların imza gününe gitmemiz gerektiğini düşünüyor ama ben gitmemekte kararlıyım. Galiba onlarla karşılaşacak cesaretim yok. Belki de onları görünce yelkenleri suya indirmekten korkuyorumdur. Onları gördüğümde sarılıp ağlamak ve güvenlikler tarafından oradan uzaklaştırılmam istemeyeceğim şeyler. Belki de çocuklar onları rezil ettiğimi düşünüyordur. Aslında bakarsanız onlar hakkında artık tam olarak konuşamıyorum. Eskiden Namjoon olsa böyle yapardı Hoseok olsa böyle yapardı Jin olsa böyle yapardı gibi tahminler yürütebiliyordum ama şimdi hiçbirinden emin değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESCAPE (BTS)
FanfictionBilmediğiniz bir ülkede başınıza neler gelebileceğini hiç düşündünüz mü? BTS Fanfiction~ 01.05.2016