GELİN - 9.BÖLÜM - OYALI MENDİL
YER: Karakol
SAAT: 15:40
Ekin, babasını karakoldan kurtarmak için gereken kefalet parasını bulamadığı için bir yandan çareler düşünüyor, bir yandan da artık çaresizlikten başını ellerinin arasına alıp, oturduğu yerde ağlamaya başlar. Tam bu sırada omuzuna bir el dokunur. Dokunan kişi ona;
-‘’Sakin ol, herşey yoluna girecek.’’ Der.
-Efendim?
-Sakin ol diyorum. Herşey oluna girecek.
-Sen kimsin be? Gelmiş burada, bilip bilmeden Pollyannacılık oynuyorsun bana.
-Haklısınız. Size kendimi tanıştırmayı unuttum. Merhaba, hanımefendi. Ben Serkan. Doksanlar Holding’in üretim bölüm müdürüyüm.
-Bu yaşta? İnandım diyelim... Eeee? İyi de bütün bunlardan banane.
-Genç olabilirim ama babamın patronu olduğu bir şirket olduğu için çalışmam normal haliyle. Duyduğumuza göre Eti fabrikasındaki bazı çalışanlar, işlerinden çıkarılmışlar. Bizler de yeni açmakta olduğumuz üretim fabrikamızda çalıştırılmak üzere kalifiye eleman arıyorduk. Madem bu olay oldu, o zaman biz de işten çıkarılan elemanlara teklif sunalım dedik. Eğer kabul ederlerse bizimle çalışabilirler.
-İşçi avlama yani.
-Biraz kaba olmadı mı?
-Kaba ama gerçek!
-Neyse... Siz hiç bunları düşünmeyin. Birazdan bütün işçiler çıkartılacak. Sanırım, bir yakınınız için buradasınız siz de.
-Evet, babam için buradayım.
-Anladım. Üzülmeyin lütfen. Siz şimdi toparlanın ve babanızı bekleyin.
-Peki, eğer gerçekten söyledikleriniz doğruysa, teşekkür ederim.
-Rica ederim.
Serkan ve avukatı, dediği şeyi yapmış ve bütün işçilerin kefaletlerini ödeyip, serbest kalmalarını sağlamıştır. Aynı zamanda herkese yeni iş teklifini de sunmuştur. Bütün hepsi, bu durumu bir müjdeli haber gibi karşılamış, sevinçten havalara uçmuş ve hemen kabul etmişlerdir, bir kişi hariç... Mustafa! Ekin’in babası Mustafa, düşünmeden, taşınmadan bu acele işi kabul etmemiş ve içinde şüpheler doğurmuştur.
Karakolun çıkışında, babasının koluna girmiş bir şekilde yürüyen Ekin, karşıdan avukatıyla birlikte araçlarına doğru yaklaşan Serkan’ı görür ve teşekkür etmek için oraya doğru yürümeye başlar.
EKİN: Afedersiniz! Bir kaç saniyenizi alabilir miyim?
SERKAN: Tabiiki. Dinliyorum.
EKİN: Babam ve diğer bütün işçiler için yaptıklarınızdan dolayı çok teşekkür ederim.
SERKAN: Rica ederim. Sizin yüzünüzü gülerken görmek, zaten güzel bir teşekkür olarak kabul edildi bile.
EKİN: (utanarak) Teşekkür ederim.
SERKAN: Yalnız, babanız bizimle çalışmayı maalesef kabul etmedi. Üstelik işçilerin bölüm şefi olmasına rağmen...
EKİN: Babamın işlerine karışmam, neden kabul etmediğini de bilmiyorum. Mutlaka vardır kendince haklı düşünceleri.
Tam o anda, Ekin’in aklına bir fikir gelir...
EKİN: Eğer isterseniz, bir ay sonra okulum bitiyor. Babam yerine ben çalışabilirim. İşe çok ihtiyacım var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİN (Bir İntikam Hikayesi)
General Fictionlove, aşk, ihtiras, intikam, evlilik, gelin, ekin, erkan, serkan, dram, cinsellik