Hayallerimin ilki benim ilk göz ağrım sizlerle..
Keyifli okumalar dilerim 😊😊Multi; Deniz
Yeni başlangıçlar yeni hayatlar demektir. Ben de her zaman ki gibi yaz tatili havasından çıkamamış rahat rahat uyuyordum. Annem bana bir iki kez seslendi ancak hiç umursamadım. Öyle ki annemin ıslak elini yüzüme vurmasını unutacak kadar. Bunu eğlence için yapıyordu biliyordum ama hiç hoşuma gitmiyordu nedense. İşte o sabah her zaman yaptığı gibi elini ıslatarak yüzüme su sıçrattı. Ah! İşte bunu beklemiyordum. Yine uyanamamışım. Şimdi kalkta aklın başına gelsin Deniz hanım! Alarmı kurmazsan böyle olur işte. Şimdi düşünüyorum da bir daha ki sabah erkenden kalkıp aşağıda kahvaltı masasında olup annemi şaşırtmam gerek. Yoksa bunu yapmaktan hiç vazgeçmeyecek.Allah'ım çok soğuk, buz gibi ve en önemlisi ıslak bir annemin eli! Bu annemin dilinde "Deniz kalk artık yoksa bunu her sabah yapacağım!"demek oluyordu. Annem yatağımın başında bana bakarken somurtup;
"Anne çok seviyorsun değil mi bu şekilde uyandırmayı beni?"
"Deniz hanım öyle kem küm etme. Sen istedin, ben sana medenice kalk kızım dedim. Sen uyanmayıp suya maruz kaldıysan benim suçum ne olabilir ki?" İşte yine üste çıktı!
"Tamam anne seninle yarışan çıkmadı bu zamana kadar ben de kendimi tehlikeye atamam. Kalkıyorum ve hazırlanıyorum. Sen kazandın!"
Yataktan kalkıp banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım. Odama gidip üstümü giydim. Sofraya oturduğumda annem:
"Deniz çantan hazır mı kızım? Artık yaz tatili havasından çıkmalısın, üniversite sınavın var sıkı olmalısın artık okul başlıyor okula odaklanmalısın."Ben o ara hayallere daldığım için tabii ki annemi yine dinlememiş ve koluma bir çimdik yemiştim. "Anne ya!"dedim.
"Sen beni dinlemiyor musun Deniz? Doğu şu kızına bir şey söyle hep böyle yapıyor!" Babamın bana yardım edeceğinden eminim.
"Deniz annen bu sefer haklı kızım dinle onu." Ah baba! Peki peki pes ediyorum!
"Anne merak etme herşey çantada. Okuldan sonra direk eve gelirim. Şimdi izninizle durağa yetişmem gerek Melek bekliyor beni." Annem gülümseyip anlımdan öptü. Hoşçakal faslı bittikten sonra kapıya çıktığımda Melek'i gördüm, beni bekliyordu. Melek benimle yaşıt olan tek kuzenimdi ve aynı okulda okuyorduk. Melek'e sarılıp yanağına kocaman bir öpücük kondurdum. Ben ve Melek durağa yürümeye başladık. Yürürken Melek:
"Deniz biz geçekten şimdi 12.sınıf mı olduk ya!" diye sordu. Ben de;
"Evet kuzenciğim öyle olduk biraz"dedim gülümseyerek.Kıkırdadık ve durağa doğru yürümeye devam ettik. Durağa vardığımızda neyse ki otobüs hemen geldi ve bindik. Normalde bügün bizi babam bırakacaktı ama çok acil bir işi çıktığı için bizde otobüsle gitmeye karar vermiştik. Zaten hiç sevmezdim öyle özel arabayla okulun içine girmeyi. Tamam birazcık durumumuz iyi olabilir ama gerek yok yani hepsi gösteriş bence. Aklımda bugünün nasıl geçeceğini düşünürken daldımışım ve dalmamın etkisiyle yere kapaklanıp düşmem bir oldu. Melek bana gülmeye başlayınca ona 'hayırdır kızım yardım etsene' bakışı attım ama nafile. Baktım anlamıyor ben durur muyum? Tabii ki hayır. Ben de ona herkesin içinde ama kimsenin fark etmeyeceği şekilde bacağına bir çimdik attım. Birden tiz bir çığlık atınca bende kıkırdayarak ayağa kalktım. Bizde böyleydik yani ne yapalım! Annemler dahil olmak üzere herkes bizi böyle kabullenmişti. Bizde böyle olmaktan mutluyduk. Melek elini tutunmam için uzattı ama hemen geri çekti. Al işte ben biliyidim böyle olucağını! Sanki bir gıcıklık yapmasa olmayacak! Pis mal! Tam düşecekken biri elimden tuttu ve beni kendine çekti. Beni kendine çekmesiyle refleks olarak ona sarılmam bir oldu. Melek olduğunu sanıp kafamı kaldırıp baktığımda yeşil gözlü sarışın bir çocukla karşılaştım. Allahım bu neydi diyesim geldi ama tabii ki herkesin içinde bunu söylemeyecektim. Öyle bir bakıştık ki zaman ve mekan sanki durmuş gibiydi. Biraz öyle durduktan sonra beni tutup otobüsün direğine tutundurdu ve bir gülümseme yolladı dudaklarından. O anda içimde bir şey kıpırdadı. Bana tekrar gülümseyip kapıya doğru ilerledi. Bu arada da okulun durağına gelmiştik. İndik. Biz indiğimizde o yeşil gözlü çocuğa bakındım ama göremedim.Okula doğru yürürken Melek bana bakıp "kız kimdi o taş?" aman zaten bizimkinin gözünden de bişey kaçsın ya! Bıkkınlıkla oflayıp "nerden bileyim ben! senin yapman gerekeni o yaptı hanımefendi!" dediğimde yüzünü buruşturdu ve bişey demedi. Okulun kapısına vardığımızda okulumu ne kadar özlemiştim bir kez daha anladım. Sonra Melek'in dürtmesiyle kendime geldim. Sınıfları öğrenip sıraya girdik. Neyse ki Melek'le aynı sınıftaydık. Müdür konuşmaya başladı ve konuşmasından sonra sınıfa çıktık. Cam kenarından ikinci sıraya oturduk. Burdan hem okulun bahçesi göründüğü için dışarı da rahatça bakabilirdik. Ben geçen senelerde burda olduğum için müdür yardımcılarını, bütün hocaları ve doğal olarak müdürümüzü de tanıyordum. Melek bu sene gelmişti okula. Yaz tatilinde biraz şirinlik yapıp bayağı da bir sürünüp onu ikna etmeyi başarmış ve daha sonra onu kendi okuluma getirtmiştim. Derse giren hocayı daha önce görmüştüm ve o hoca çocuk gelişimi öğretmeniydi. Ah evet çocuk gelişimi öğrencisiydik ben ve Melek. Ne müthiş değil mi?
Hoca dersin işlenişi hakkında bir şeyler anlattı ve sonra da zil çaldı. Sınıftan çıktı. Bizde Melek'le konuşurken yanımıza Rojda geldi. Geçen seneden sınıf arkadaşımdı ve onunla da aynı sınıftaydık. Melek'in yokluğunda onunla biraz avunmuştum. Okul zaten benim kayırma olduğumu bildiği için biraz hatta biraz az kalır bayağı beni pohpohluyordu resmen. Ve ben bu durumu hiç sevmesemde hayallerim için buna katlanmak zorundaydım. Rojda'yla biraz muhabbet ettikten sonra kantine gideceğini söyleyip gitti. Melekle baş başa kalmış sınıfta konuşurken aklıma birden Sena geldi. O benim kardeşim gibi gördüğüm tek arkadaşımdı. Ortaokul bitene kadar hep beraberdik ve ne yazık ki lisede yollarımız ayrılmıştı. Bizim bir grubumuz vardı ve şuan grubumuzdan biri eksikti. Bize ortaokulda herkes "Üç Silahşörler" derdi. O günleri çok özlemiştim açıkçası. Keşke o da şuan yanımızda olsa diye düşünürken Melek'in dürtmesiyle kendime geldim. "Hadi Deniz dışarı çıkalım"dedi. Ben de tamam dedim ve sınıfın kapısına doğru yol almaya başladık.
Melek koşmaya başlayıp beni de hareketlendirdi ve bende koşmaya başladım. Okulun bahçesinde koşuştururken birine çarptığımı hissettim. Ah hadi ama! Neden hep böyle şeyler beni buluyor? Etrafıma baktığımda yerde olduğumu anladım. Ama yer neden bu kadar sıcak ve yumuşaktı? Kafamı kaldırdığımda sabah gördüğüm o yeşil gözler yine karşımdaydı. Ama nasıl? Ben onu nasıl görmemiştim okula gelirken? Bu düşüncelerim içimi titreten bir çift yeşil göz için miydi? İç dünyamdan çıkıp beni hala tutan yeşilin en güzel tonu olan gözleriyle buluştu gözlerim. İşte o an bir şimşek çaktı sanki!
Allahım sana geliyorum!!
(Uzaktan'ın 1.bölümünün düzenlenmiş halidir.)
Hadi herkes yoruma ve votelere koşsun!!!
Hadi bakalım size güvenim sonsuz...
Yedinci bölüme kadar düzenleme yapmayı düşünüyorum bu yüzden her hafta bir bölüm düzenlenecek..
Herkesin Ramazan bayramı mübarek olsun ballı bademlerim 😘😘😘😘😊😊😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAKTAN
Подростковая литература🍃 Ben seni hep uzağımda sanarken farketmediğim bir şekilde çıktın karşıma.. Ben Deniz, gerçek aşkı hayallerimde yaşatırken meğer aşk uzaklardan bana geliyormuş.... Onun orman renginde olan yeşil gözleri ile karşılaştım bir anda ve o gözler...