İyi okumalar....
Aras Keskin;
Sinirim hiç dinmemişti ve hala burnumdan soluyordum. Deniz peşimden gelmiş ve yalnız kalmama izin vermemişti. Neden geldiğini az çok anlamıştım. Arabaya bindiğimde nereye gideceğimi bilememiş daha sonra aklıma şiledeki dağ evim gelmişti. Oraya giderkenki sürede Deniz konuşmaya yeltenmiş ama sinirli olduğum için onu susturmuştum. Ki zaten onun şirinliklerini düşünecek durumda değildim. Evin kapısına geldiğimizde Deniz'e baktım. Evin dış cephesini inceliyordu. Biraz durup ona baktım. Çok tatlı gözüküyordu. Neden böyle söylediğimi bende bilmiyorum ama öyleydi. Galiba sinirimi onun için biraz erteleyebilirdim. Onu biraz daha izledikten sonra "ne bekliyorsun orda öyle?" Alayla konuşup. Kaşlarını çatıp bana;
"Aman sende hemen söyleniyorsun. Ne var yani etrafı inceledim biraz. Geliyorum." dedi.
Onu sinir etmeyi seviyorum. Eve girdikten sonra hemen şöminenin yanına koştu. Bende mutfağa geçtim. Aklıma onun beline dokunduğum an geldi. Sanki o an bütün sinirim geçmiş gibiydi. Kettledan gelen kaynama sesiyle kendime geldim ve 2 tane kahve fincanı çıkarıp kahveleri hazırladım. Ah dostum bu kız beni kendimden geçiriyordu! Daha sonra fincanları elime alıp salona doğru ilerlemeye başladım. Odaya gittiğimde görüş açıma şöminenin önünde ısınmaya çalışan bir adet baş belası girdi. Yanına gidip elimdeki fincanı ona uzattığımda hemen aldı ve kahvesini yavaşça yudumlamaya başladı. Bende iştahla kahvemi yudumlarken bana "ne oldu bana tam olarak anlatır mısın?" dediğinde duraksadım. O bana merakla bakarken benim aklıma o an geldi.....
O sürtüğün bana ihanet ettiği an geldi.
"Deniz bu konunun seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum. Sadece ayrıldık o kadar. Ayrıca peşimden gelmene gerek yoktu."
Kaşlarını çattı ve "peki Aras kusura bakma bir daha senin yanına gelmem seninle muhatap olmam gerçekten özür dilerim rahatını bozdum." deyip kahvesini bıraktı ve kapıya doğru ilerledi. Sonra kendi kendine bir şeyler mırıldanmaya başladı. Sesinin güzel olduğunu tahmin etmiştim ama bu kadar ruha dokunan bir sesinin olması beni şaşırtmıştı. O an aklım başıma geldi! Ben onu üzmüştüm! Bunca yıldır ona kıyamayan ben bir sürtük için onu üzmüştüm. Allah'ım ben nasıl yaptım böyle bir şeyi! Hay ben o dilimi! Hemen peşinden koştum ve elini yakaladım. Bana dönüp baktığında içimden kendime küfrettim. Ağlıyordu ve buna ben sebep olmuştum.
"Ne var Aras ne istiyorsun! Yetmedi mi beni azarladığın, sinirini çıkardığın? Daha ne istiyorsun benden?" Ah oğlum Aras ah ne yaptın sen?
" Deniz bak kusura bakma hadi gel içeri gidelim."
" Sen ciddi misin gerçekten? Kusura bakma öyle mi? Sen kalk benden sinirini çıkar sonra bir maganda gibi gel kolumu tut bide üstüne kıro gibi kusura bakma de! Gerçekten mi ya?"
Salak kafam 'kusura bakma' nedir lan? Kendine gel Aras eski günlerin geri gelmesi için hadi oğlum hayaline kavuşmak için şu kız için oğlum be!
İyice berbat ettin düzelt şu işi! Surat ifadem şuan nasıl bilmiyorum ama başlamalıyım yoksa beni bırakıp gidecek!"Deniz ben gerçekten çok özür dilerim. Beni affet sana öyle kaba davranıp sinirimi çıkarmamalıydım. Tekrardan özür dilerim. Lütfen hadi gel içeri girelim."
"Gelirim ama bu saatte gidecek bir yerim olmadığı için." Ev-vet işte bu oğlum Aras! Başardın!
Ses çıkarmadan peşinden gitmeye karar verdim zira daha fazla konuşursam onu kaybetmekle yüz yüze gelebilirdim. Eve geldiğimizde etrafına bakınmaya başladı."Ne oldu yine evi mi süzüyorsun?" dedim alaya vurarak. O da "seninle konuşmak istemiyorum sadece eve geldiğimizde bir gitar gördüm onu arıyorum. Hah! İşte buldum." deyip ayağa kalktı. Bir dakika bile sürmeden gitarı alıp şöminenin yanındaki mindere oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAKTAN
Teen Fiction🍃 Ben seni hep uzağımda sanarken farketmediğim bir şekilde çıktın karşıma.. Ben Deniz, gerçek aşkı hayallerimde yaşatırken meğer aşk uzaklardan bana geliyormuş.... Onun orman renginde olan yeşil gözleri ile karşılaştım bir anda ve o gözler...