Selamsss!! Multide Deniz var!!!
Araba durduğunda eve geldiğimi anladım. Tam inecekken Sena;
"Haluk abi sen git ben bu akşam Deniz'de kalacağım" dedi.
Haluk abi tamam anlamında başını salladı sonra da beraber arabadan indik ve o muhteşem lüks evime doğru ilerledik. Evet doğru duydunuz lüks dedim zengindik ama şu burnu havada olanlardan değildik. Hani şu tepeden bakanlar var ya işte biz öyle değildik. Annemin yanında sadece ben doğduğumdan beri burda olan Hacer teyze vardı. Ben ona çook güzel bir hitap etme şekli bulmuştum. Ona dida derdim hep, o da bana hep kuzucan derdi. Yani bizim evin emektarıydı. Ben cebimden anahtarları çıkarmak için uğraşırken kapıyı didam açtı.
"Hoşgeldiniz Sena ve Deniz hanım buyrun"dedi. Ahhh şu formaliteler, hanımlar, beyler hiç sevmiyorum bu resmilikleri ya hele bir de didam deyince bu sinirim iki katına çıkardı. Oldum olası içinde büyüdüğüm bu zenginliği sevmedim. Sevdiğim kişiler bana 'hanım' diye hitap etmesi tuhafıma gidiyor ve sinirleniyorum. Yahu bende sizin gibi insanım bir üstünlüğüm yok ki. Ben didaya;
"Hiççç hoşbulmadık dida ya artık bırak bu beyi hanımı biliyorsun sevmiyorum bunları." dedim. Sena baktığımda o da beni onayladı. O da benim gibi sevmezdi bu tür formaliteleri. Canım ikizim ya. Didam bize tebessüm ederek;
"Peki, peki kuzucan bir daha demem ama napayım kuzum alışkanlık. "
"Heh şöyle işte ben senin kuzucanınım ya "dedim gülerek..
Sonra Sena'yla birbirimize sinsice bakıp üçe kadar saydık ve didanın yanağına kocaman bir öpücük kondurup yukarı annemin yanına çıktık. Kahvesini yudumluyordu afiyetle. Bizi gördüğünde ona gülümsedim ve her zamanki seslenişimi yaptım;
"Merve Sultaaaaaan! Ben geldim!" dediğimde Sena koluma vurup "heyy! Bende burdayım!" dediğinde gülerek;
"Pardon biz geldikkk!!" dedim. Annem de bizim halimize gülerek tepki verirken,
"Günün nasıl geçti güzel kızım." dedi. Tabi Sena hemen oradan atladı:
"Çok iyi geçmiş Merve teyze baksana şuna ne kadar mutlu." deyip kıkırdadı.
Kesin şu Aras'ı kastediyordu. Aklı sıra anlatmadan önce emrivaki yapıcaktı. Ben de arkamdaki yastığı alıp hemen ona fırlattım.
O da "tamam Deniz bir şey demedim" işte böyle yola gel!!
"heh şöyle kız ol bakıyım" dedim kıkırdayarak. Biraz yalakalık yaparak annişime " tabii ki iyi geçti çünkü günün sonunda annemi ve üvey kardeşimi gördüm daha ne istiyeyim." dedim sırıtarak.Annem güldü. Sena başta kızmış gibi yaptı ama sonra kendini tutamayıp o da güldü. Annemden izin isteyip odama çıktık beraber. Sena'dan daha önce biraz bahsetmiştim ama şunlar da var: ikizim bir sağlık lisesinde okuyor ve hayali başarılı bir doktor olmak. Sena'ya kardeşim dememin sebebi ise beni benden daha iyi tanıyor olması ve tabii aynı şey onun içinde geçerli. Biz birbirimizin diğer yarısı gibiydik. Ben ve Sena birbirimizi kendimizin eksik parçası olarak görüyoruz. Arada sırada biraz süründürsede ben onu öyle seviyordum işte. Bir keresinde ortaokuldayken ikimizde aynı çocuğa aşık olmuş, bunu öğrenince de çocuk aklı işte ikimiz saç başa girişmişiz. Tabi bu Ayşe teyzenin anlattıkları. Ondan sonra daha da kavga etmemişiz. Nasıl diye sorarsanız, ben ve Sena pek kin tutan biri olmadığımız için küslüğümüz sadece 5 dakika sürmüş. Ondan sonra birbirimize söz verdik ve bu zamana kadar hiç kavga etmedik. Yani atışmalar, poster kavgaları, arada sırada süründürmesi hariç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UZAKTAN
Novela Juvenil🍃 Ben seni hep uzağımda sanarken farketmediğim bir şekilde çıktın karşıma.. Ben Deniz, gerçek aşkı hayallerimde yaşatırken meğer aşk uzaklardan bana geliyormuş.... Onun orman renginde olan yeşil gözleri ile karşılaştım bir anda ve o gözler...